Bölüm 7

117 37 22
                                    

Mutfaktan gelen cam kırılma sesleriyle, ilk önce yerimizde donmuş bir şekilde bir süre sessizce beklesek de, gelen uğultulu rüzgar sesleri odayı doldurmaya başlamış ve soğuktan ürpermeme neden olmuştu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Mutfaktan gelen cam kırılma sesleriyle, ilk önce yerimizde donmuş bir şekilde bir süre sessizce beklesek de, gelen uğultulu rüzgar sesleri odayı doldurmaya başlamış ve soğuktan ürpermeme neden olmuştu. Fırat, beyaz gömleğini hafifçe yukarı kaldırdığında, pantolonuyla gömleği arasına gizlediği metalik yapı gözüme çarptı ve korkuyla irkildim.

Silahı yavaşça belinden çıkarıp emniyetini açtı. Birbirine sürten metal sesinin doluştuğu kulaklarım uğuldamaya başlamıştı. "Ölen adama bir yenisini daha mı eklemek istiyorsun?" dedim fısıltıyla.

"Onların iki taneyi eklemesinden iyidir." diye karşılık verdi. Çatılan kaşları arasında yakaladığım bakışları korku yüklüydü onun da. Önden yavaş adımlarla mutfağa doğru ilerlediğinde, duvara yapışarak yürümesi temkinli oluşunu gösterirken, ben ne yapacağını bilmez şekilde elime aldığım porselen sabunlukla onu taklit ederek ardından ilerliyordum.

Silaha karşılık porselen sabunluk, ne güzel savunma yöntemi ama!

Fırat, mutfağın kapısına yakın duvarda durarak bir süre rüzgarın uğultusuyla sevişen sessizliği dinledi. Ardından ani bir hareket yaptı ve silahını öne doğrultarak mutfağa girdi. Ben onun kadar cesur değildim. Hatta Fırat'ı öldürdüklerinde, bana ulaşmalarıyla benim sokak kapısından kaçmam arasındaki zaman farkını hesaplıyordum.

Beklediğimin aksine silah sesi yerine Fırat'ın art arda sıraladığı küfürleri duymuştum. Ağzından nefretle çıkan kelimeler sonunda, "Gitmişler!" diye seslendi.

Mutfağa ürkek adımlarla girerken, hala karşı binada yılların emeklisi Hilmi Amca'yı öldürerek evine konuşlanmış keskin nişancıların olmasından korkuyordum. Zavallı adamın kimsesi de yoktu, cama çıkıp mahalleliye laf atmaması dikkat çekerse ancak ölüsü bulunurdu.

"Bu kadar da korkak olmanı beklemiyordum." Dudakları yukarı kıvrıldığında, benimle alay edişinin ardına endişesini saklamaya çalıştığını biliyordum. Tam ona karşılık verecekken, üst komşum olan ve benden illallah etmiş Gülten teyzenin sesini duymamla, eski sessizliğime geri döndüm.

"Yeter be kızım! Eve giren çıkan belli değil, apartmanı yol geçen hanına çevirdin ses çıkarmadık ama iyice çığırından çıktın sen. Gecenin köründe bu gürültü ne? Çocuklar uyuyor. Sabah toplayacağım apartmanı, mahkemeye başvuracağım. Yetti artık!"

Gülten teyzenin her zamanki söylenmelerine kulak asmazken, bakışlarımı camı kırılarak açılan balkon kapıma diktim. Aklımda beliren düşünceler, peşimde bir seri katilin dolaşıyor olmasından çok, şimdi boş yere balkon kapısı masrafının çıkmasıydı. Yaşadığım hayata paralel olarak fikirlerim de fakirleşmişti.

"Artık burada kalamazsın." dedi Fırat, cam kesiklerine basmamak için parmak üzerinde kapıya doğru yaklaşırken. "Şu olay bitene kadar sana düzgün bir ev ayarlayalım. Olmadı bende kalırsın."

SAKLAMBAÇ  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin