''Hyungggg hadi müzeye de girelim. "Diye Baekhyun Suhoyu çekiştirirken çocuklar sadece ona gülümseyerek bakıyorlardı. Sehun dışında herkes onun iyi olmaya başladığına inanıyordu çünkü Byun Baekhyun çok iyi bir oyuncuydu.
Sehun hyungunun her davranışını en ince ayrıntısına kadar incelerken Baekhyun onun bakışlarını fark etmiş ona buruk bir gülümseme vermişti.
Sehun bundan cesaret alarak "Hadi hyunglar gezmeye geldik hadi gidin aşk yapın bende Baekkie ile dedikodunun yapacağım. ''Dediğinde Bayan Byun da dahil herkesi iki dakikada dağıtmıştı.
''Sehun ne yapıyorsun?'' diye Baekhyun yüzündeki gülen ifadeyi atıp bitmiş halde omuzlarını düşürerek sorunca Sehun sadece ona kollarını sıkıca gözle görülür şekilde zayıflamış bedene sarmıştı.
''Hadi ama hyung gerçek Baekhyun hyungu istiyorum sahtelikleri at bunlarla beni kandıramazsın ve benimle konuş dök içini "diyerek müzenin arkasındaki banka çektiğinde Baekhyun ifadesizce yanına oturdu.
Neyi anlatacaktı ki geriye Baekhyundan ne kalmıştı anlatacak?
Sehun karşıda rüzgarda sallanan büyüğünü dürtüp ''Hyung, benim yakışıklı hyungum."diyerek kafasını eğip sevimlilik yaptığında Baekhyun kafasına vurup onu geri çekilmesini sağlamıştı.
"Ne istiyorsun Hun, iyi değilim olmayacağım da eski neşeli insan olmamı bekleme benden.''diye bıkkınlıkla konuştuğunda Sehun onu kendine çevirerek karşılık verdi.
''Beklemiyorum hyung yaşadıkların kolay şeyler değil. Ama bundan sonra ne yapacaksın onu merak ediyorum. Yani... Bizi... Bırakacak mısın?....Tıpkı... Kris, Luhan, Tao gibi... "Sehunun sesi sona doğru hüzünlenirken Baekhyun üyeler gittiğinde en çok üzülenin Sehun olduğunu biliyordu. Sehun her şeyi içinde yaşardı ve şimdi bile hala onlar gittiği için onların odalarına zorunda kalmadıkça girmiyordu.
''Sehun sence ne yapmalıyım?''
Hyung, Chanyeolu unut hadi benimle çık. O pislik hyung başkaları sürtüp üzülmez iken senin üzülmeni istemiyorum. Ben de seni mutlu ederim .Cidden bak. Her gün on kere hayır hayır yirmi kere seni sevdiğimi söylerim mesela sonra seninle hep pizza yemeye gelir, boş zamanlarımızda da tatile çıkarız ha olmaz mı? Ama gitme hyung senin gidişini kaldıramam.Sen her kötü anımda yanımdaydın eğer gidersen beni terk edersen gider Han Nehrinden atlarım ha?''diye sonlara doğru gülümsese de ciddiydi.
''Saçmalama Hun erkekler ilgini çekmiyor bile, bunları yapmak sana iğrenç gelir.''
''Hiçte bile senin için gay olurum ben. Ama gitme hyung.Seni hiç üzmem.''Baekhyun en küçüklerinin bile bu kadar düşünceli olmasına sevinse de ruhu ait olduğu kişide teselli bulmak için yanıyordu içten içe...
''Hun gitmeyeceğim söz ama Kore'ye döndüğümde nasıl yaşarım bilmiyorum.Her Chanyeolun gördüğümde beni sedyede bırakıp arkasını dönerek odadan çıktığını hatırlayacağım.
Geldiğimde yapacağım ilk iş yurttan ayrılıp bir stüdyo daire tutmak olacak. Sık sık gelirsin yanıma olmaz mı?'' diye gülümseyerek tekrar yan tarafına döndüğünde boynuna sarılan kollarla donmuştu.
''Seni seviyorum hyung, bu kadar güçlü olduğun için teşekkür ederim. Seni çok seviyorum.'' Diye burnunu çekip konuşurken Baekhyun sevecenlikle saçlarını okşayıp sırtını sıvazlamakla yetindi.
......
''Biliyordum. Yine eski Baek olacağını.Hayatı her zamanki umursamazlığıyla yaşayacağına emindim.''diye uzun olan tıslayarak arkasını dönüp müzeden çıktığında kendine kızıyordu.
Buraya neden geldiğini de bilmiyordu. Baekhyunu özlediği için miydi yoksa onu yiyip bitiren vicdanı mıydı emin değildi.
Sadece o boş yurtta onun yatağında ,onu kokusunda bedeni özlemle kavrulurken dayanamamıştı.Ama görmek istediği manzara biraz üzgün bir Baekhyun görüp ayaklarına kapanıp af dilemek iken Sehunun 'Seni seviyorum'a karşılık gülümseyerek ona sarılan bir Baekhyun değildi.
Müzenin dışına çıkmak üzereyken karşısındaki yüzle adımları duraksamıştı.
Dilinden sessiz bir mırıltı özgürlüğünü kazandı.
''Anne...''
Kadın duygusuzca karşınsın da duran çocuğa bakarken Baekhyunun tüm geceki ağlayışları kulaklarına doluyordu.Chanyeolu kabullenmesi kolay olmuştu çünkü oğlunun gözlerindeki aşka ve Chanyeolun gözlerindeki aşka inanmıştı üç yıl önce karşılarına elle ele çıkıp birlikte olduklarını söylediklerinde.Ama şimdi Chanyeolun çökmüş hali onu dinlemesine ya da sinirinin yatışması için yeterli bir sebep değildi.
"Chanyeol.... Eserini görmeye mi geldin? "Diye sorduğunda Chanyeol suçlulukla sadece başını eğerek selam verip yanından geçerken Bayan Byunun kolundan tutmasıyla durmuştu.
"Oğlum güçlüdür Chanyeol bunu atlatacaktır ama sen... Bunu yaptığına her gün pişman olacaksın biliyorsun değil mi?Pişmanlığınla oğlumu daha fazla boğma ondan uzak dur.Ona hala aşıkmış gibi bakma "dediğinde Chanyeol gözlerini kapatıp derin bir nefes alıp verdi.
"Oğlunuzun gayet keyfi yerinde Bayan Byun. O bebek onun için sadece bir hevesti şimdi olmayışına üzülmüyor bile. Ben en doğru kararı verdim. "Diyerek kolunu sakince çözerek hava alanına tekrar giderken aslında rahatlamış hissediyordu. Baekhyunun iyi olduğunu görmek üzerindeki yükü hafifletmişti ama bilmiyordu ki insanlar görmek istediklerini görürler, aslında olanı değil.
Ve yazar aciz parmaklarını ,aciz düşüncelerini satırlara dökerek bir bölümü daha tamamladı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CHILD[ChanBaek]
FanfictionO bizim çocuğumuzdu Chanyeol bizim... Ondan nasıl bu kadar çabuk vaz geçebildin?