4.Bölüm

185 25 4
                                    

Kai dünyasının ters dönüşünden nedensizce rahatsız değildi. Artık daha sık evde vakit geçiriyor, başka insanlarla düzüşme ihtiyacı hissetmiyordu. Sürekli müptelası olduğu içkiyi bile arada bir ağzına alıyordu fakat sigarayı hala bırakmamıştı. 

Sigara onun en büyük kaçış noktasıydı. Sigaradan havaya karışan gri duman, içindeki gri kalmış bütün parçaları da alıp götürüyordu. Genede son zamanlar onun için zor geçiyordu.

Nedeni içki değildi,ihtiyaçları değildi. Bütün neden Sehundu. Sehunun bakışları.

Farkında değil miydi? Gerçekten farkında değil miydi ne denli güzel baktığının.

Sehun her baktığında Kainin içerisindeki bir yer sızlıyordu,derinlerde bir yer küçük bir kaçış noktası arıyor sonra bulamayınca kendini duvardan duvara vuruyor gibiydi.

Bu yüzden Sehunun ağzından çıkan her Luhan lafında Kai bir sigara yakıyor dağılan dumanın gidişini izliyordu. Ve ne tuhaftır ki bu sefer işe yaramıyordu. Dumanın hiçbir şeyi alıp götürdüğü yoktu.

Kai vardı,aklında Sehun vardı,kalbinde acı vardı ama dumanın yarattığı o güzel etki yoktu.

Ne kadar daha dayanabileceğini bilmiyordu. Arada bütün eşyalarını toplayıp eski hayatına dönmeyi düşünüyordu, sonra gene Sehun bakıyordu bu fikir beyninin tozlu raflarına karışıyordu.

"Günaydın Jongin"

Sehunun ona Jongin diye seslenmesini seviyordu. Ona Kai diye seslenmesini de seviyordu. Aslında Sehunun sesini,kendisine sesleniş biçimini seviyordu.

"Günaydın Sehun"

Birazdan burnuna dolacak güzel kokuyu şimdiden hissedebiliyordu. Hayır yemek kokularından bahsetmiyordu, Sehunun kendine has kokusundan bahsediyordu.

Manolya kokuyordu Sehun, ilkbaharın başlangıcı,yeşilliğin yeniden dünyaya hakim olacağının habercisi ve en önemlisi dalından koparılınca yaşamayı kesen çiçek olan manolya kokusu.

Manolyalar dalında güzeldi. Sehunda kendiyken güzeldi, eğer biri Sehunun kalıplarını yıkarsa onun bir çiçek gibi solmasından korkuyordu.

Evet Kainin korkuları vardı.İlk defa umursamazca yaşadığı hayatının içinde korku tohumları yetişiyordu. Neden yetişmesindi zaten.Biliyordu aşık oluyordu, ki aşk korkunun kapısını açan yegane anahtardı.

Kainin anahtarı Sehundu, Sehunun anahtarı Luhan. Böylece Kai umutsuzluğa adım adım sürükleniyordu.Terk edemiyordu,sahiplenemiyordu, onunla bir bütün olamıyordu. Uzaktan izlemek acı verici olsa da hiç izlememekten iyi gözüküyordu. Kai de aynen bunu yapıyordu, başka bir çıkış yolu göremediğinden bu yolda devam ediyordu.

"Hadi Jongin kahvaltıya gel"

Yutkunamıyordu. Kainin boğazında sürekli düğümlenen bir düğüm vardı ve o bunu yutkunup derinlere gönderemiyordu. Çok bir şey istemiyordu, hayatında gerçek manada bir kaç insanı sevebilmişti. Aşk değil sade,saf sevgi. Hiç görmediği annesini sevmişti mesela,onu başkalarından koruyan yurt görevlisini, uzaklarda olan kardeşini. Peki neden bir geri dönüş alamamıştı.

Kai kötü biri olduğunu düşünmüyordu, elbette şerefsizin önde gideniydi ama kötü biri değildi. En ufak zarar gören canlıyı bile sahiplenip onu iyileştirmeden bırakamıyordu.

Belki Sehuna bu denli tutulmasının da yegane sebebi buydu. Sehun yaralıydı,Kai ise yaralılara zaafı olan bir adam.  Bu yüzden Luhana Sehundan bahsetmeyi düşünüyordu. Sehun eğer yaralarını kapatırsa o da ona kapılmaktan vazgeçerdi böylece.

Mantıksızdı fakat genede kendi mantık çerçevesinin içinde bir yer buluyordu. Belki de Kai çoktan mantığını kalbinin derinliklerine bir yere göndermeliydi. Bilmiyordu, yaşamı boyunca ilk defa çaresiz ne yapacağını bilmeden avere dolaşıyordu.

"Jongin neredesin"

Kai Sehunun ard arda seslenmeleriyle sonunda bir bütün olduğu koltuktan ayrılıp düşünceleri eşliğinde küçük masaya ilerledi.

"Bugün yakışıklı ol Sehun Luhanla görüşmeye gideceğiz"

Sehunun gözlerinde parıldamaya başlayan ışıklarla Kai boğazını temizleme gereği duydu. Evet bunu yapmaya hazırdı hatta Luhana bulaşacakları yere dair kısa bir mesaj bile atmıştı. Bugün bu işi kökten halledip kenara çekilecekti. Sehuna yapacağı son Luhan içerikli iyilikti. Kalbi daha fazlasına evet diyemiyor,kaldıramıyordu.

"Ciddi misin Jongin"

Sehun heyacanını gizleyemeden elinden düşürdüğü çatalından çıkıp evi inleten sesle birlikte Kaiye sözlerini sıralıyordu.

"Sen ciddisin değil mi Jongin? Olmaz nasıl çıkarım,ne derim. Hem beni hazırlaman gerekmiyor muydu? Zayıflatman veya başka şeyler"

"Sehun. Ben sana yardım edeceğimi söyledim evet fakat sen sensin. Bunu anla artık. Sen şişko sevimli çocuksun,manolya kokusuyla insanı aşık eden,kalbinin temizliğini yüzüne yansıtan, mermer kadar beyaz teniyle saflığın timsali olan adamsın"

Sehun Kainin ona bahşettiği iltifatlarla şaşkınlığın da göbek adı olduğunda, kızaran yanaklarını gizlemeyip kıkırtılarını ona sunmuştu. Kaiyi seviyordu, inanılmaz derecede Sehuna iyi hissettiriyordu.

Hatta Sehun ilk defa ailesinin dışında birisinin onu o olduğu için kabul etmesine minnettardı. Bu yüzden Luhanın karşısına çıkacaktı , Kainin mutlu olması için önünde dik duracak ve sevgisiyle savaşacaktı.

"Haklısın Jongin sonuçta ona kalbimi açacağım öyle değil mi, önemli olan iç güzelliktir hem. O zaten beni böyle sevebilirse gerçek sevgidir biliyorum, hepsini biliyorum. Fakat korkuyorum Jongin, sahip olabildiğim tek şey onun kokusuyken. Yanına en azından biraz yaklaşıyor olabilirken tamamen uzaklaşmaktan korkuyorum. Yüzünü dahi göremediğim adamın sesinden,kokusundan uzak kalmaktan korkuyorum"

Biri Kaiyi tam da burada öldürmeliydi. Kalbinin tam ortasına bir hançer saplayıp Juliet misali göçüp gitmeliydi bu dünyadan ya da Romeo gibi bir zehrin kurbanı olmalıydı. Bu sözleri duymak yerine tarihi bir kitabın en derinlerine gömülmeliydi.

"Korkma Sehun ben yanındayım"

Kai bunları göğsünü gere gere söylemek isterdi,akan gözyaşlarının eşliğinde titreyen sesiyle değil. 

"Biliyorum Jongin ve teşekkür ederim. Hayatıma girdiğin için"

Kai eğer sözcükleri birleştirip önce kelime daha sonra da cümle haline getirebilseydi Sehuna bir geri dönüt yapabilirdi. Lakin inat etmiş gibi bir harf dahi çıkmıyordu düğümlenmiş dilinden. Susuyor,susuyor ve susuyordu. Konuşacak hali yoktu,cevap verebilecek mecali. 

Yalnızca tek bir şey diliyordu Kai. Umuyordu ki Luhanda Sehunu bu kadar umutsuz ve tükenmiş hale getirmezdi.

O her şeye rağmen güçlüydü, Sehunsa bunu kaldıramaz biterdi. Sehun zarar görürse işte Kai o zaman nasıl hayatta kalacağını bilemezdi. Şu saatten sonra onsuz olmazdı, olamazdı.




Keyifli okumalar

Sokak PrensiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin