"Şurdan dön, ormana"
Arabayı yana kırdı ve ormana doğru sürmeye başladı. Yaklaşık 3 saattir yoldayız ve hiç bilmediğimiz yollardan geçiyoruz. Özgürlük gibi hissettiriyor.
"İstersen mola verelim. Sende yorulmuşsundur" dedim.
"Güzel bir yer bulalım" dedi ve dikkatlice etrafa bakmaya başladı. Bende marketten aldığım magazin dergisine bakmaya başladım.Bir süre daha taşlı yolda ilerledikten sanra araba durdu. Kafamı kaldırdığımda ağaçların daha az olduğu bir kısımdaydık. Orman deyince de yağmur ormanları geliyordur aklınıza. Hayır. Ağaçların olduğu bir yerden geçen bir yol sadece. Bizde o yolun sağ tarafında duraklamış biraz dinleniyoruz. Pek fazla tenha değil 3-4 dakikada bir araba geçiyor. Gerildim ve kucağımdaki dergiyi kaportaya koydum.
"Hippi gibi olduk"
Kafamı Nash'e çevirdim. O'da gerildi ve arkasına yaslandı. Daha sonra yayılarak biraz kaydı koltukta."Ama eve dönücez... İllâki dönücez"
"Gittikçe karamsar olmaya başladın, Grier"
Ellerimi ve omuzlarımı havaya kaldırdım 'bilmiyorum' dermiş gibi yaptım. Gülümsedim ve yaslandım. Bir yarım saat böyle durduktan sonra sıkılmaya başladım. Nash'e baktığımda, uyuyordu. Tipsiz (!)
Radyoyu açtım ve sesi kıstım. Müzik kanalı buldum ve kısık ses ile çalmaya başladı. Bende uykunun geldiğini anladım ve uyumak için koltuğu biraz yatırdım. Hava hafiften serinlemişti ve kara bulutlar havada dolanıyordu. Yağmurun habercisi olan kara bulutlar.Yüksek bir ses ile uyuduğum koltuktan sıçradım. Sıçramam ile birlikte kafamı arabanın tavanına çarptım. "Sümük" Nash'e döndüm ve anlamaz bakışlarımı ona fırlattım. Hançer gibi gözlerini deli- "Sümük gibi yapıştın tavana" dedi.
"Çok seviyosun galiba bu sümüğü... Sana bunu yedireceğimi söylemiştim" dedim.
"Ne yapıcan burnunu mu karıştırcan? Yoksa benimkini mi?"Çocuk bir kere zeki. Hatta bir kere değil iki kere zeki.
"Elbet bir gün o sümüğü yiyecen. Hatta ben yedirecem." dedim. Gülümsedi.
"Uyurken yağmur yağdı. Sanırım büyük şehirlerde bir ağrıza var. Hat yok""Ne olacak? Bir günlük hippi gibi olalım. Böyle özgür falan"
"Olalım"
Anahtarı çevirip, el firenini ileri çekti ve vitesi falan değiştirdi. Bende klimayı açtım hava soğumuştu ve kıyafetler pek buna uygun değildi.Radyoda dolanırken haber kanalındaki haber dikkatimi çekti. Büyük bir yaz fırtınası geliyormuş.
İki gün hatlar yokmuş ve bu fırtına afrikadan geldiği içinde eyalet giriş-çıkışları kapatılmış, fırtınanın vuracağı yerler karantina gibi bir şey altına alınmıştı. Şuanda bulunduğumuz yer dahil değildi. Ama Hollywood ve Los Angels buna dahildi. Eve gidemeyecektik. Bu bir avantajdı bizim için. İki gün boyunca oh oh eğlence oh oh hadi gülüm yandan yandan oh oh
ŞİMDİ OKUDUĞUN
One Day // Nash Grier (Tamamlandı)
FanfictionHer dakikası, bir gülümseme. Bir adet Riley ve karşısında Magcon çocukları. Nash ile başlayan komik bir aşk. Olması istenen sadece bir gün boyunca takılmaktı, ama gerçekler küçük bir ayrılmada kopamayan insanları anlatıyor. Nash ve Riley... Riley ve...