49.BÖLÜM

730 18 23
                                    

  1 saate yakındır uyuyor ben onun başında öyle hiç birşey yapmadan bekliyorum ona elimi uzattım birden monitörden yükselen seslerle ağlamaya başladım. Gelen sesler monitördeki Buğra'nın hızlanan kalp atışlarıydı elini tuttuğumu hissetmiş olsa gerekti elinin üsütne öpücük bırakıp arkama yaslandım bu olanlar mucize gibiydi Sanki bana önemli bir mesaj veriyordu elininizdekinin değerini bilin ama onu Allah (c.c) daha çok sevmeyin çünkü onunla sınanacaksınız haklıydıda onu ne kadar fazla değer verdiysem onunla sınandım kavga ettik ona birşey oldu bana  zarar geldi kıskanıldık her neyse kimseye tapacak kadar sevmeyin sonra böyle oluyorsunuz sizin ona kulluk etmenize gerek olmadığı halde şuan bu durumdasınız bu hayatı yaşıyorsanız silkenelin! Başkalarınında size ihtiyacı var tek bir kişide tutuklu kalmayın...... Düşüncelerimden açılan kapı sesiyle ayrılıp ayağa kalkıp gelen bizim gruptu herkesin yüzü gülüyordu sonunda Helin elindeki poşeti uzattığında gülümseyerek banyoya ilerledim burda duş almam ne kadar yanlış olsada göz yaşlarımdan arınmak istemiştim.İşim bittiğinde ıslak saçlarımı kurutup üstümü giyindim dışarı çıkmaya korkuyorum ya uyanmadıysa derin bir nefes alıp kapının kilidini çevirdim

 Buğra uyanmıştı onunla sohbet ediyorlardı ellerimle ağzımı kapatıp ağlarken bir yandan zıplıyordum oysa yatakta oturur pozisyona gelmiş halde benim halime içerdeki herkes gibi gülüyordu kollarını açıp bana baktı ben hala yerimde zıplıyordum " ee beni özlemedin mi?" dediğinde koşarak ona sarıldım bu arada ben yarasını unutmuştum aniden çekildim " özür dilerim ben şey senin şey amaaan " herkes halime gülerken ben bile kendi halime gülüyordum "gel " diyip tekrar kollarını açtı  dikkatlice ona sarıldım saçlarımdan öpüp bana baktı salak gibi buna bile ağlarken Miala dile gelip " kızım ota boka ağlama" dediğinde komidindeki anahtarı ona attım " sende Emreden o kadar ayrı kal ozamn görüyüm seni" dedim çok kötü birşey Allah kimseyi sevdiğinden uzak tutmasın " Allah korusun bu arada Buğra şey ben çok özür dilerim Ataka-" ona baktım " sırası değil" dedim onun hakkından ben gelicektim az daha kocama birşey olacaktı "acıktım " diyen Buğraya kalp kalp baktım heraldeki saçlarımı karıştırdı ona tekrar sarılıp adem elmasından öptüm 'ooooo' sesleri arasından bir kişi öksürebilir sizce kim tabiki Göktuğ " aile var ama ayıp " oluyo dediğinde kafasına şaplak yedi " kız özledi hem burda bir tek sen sapsın siktir git " dediğinde hep beraber kahkaha attık ama bu arada Buğra'nın yarasının sancıdığını anlayıp bağırdım " kocam acı çekiyor susar mısınız demiyorum emir veriyorum kesin çenenizi" dedim herkes bir anda sustu " tamam yenge eyvAllah nasıl dersen" diyen Emre'ye baktım güldü içeriye yarı çıplak bir karı girince tüm sevincime sıçmış bulundu bide doktor gömleği giyiyor Allahta kork salak karı hiç giymeseydin ağırlık ya ben sana kıyamam Buğra'nın dosyasını eline alıp bana baktı kaş göz işareti yapmaya başladı oyarım ben bunun gözlerini " hanımefendi Buğra'nın yanından ayrılırsanız hani hasta kendisi" Buğra ha askerlik arkadaşısın  çünkü dimi yappprrağım salak " giren çıkan sanamı hayırdır" dediğimde kadın bana gözlerini dikip baktı yanıma yaklaşıp kolumu tuttuğunda ne yaptığını anlamadım sonrada jeton düşünce kolumu kurtarıp kıza ölümcül bakışlar atıp  "ooooooooo" diyen Uraza döndüm gülümsedim " Birsu'nun kıskançlık damarı boynunda belirdi " Helin ve Mila'da sinirlenmişti Mila sandelyeyi hızlıca ititp ayağa kalkınca " uyarıyorum ona dokunma" diyince güldüm kadın göz devirip omzuma elini koyunca tokat attım Helin ordan " biz uyarmıştık" dedi kadın sinirlenip " siz eşkiya mısınız ya bu ne saygısızlık güvenliği arıyorum" diyip elindeki telefonla birşeyler yaptı " biz eşkiya değiliz ama sen yürek yemişsin " dediğimde gülüp " saygısız " dediğinde tam üstüne atlıycaktım ki içeri güvenlik girdi bana yönelince  Buğra yerinden kalkmadan " ona dokunursan seni sikerim" dediğinde kadının gözleri kocaman oldu " Buğra bu ne saygısızlık küçücük kız nasıl konuşuyor benimle görmüyor musun?" dedi bak daha Buğra diyor Allahım sınama beni kalıcam ben bu sınavdan çünkü " birincisi ben seni tanımıyorum adımla hitap etme ikincisi o kız dediğin kadın benim çocuklarımın annesi asıl senin benim yanımda onunla öyle konuşmaya hakkın yok orospuluğunu git başka yerde yap huzurumuzu bozma siktir ol" kadın saçını arkaya atıp yürümeye başladı hepsi dönüp bana baktı omuz silktim yavaşça Buğra'nın yanına usulca yatıp kafamı omzuna gömdüm tek eli saçıma giderken diğer eli belimdeydi kafamı kaldırıp içerdekilere baktım Mila bu olaylar nedeniyle balayına çıkamamıştı bu beni üzüyor çünkü o gün her neyse " Emre Mila yürüyün gidin balayınıza Uraz git Helin'le zaman geçir Göktuğ sende git biran önce kendine kız bul " dediğimde Buğra kahkaha attı Emre ordan " ama sizi yanlız-" benim yerime Buğra " gidin bırakın bizi yanlız yormayın beni " diyip kendine daha çok çekti herkes teker teker çıkarken Göktuğ dönüp " buraası hastane fazla ses çıkarmayın" diyince utançtan pikenin altına girdim Buğra eline gelen ilk şeyi ona fırlattı " siktir git şerefsiz kızı utandırıyorsun " kapı kapanma sesini duyduğumda pikenin altından çıkmak istemesemde Buğra tarafından açılıp yukarı çekildim bana baktı hafifçe gülümseyip hemen bir soru yöneltti zaten illa sıçacaksın şu ortamın içine " çocuklar nasıl?" oyyy sana ölürüm " bugün çıkalım gidelim evimize dediğimde " hayırdır sen beni burda 1 ay falan yatırırdın normalde" dediğinde az önce yaşadığımız doktor ironisi aklıma gelince ister istemez göz devirip yüz buruşturdum " o kadınla konuşmayı bırak aynı mekanda nefes alırsan soluk borunu keserim senin adam" dedim keserim kıyarım valla kestiğim soluk borusunun sotesini yapar suriyelilere dağıtırım " çıkardın pençelerini yine " dedi çıkarırım çıkarılmıyacak gibimi ama lütfen hak verin yani " çıkarırım sanane daha yeni çıktın yoğun bakımdan hemen kız düşssün peşine " dedim gülüp yanağıma öpücük bıraktı " gidelim iyiyim evde daha çabuk iyleşirim " dimi bencede " evet bencede eve gidelim" kahkaha attı " Birsu şey sana bir şey söylemeliyim " dedi aha yine noldu acaba ne problem var ' söyle' der gibi baktım " babannem yani tanışmak istiyor daha önce konuşmuyorduk bağzı sebeplerden ama eğer istemess-" babannesi varmış ne kadar güzel büyük kaynana " gidelim " gözleri irice açılınca omuz silktim ne var yani ben akraba ilişkilerine önem veririm tamam mı " sorun değil mutlu olurum niye terddütlüsün ki anlamıyorum sonuçta çocuklarımın amcasının yanı sıra babasının babannesi var gidelim İstanbul 'dan daha iyidir" kafa salladı 

" Buğra abartma lütfen sadece 2 günlüğüne İzmir'e gidiyorum ordan Trabzona geçiçez " sabahtan beri nutuk çekiyor hastaneden çıkalı 2 hafta oldu bugün İzmire gidip 2 gün kalıcaz ordanda Trabzona geçicez Buğra gelemiyor çünkü şirkette toplatı falan filan aman özlesin birazcık " Birsu gel gitme güzelim yada onlarda kalma hemen arayıp otelin birinden suit oda ayarlayalım " sonunda duygularıma tercuman olan yavrum konuştu " bayba yetey bis gidiyoyus soyna gey ay bisi" ellerimi açıp 'çok şükür" der gibi baktım beni belimden çekerek kendine yapıştırdı kulağıma eğilip "dışarı çıkmak yok haberini alırım biliyorsun tadımız kaçmasın " dediğinde onayladım dudaklarıma öpücük bırakırken ona sıkıca sarıldım " kızlardan uzak dur biliyorsun haberini alırım tadımız kaçmasın" dedim onu taklit ederek güldü yere eğilip Berke'ye " annene kardeşine sahip çık koçum tanımadığın bir erkek akraba bile olsa adını öğrenip babaya söylüyorsun " dedi Berke babasını onaylayıp "söys bayba ayıycam" diyip sarıldı Berra'ya yaklaşıp küçük dudaklarından öptü ve sıkıca sarıldı "dikkat edin babacım "dedi Berra el sallayıp yanıma gelip Berke gibi elimi tutu el sallayıp uçağa ilerledik 



Sonunda işlerim bitmişti çok yoruldum evet tüm akrabalar teyzemgile gelmişti ve tüm işi ben yapmıştım ne yapayım olsun kollarımı ovarken Berra yanıma geldi " aynne baybam kısıcayk" gülümsedim " söylemesseniz babanızda bilemez" olumsuzca kafa salladı " ayma seyi çoyk yoydulay " çocuk bile anlamış acımış neyse akraba sonuçta ne atabilirim ne satabilirim " saçlarını toplayalım yüzünü yıkadın mı annecim ?" kafa salladı saçlarını tepeden toplayıp yatağa yatırdım uyumalarını bekledim mecburen koltukta yatıcaktım yatmaya hazırlanırken telefon çalınca cabucak açtım ki uyanmasınlar

ARAYAN : PİSKOPAT

+Efendim bebeğim

- Sesin neden öyle geliyor Birsu

+Yorgunum bebeğim yolun acısı çıkıyor  

-Şimdiden özledim

+Bizde en çokta ben

- Birsu senin sesin hiç iyi gelmiyor bu yol yorgunluğu falan değil nasıl olsa öğrenirim dışarı mı çıktın yoksa 

+ Yok dışarı felan çıkmadım akrabalar geldiler ziyarete işte onlara hizmet falan 

- Siktir bebeğim sen oraya iş mi yapmaya gittin lanet olsun Birsu inanmıyorum sana ben san kıyamazken sen onların ayak işlerini mi? yaptın!!!!!!

+Bebeğim iyiyim bağırma sorun değil alışkınım

- Ne demek alışkınım lan nedemek alışkınım

+ Buğra ben bu ailede büyüdüm sadece biraz paslanmışım

-Ama güzelim-

+Şşşhhh görüştüğümüzde sarılırsın yorgunluğum falan kalmaz

- Peki öyle olsun yat dinlen güzelim sizi seviyorum ......tamam bağırma lan geliyorum bi işide bensiz yapın........dikkat et bebeğim yorma kendini

+Sende çok yorma kendini bana lazımsın

Sabah kahvaltısına 25 kişi doyurmak ne kadar zor biliyor musunuz ? Küçücük Berra ve Berke bile masaya çatal koyarken koca öküzler kalkıp tek kaşık bile koymadılar ben bunları düşünürken içerden bağıran Neriman Teyze " kızz Birsu çayım nerde kaldı" göz devirip " getiriyorum " derken kapı çaldı elimde bardakla kapıya ilerleyip kapıyı açtığımda gördüğüm şeyle elimdeki bardak yerle buluştu ha bide halı silinicek çok güzel.........

ZİFİRİ KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin