'' Aslında böyle daha güzelsin '' dediğinde aynadan kendime baktım. Kabarmış saçlarım ile sahnedeydik. Hırkamın içinde ki tişörtün yakalarını düzelttim ve kabaran saçlarıma parmaklarım ile tarak yapamaya çalıştım ama bu daha kötü sonuçlara yol açtı. Keşke ilk olarak lavaboya gitseydim.
'' Al bunu tak. Aslında böyle daha güzeller '' elinde ki tokaya baktım ve arabada tokanın ne aradığını düşündüm. Bir sevgilisi mi vardı? Yok canım daha neler..
'' Kız kardeşim var demiştim Buse '' dediğinde başımı sallayıp tokayı alıp saçlarımı bağladım.
'' Kabarmalarından nefret ediyorum. Neredeyse uzun bir sürem saçlarım ile uğraşmaktan boşa gidiyor '' dediğimde gülmüştü.
'' Güzeller '' dedi ve tekrardan bana baktı. Başımı yola çevirdiğimde, '' Nereye gitmek istersin? Ben yemek yemedim ve karnım aç. Yemek yiyelim '' dediğinde ilk başta ne cevap vereceğimi bulamamıştım.
'' Susmayı kabul etmiş olarak görüyorum. İtiraz yok '' sesimi çıkartmamıştım çünkü konuşursam beni susturacağını biliyordum. Çok geçmeden küçük ama güzel bir cafenin önünde durduğunda ona baktım.
'' İstersen çantanı bırak '' dediğinde çantamı bırakıp arabadan indim.
'' Sen böyle hep susar mısın? '' güldüm. Susmak değildi bu sadece ne konuşacağımı bilmiyordum. Dilimden daha çok beynim konuşuyordu bunlar beni yoruyordu. Hemde fazlasıyla.. Akın küçük cafenin kapısını benim geçmem için açık bırakıp içeri geçti. Arkasından girdiğimde, Cebimde titreyen telefonumu hissettim. Akın boş bir masaya otururken, bize bakan kızları yok sayıp bende karşısında ki sandalyeye oturdum. Cebimden çıkardığım telefonuma baktığımda, sevgili kardeşim Bora'nın aradığını görmüştüm.
'' Efendim ablacım ''
Akın bana bakarken, Garson gelmiş ve siparişlerimizi sormuştu.
'' Neredesin abla? Annem eve geç geleceğini söyledi. Seninle şu sahilde ki konsere gidelim diyecektim '' Bora söyleyene kadar sahilde bir konser olduğunu bilmiyordum. Karşımda oturan Akın meraklı gözlerini üzerime diktiğinde, menüyü açıp elimle tostu göstermiştim. Başını olumlu anlamda sallayıp siparişi vermişti.
'' Sahilde konser olduğunu bilmiyordum Bora. Ama işim erken biterse gideriz ''
'' Sen neredesin ki? '' diye sorduğunda, başımı kaldırıp Akın'a baktım. '' Bir arkadaşımın yanındayım Bora. Şimdi kapatıyorum ben seni ararım ''
Bora'nın cevap vermesini beklemeden telefonu kapatıp, masanın üzerine bıraktım.
'' Sahide ki konsere mi gideceksin? '' kollarımı masanın üzerinde birleştirip, başımı etrafta gezdirdim.
'' Kardeşim gitmek istiyor. Belki gideriz '' Akında aynı benim gibi kollarını masada birleştirip bana bakmaya devam etmişti. Yan masamızda ve karşı masamızda oturan kızlar direk olarak Akın'a bakıyordu. Onları umursamamaya çalışarak, Akın'a diktim gözlerimi.
'' Bana kendinden bahsetsene. Neler yapmaktan hoşlanırsın? '' Akın'ın sorduğu soruyla yutkundum. Ona ne anlatacaktım ki? anlatmaya deyecek bir hayatım yoktu. Derin bir nefes aldım. En azından sevdiğim şeyleri söyleyebilirdim..
'' İsmin Buse Deniz Akarçay. 19 yaşındayım ve fen lisesi son sınıf öğrencisiyim. Bu sene sınava gireceğim. Kardeşim var Bora 14 yaşında. Annem, ben ve kardeşim birlikte yaşıyoruz. Hafta sonları bildiğin üzere kütüphanede çalışıyorum. Fazla dışarı çıkmaktan hoşlanan birisi değilim. Çok fazla arkadaşımda yoktur. Genelde evde oturup ders çalışırım. İzmir'liyim. Ama çok fazla bilmem, orası ayrı bir konu. Öyle yani kendi halinde bir kızım. Peki ya sen? ''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tek Gerçeğim 1 - Basılı Eser
Teen FictionSeni geçen gün beyaz gelinliğin içinde gördüm ya hani, dedim ki kendi kendime; '' Oğlum işte evleneceğin kadın karşında. Tut elinden kırma kalbini, yürü onunla aynı yolda...'' '' Buse benim şehrim İstanbul'du. Şehrimin içinde sen vardın, benim içi...