Kitaptan sekizinci bölüm

93.1K 2.1K 126
                                    

25 saat sonra


Bir insanın doğum günü nasıl geçebilirdi? Çok güzel ya da çok berbat arasında iki seçenek sunulurdu. Benim ki hem berbat hem de boş geçiyordu. Hayatım da hiçbir şey yoktu.. Boş geçen bir günüm vardı, okuldan çıkıp eve gelip ders çalışmıştım ve hala daha çalışmaya devam ediyordum. Hiçbir şey yapmamışlardı benim için. En azından bir şeyler yapabilirlerdi. Unutmalarına imkan yoktu çünkü dün anneme teyzeme giderken hatırlatmıştım. Bu durumun beni üzmemesi gerekiyordu. Önümde boş gözlerle baktığım geometri kitabını kapatıp, başımı kollarımın üzerine koydum. En azından Bora bir şeyler yapabilirdi ama hiç bir şey yoktu ortada. Derin bir nefes aldım, belki rahatlardım ama beni rahatlatacak hiç bir şey yoktu. Oturduğum yerden kalkıp dolabımın önüne geçtim ve markete gitmek için üzerime bir şeyler geçirdim. En azından gidip kendime çikolata falan alabilirdim. Saçlarımın özensiz bir şekilde tepemde toplayıp telefonumu cebime tıkıp odamdan çıktım ve hırkamı alıp üzerime geçirdim. Odamdan çıktığımda annem içeri girmişti. Yüzüme baktığında, gülümsemeye çalıştım.

'' Bende sana bakacaktım. Dışarıda seni bekleyen birisi var kızım '' annem gülümseyerek bana bakıyordu. İçimden yükselen heyecan ile kapıya koştuğumda Akın elinde paket ile kapının dışında duruyordu. Kalbim ağzımda atmaya başladığında, dışarı çıkıp yanında durdum. Akın elinde ki paketi bana uzattığında utanarak yüzüne bakmak istememiştim. Ben onun doğum günü için hiçbir şey yapmamıştım ama o bana hediye alıp evime kadar gelmişti. En azından mesaj atabilirdim ama onu da yapmamıştım.

'' Doğum günümüz kutlu olsun güzel kız '' elim ayağım nereye konacağını bilmez bir şekilde sallanırken, Akın çoktan yanağıma öpücüğünü bırakmıştı. Hediyeyi elime tutuşturduğunda parmak uçlarımda yükselip yanağına öpücüğümü bıraktım. Akın şaşkınca suratıma bakarken '' Teşekkür ederim. Seninde doğum günün kutlu olsun '' diyerek fısıldadım. Kalp atışlarım konuşmama izin vermiyordu.

'' Açsana '' Akın ellerini cebine sıkıştırıp bana bakarken, gözlerimi gözlerinden çekip elimde ki küçük paketi açtım. 5 gün olmuştu onu tanıyalı ama neden böyle hissettiğimi hala daha kavrayamıyordum. Heyecandan gebermek dedikleri bu olsa gerekti ve ben şuan bunu yaşıyordum.

Elimde ki küçük paketi açtığımda karşıma çıkan küçük bileklik ile karşılaştım. O kadar şeker bir şeydi ki bir kez daha utandım. Ben onun için hiçbir şey yapmamıştım.

'' Bu çok güzel! Ama ben bunu kabul edemem '' Akın neden der gibi yüzüme bakarken, paketi kapatıp ona doğru uzattım.

'' Neden ama beğenmedin mi? Senin o kabul etmek zorundasın tamam mı? '' başımı olumsuz şekilde salladığımda, Akın elimi itmişti. '' Senin o Buse itiraz istemiyorum. Hadi git hazırlan annenden izin aldım '' şaşkınlığım artarken, Akın gözleri ile evi göstermişti. Arkamdan neler döndüğünü çok fazla merak etmiştim. Ne Akın'dan ne de annemden kurtulamayacağımı bildiğim için başımı sallayıp eve girdim. Annem gülümseyerek bana bakıyordu.

'' Umarım her şey istediğin gibi olur güzel kızım '' kollarımı anneme sarıp yanağına en sıcak öpücüklerimi kondurdum. '' Seni seviyorum annem. Teşekkür ederim '' annem sırtımı sıvazlayıp beni odama yolladığında ilk defa banyo yaptığım için kendime minnet duydum. Dolabımın önüne geçip nereye gideceğimizi bilmediğim için üzerime siyah Jean pantolonumu ve kısa gömleğimi giyip tepemde topladığım saçlarımı açıp fırçaladım ve kabarmamasına özen göstererek güzelce topladım. Üzerime giydiğim trençkotun kemerini bağlayıp ayağıma stiletto ayakkabılarımı ayağıma geçirdim ve küçük çantamı alıp tek omzuma attım ve önümden çıkan saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdım. Telefonumu çantama koyup üzerime parfümümü sıktım ve odamdan çıkıp beni bekleyen Akın'ın yanına ulaştım. Annem ortalıklarda gözükmüyordu ve onu görememiştim. Evden çıktığımda, Akın duvara yaslanmış sigarasını içiyordu. Beni gördüğünde sigarasını yere attı ve üzerini basıp bana doğru döndü.

Tek Gerçeğim 1 - Basılı EserHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin