Zonguldak 1995. yil
(Kömür maden de çalışan Eylül çok zor bir durum da cünkü o maden de tek çalışan kadın oldu.)
Eylül: (meslek arkadaşlar'la konuşurken)
"Bu maden dan mühendis'ile konuşmamız lazım. Bu bölgesi daha güvenli yapmali'dir yoksa burdan bir gün çikamicaz."
Erdem: (gülerken)
"Ne yane, madeni sen mı kurucan, ha?"
(Eylül'un vucudu okşar)
Eylül: (nefret dolu bakışla ağır ses'ile)
"Beni birdaha dokunmamani izin vermicagim söyledim, neden şansını deniyorsun? Utanmiyor musun, mal?!" (Biçak ile tehdit ediyor)
Erdem: "Oho, biçaklican mı beni?"
Eylül: (Biçak indiriyor)
"Gerek olmicak. Bana iş verdigi dostuma, patron Tuğrul Kaan bunu için duyucak ve ozaman patron çok kızgın olacak..."
Erdem: "Benim dostum, benim dostum, vay be."
Eylül: "Evet Zonguldagın patron benim dost ne var?"("Altın"çifligi- Zonguldagın patron Tuğrul Kaan'ın evi)
Çalışma odasında Tuğrul, onun karısı Alev, ve hizmetci Dilber tartışıyorlar.Dilber: "Alev bukadar vicdansiz olma, adama ilaç ver"
Tuğrul: (zor nefes alınca yavlaniyor)
"Dilber doktora çağır lütfen. Lutfen Alev bana ilacimi ver."
Dilber: "Ambulansa cağrıcam"
Alev: (kızgınlı)
"Sakın kıpırdama!"
Dilber: "Anlamiyor musun? Eşin ölüyor, patronumuz ölüyor!"
Alev: "Sen hâlâ anlamadın galiba. Artık tek patron ben oluyorum!"
Tuğrul son nefes alıp can veriyor.Zonguldak da yeni bir gün doğar ve Eylül için iş biter, eve dönme vakit geldi. Tek istedigi şey oğlusu'ile huzur içinde yaşamak.
Maden den çıkınca kötü haberi ögreniyor, onun büyük dost, Tuğrul Kaan vefat etti.İstanbul
(Ekonomi okunmasi için İstanbula yillar önce gelen, Alev'ın oğlu Selçuk, uvey babasini ölümü için daha haberi yok)
Selçuk: (annesini numara görünce süratı asıyor)
"Neden beni uyanıyorsun Durmaz hanım"
Alev: (soğuk ses'ile)
"Tuğrul'un ölümü uyanmanı için yetmez mı oğlum?"
Selçuk: (şaşırdı)
"Nasıl öldü? Hani iyileştiriyordu? Doktor daha iyi olacagı söyledi."
Alev: "Doktor ameliyatı sonra öyle düşündu, ama Tuğrulumuz bunun için ağır beden ödedi. Kalp krizi geçirdi ve dayanamadı. En kısa zaman da gelmen lazım, cenaze töreni bügün olacak."
Selçuk: "Tamam, tamam geliyorum hemen." (kapatiyor telefonu)
Alev: (Dilara'yi)
"Aşk olsun Dilara, neden bukadar ağliyorsun? Gözyaşların Tuğrul'u dönmicek."
Dilara: "Çok iyi bir adam oldu, senin çocukları herzaman kendi çocuklar olarak büyüdu. Nasıl bukadar vicdansız birisin?"
Alev: "Ben vicdansiz olsaydım sen bügün hapishanedeydin, ne varsan herşey bana borçlusun. Ve ondan toparla kendini ve cenaze töreni için herşey hazır. Toreni sonra çok misafirimiz olacak."
(Dilara oda dan çıkıyor ve Alev Tuğrulun fotografı bakıyor)
Alev: "Biliyorum erken gitin canım, ama kimi batar kimi kurtar... Cenaze toreni tamamlanırken sonra kendi hayatım dan sahibi sadece ben olacagim! Ah canım kusura bakma ama teşekkürler, nihayet Zonguldak benim."Eylül hâlâ maden de ve toplanırken onun dost Kemal geliyor.
Kemal: (onun arkasından geliyor)
"Kız naber biti mi işler?"
Eylül: (korkar ve vurmaya kalkar)
"Kusura bakma Kemal, zaten sinirlerim bozuldu, herzaman ki gibi dalgalar bide Tuğrulun ölümü... Bittik canım."
Kemal: "Sandım ki ben kötü haberi söylicam da cenaze töreni bügün olacak"
Eylül: (süratı asarken)
"Orda Selim de olacak, Tuğrulun cenazesi de onu bakmak zorundayim, tekrar beni uğraşıcak."
(Selim Alev'in büyük oğlusu, alkolik birisi)
Kemal: "Gitmek zorundasın, sonunda senin dost, anne ve babanın nikah şahidi oldu."
Eylül: "Haklısın, ben evime gidiyorum Umut'a okulu için hazırmam lazım."Eve gelince babasıya haberleri söylemek istedi...
Eylül: (babasi odasında giriyo) "Baba kötü haber..." (oda bonboş) "Baba nerdesin?!"
(Ağlarken...) "Demek bügünde..."(Altın çifligi, cenaze töreni sonra herkez toplaniyor yavaşca)
Selma: (Selim'in odasına giriyor)
"Uyan hadi misafirler gelicek, madem cenazeye gitmedin, şimdi kendine gelmezsen çok rezil olucaz..." (kahvesi veriyor)
Selim: (bardağı yere atıyor uyudukca)
"Birşeyi istemiyorum..."
Alev: "Selim Allah aşkına kendine gel, bu ne halin, bide bügün, kalk hadi!" (Selma'ya) "Sen den birşey gelsin hadi, git hizmetciler den temiz kıyafetler ve yeni kahve iste. Büyük oğlum yanımda olsun istiyorum ölçülü, mümkünse, duydun mu Selim, ölçülü! Zaten misafirler geliyorlar..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAMAN
General FictionZaman'la herşey yerisi bulur Bekleyin ve sabırlı olun dostlar Belki doğru yolu bulursunuz...