Sır Cenazesi

18 1 0
                                    

(Aslan Tuğrulun ölümu için çok üzüldü)
Aslan: "Duydun mu Candan, patron vefat etti."
Candan: "Merak etme, O şimdi daha güzel bir yerde."

(Eylül, Umut ve Ömer okula yaklaşiyorlar)
Eylül: "Hadi güneşim okula geç kalıcaksın hadi in arabadan."
Umut: "Bu okulu hiç sevmiyorum, başka biri de yaz bana anne..."
Eylül: "Sence neden diğer okula yazmiyorum sana? Cünkü param yok, bu birtane devlet okul bizim şehrimiz de, burda olmanı mecbursun."
Umut: "Sen dünyanın en kötü annesin!"
Eylül: "Güneşim yapma öyle, Umut!"
(Umut okula giriyor, Ömer Eylüle yaklaşyor)
Ömer: "Abla, merak etme. O böyle diyor cünkü diğerler ona kötü davraniyorlar. Onunla dalğa geçiyorlar sürekli. Sana söylemedi mi?"
Eylül: (şaşırlı)
"Hayir, asla öyle birşey bahsetmedi."
Ömer: "Cünkü korkak olarak şikayet etmek istemedi. Ben elimden geleni yapıyorum, ama o yardım istemiyor. Sen de biraz dikkat et, dört gözünü aç."
Eylül: "Tamam, teşekkürler."

(Candan'nın ev)
Candan: (kızgın olarak) "Bu hepsi senin suç, bir yuvamız yok ve oyuzdan huzurlu değiliz, Ömer de senin oğlun, yoksa Eylül ve Umut daha önemli mi?"
Aslan: "Saçmalama lütfen..."
Candan: "Saçma değil, beni ve oğlumuzu sadece Eylül dan değil, bütün dünya dan sakliyorsun. Yoksa beni o yerden kurtuldugun için benden utaniyor musun?"
Aslan: "Hayir ondan değil."
Candan: "Ozaman neden Eylül ve biz ayri evde oturuyoruz? Neden bir aile olarak birlikte değiliz?"
Aslan: "Cünkü ikinize iyi tanıyorum, bir gün size yalnız bırakırsam öldüreceksiniz birbirinize."
Candan: "Bu durumu tek suçlu sensin. Ya Ömer ve ben oraya taşicagiz, yada onlar buraya gelicek, sen seç. Ve bu Eylül anlasın artık, biz de onu gibi Demirci'yiz."
(Candan tartışma'yi sonra diğer oda da geçiyor)

(Okul da çocuklar hâlâ Umudu rahatsiz ediyorlar)
Cem: (Umudu'nun çantasi yere atıyor ve dalga geçiyor)
"Baban kim oldugunu bile bilmiyorsun, senin baba gelmez cünkü annen bile bilmez baban kim oldugu..." (Umuta vurmak ister ama son an da Eylül geliyor)
Eylül: "Sakın oğluma dokunma, duydun mu beni!? Onu herzaman korucam herkez dan!"
Ömer: (Eylül'ile çıkıyor)
"Merak etme bence dersi gösterdin onlara, ben de biraz yardim edicam Umut'a, merak etme, zaten benim annem de alakasi kötü konuşuyorlardı..."
Eylül: "Sen tam Aslan gibisin, aileni kuruyorsun, ve gerçektan ben ne seni ne anneni nefret etmiyorum. Sonuç da ikimiz Demirci'yiz."
(Onun alnına öper, tekrar teşekkür eder ve okul dan ayrılıyor)

("Altın" cifligi da cenaze töreni için hazırlıklar yapıyorlar)
Selim: (üzgün oturup Tuğrulun resim bakıyor)
"Bana herzaman yardım ettin, ve en büyük destegim oldun. Beni alkoldan kurtarmak istedin, benim destek kim olacak şimdi." (Resmi fırlatıyor duvara) "Sen de herkes gibi sin, sen de terk ettin beni."
(Alkol şişesi alıyor ve o an da Alev geliyor)
Alev: "Bari bügün içme, seni ihtiyacim var. Üzgünüm ama bügün içmeni izin veremem." (Bardağı alıyor)
Selim: (ağlarken) "O beni çok sevdi anne, neden öldü anlamiyorum."
Alev: "Ağlamaya kes, Tuğrul baban bile olmadı."
Selim: "Ama beni öz çocugu gibi sevdi. Senin umrunda değil, herhalde onu da öldürmüşsun tıpkı babam'ı gibi."
Alev: (Selim'e tokat atıyor) "Neden beni vurmanı zorlanıyorsun, sen benim canımsın. Merak etme herşey iyi olacak." (Pişman etti numara yapıyor)
Selim: "Hiçbirşey iyi olmicak, olmadıgı gibi."

Misafirler arasında genç mühendis Fuat Atay oldu, Alev'i bekliyordu, O gelirken Fuat'a yaklaşiyor.
Fuat: "Başınız sağolsun, Tuğrul çok iyi birisi oldu, mekani cennet olsun."
Alev: "Geldigin için teşekkürler."
Dilber onlara uzaktan bakıyor ve bir hatıra onu çok üzdü. Aslında Tuğrul kalp krizi geçirmeden önce Alev'i Fuat'ile birlikte çalışma odasında yakalandı öpüşmeye gördü. O kalp krizi geçerken Alev ilaçı vermek istemedi, ve herşey'ye şahit olan Dilber oldu, ama eski bir günahı için birşey söyliyemez.

Cenaze töreni de gazetetci Erol de uğraşıyor Eda'ile birlikte. Eda şehir de yeni geldi ve Erol ona herşey'i anlatiyor. Tuğrulun kız'ile karşılaşiyorlar...
Erol: "Narcıgım çok üzgünüz başımız sağolsun."
Nar: "Sağol Erol, babam seni çok sevdi... (ağlamaya başliyor tekrar) bana musait edin.
(Nur uzaklaşınca)
Erol: "En çok bu kıza üzüliyorum, annesiz zaten kaldı, bide şimdi baba da vefat etti."
Eda: "Kıza yazık, çok iyi biri olarak görünüyor."
Erol: "İşte bizim belediye meclisi üyeler geliyorlar Semih Çöşkün ve Şevket Yıldırım, şerefsizler. Şevket bey'le onun karısı ve kızlar gelmiş. Baya igrenç bir manzara."
Eda: "Aa, bu iki yakışıklar kim?"
Erol: "Bu şehrinin en temiz yürekler insanlar. Semih Çöşkün dan oğlusu, İlker Çöşkün ve Selçuk Günay. Selçuk heralde bütün bunların patron olacak..."
Nur gözyaşlarla Selçugu sarılıyor ve o an da Alev geliyor.
Alev: "Nur eger seni kontrol edemezsin bize rezil etme, odana git, hadi!"
Selçuk: "Durmaz hanım çok vicdansızsın. Tuğrul Nar'ın babasi oldu, onun aci anlamiyormusun?"
Alev: "Aşk olsun, annene sarılmican? Ben aci çekmemi görmiyor musun? Bari bügün öyle soğuk davranma..."
Selim: (sarhoş halde) "Beyler ve bayanlar... İşte şehirimiz gurur geldi, gözüktu kendisi bizim pis şehri de. Hayirdir büyük şehri de para bitmiş buraya mı geldin."
Selçuk: "Hayir canım abicigim, bana hiçbirşey ihtiyacim yok. Ama sen pek iyi görünmiyorsun sanki tedavi ihtiyacin var, iyi bir arkadaşım psikoloji ve alkol tedavi yapıyor, yane istedirsen..."
(Uzaklaşınca bagrıp küfür ediyor)
Selim: "Allah belanı versin, Selçuk ben bir alkolik değilim" (cep şişesi alıp içiyor)

ZAMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin