Gözler gururu bilmez

9 1 0
                                    

Aslan, Eylül ve madenciler'le maden dan çıkıyor.
Aslan: (heycanla) "Yaşiyorlar! Yaşiyorlar!"
Alev: (meraklı) "Selçuk nerde?!"
Aslan: "Merak etmeyin Alev hanım içerde bir gömlek veriyorlar ona... Yaşiyor ama!!!"
Umut annesi görünce dayanamiyor: "Annecigim benim!"
Eylül: "Öglüm benim, güneşim! Dedeni sayende iyiyim bebeğim..."
Ömer: "Ben de yeğenime baktım seni yokken."
Eylül: "Sağ ol kardeşim benim, çok iyisin, Aslan gibi."
(Umit'e) "Hayatım da en güzel şeysin, bi bilsen seni ne kadar seviyorum!"
Selim koşarken geliyor: "Eylül! Sana kurtarmaya denedim, ama..."
Eylül: (sankı ona duymamış) "Hadi çocuklar gidelim bu yer sizin için tehlikeli."
Selim: "Eylül..."
Selçuk de çıkıyor dışarda Alev ona koşuyor...
Selçuk: "Herkese teşekkürler..."
Bahar: (ona sarılıyor) "Selçuk Allaha şükür iyisin, inan seni görünce güneşim doğdu! İnanmiyacaksın ama çok mutluyum."
Selçuk: "Evet okadar umrun da oldugun inanmadıgım ama teşekkür ederim."
(Onu sarılırken Eylüla bakıyor, Eylül de ona baktı)
Candan: "İyi olduguna sevindim çocuklar ve ben senin için çok dua ettik."
Eylül: "Sağ ol."
Polis amir Eren geliyor...
Eren: "Eylül iyi ki gitmedigin, seni ne kadar endişe etim söylemek istiyorum."
Eylül: "Evet gördüm Eren, sen babamla beni kurtardın, ama sen madenci değilsin, neden hayatını tehlikeye soktun?"
Eren: "Bu sana birşey demiyor mu? Hâlâ karşına neler hissetigimi anlamadın mı?"
Eylül: "Devam etmeni gerek yok Eren, lütfen. Yapma cünkü..."
Eren: "Söylemem lazım ve söyliyecegim, cünkü hayat ne kadar kısa olduguna fark ettim. Sana herzaman saygı durucam ama ben seni sevi..."
Eylül: "Sen ve ben iyi dostlar olduk, lütfen ben daha fazla yapamam, kusura bakma."
Eren: "Başka biri var mı bari?"
Eylül: "Hayir! Öyle birşey yok. İlişkisiz de hayatım yeterince karmaşık, aşka düşünmek vaktım yok."
(Eren ve Eylül sarılıyorlar ama Eylül hâlâ Selçuga bakmaya doyamiyor...)
Eylül Aslan dan Umut'u alıyor...
Eylül: "Baba ben Umut'ile eve gidiyorum, sen Candan ve Ömer'le git. Bizim için merak etme."
Aslan: "İyi mısın kızım?"
Eylül: "Evet endişe etmene gerek yok."
Aslan: "Allaha emanet olun yavrum."
Eylül: "Siz de."
Umut: "Güle güle, dedecıgım. Hoşça kal, dayı."
Ama Selçuk Bahar'la konuşurken sürekli Eylül'u bakıyor.

Az sonra 'Altın' çiflilik da herkes salon da oturuyorlar, Nur Selçuk'ile konuşuyor...
Nur: "Bana kimse madene götürmek istemedi, ama çok merak ettim."
Selçuk: "Sakin ol, canım. Ben yanındayim şimdi. Yaşiyorum bak. Doğruya doğru, çok yoruldum, ama yarın daha iyi olacagim. Hadi yat şimdi, dinenmen gerek, yarın yatılı okula gideceksin, hadi."
Nur: "Herkese iyi geceler..."
Nur odasına giderken...
Alev: "Ne iğrenç bir kız... Bahar ciddiden endişe etti, bir her an yanımdaydı..."
Selçuk: "Durmaz hanım, ne? Yeni evlenme oyun mu oynuyorsun? Bu durum da son duşundugum şey evlenmek'dır."
Alev: "Neden öyle düşüniyorsun? Her kötülük iyi birşey getirir. Eylül için merak etme, o sadece bir normal madenci."
Selma: "Bence onu kovalamak gerek. O bu işleri bilmez. Sadece boşuna para veriyoruz..." (Selim kalkıyor)
Alev: "Akıllı birşey demiyeceksen, git kocan'la ilgilen."
(Selma kalkıp çıkıyor)
Selçuk: "Neden Selma'yı rahatsız ediyorsun? Bence o Selimle fazla bile mutsuz... Ama birşey kabul etmem lazım. Uzun süre maden de durum hiç iyi değil. Biraz daha fazla kalmamı gerekiyor. Artık böyle kazaları olmasını izin veremem. Suçsuz insanlar artık hayatı kaybetmicek."
Alev öyle bir gülüşüyle demek istiyor ki: 'İstedigim gibi oldu.'
Selçuk: "Uyumaya gidiyorum, okadar yoruldum ki zor tutuyorum kendime. Yarına kadar Durmaz hanım."
Alev: "Yarına kadar."

Eylülün evisinde...
(Umut zaten yatak da ve annesi ona uyutmak istiyor...)
Umut: "Anne bi görseydin, Ömer beni nasıl savundu. Beni de ögrenicek savunmaya."
Eylül: "Evet, Ömer çok iyi birisi sağ olsun. Hadi şimdi uyu güneşim, çok geç oldu."
Ömer: "İyi geceler annecıgim."
Eylül: "Allah rahatlık versin güneşim."
Eylül ışıgı kapatıyor ve kapı da durup oğlusu seyrediyor bir süre...
Candan'ın evinde Aslan çok üzgün Candan'la konuşurken ağlamaya başliyor...
Candan: "Neden ağliyorsun, kurtartın işte kızına, sakin ol."
Aslan: "Evet, evet ama az geç kalsaydım canlı bulmazdım onlara. Ben iyi baba olmadıgım, kabul ediyorum, ama artık ne Eylül ne başka bir ailemin üyesi o maden de canı tehlikeye atmiyacak! Zengin olmak için canımız vermeyi hiç gerek yok. Cünkü biz zaten zengin olduk."
Candan: "Biz derken?"
Aslan: "Evet biz, bak (o maden de buldugu altını gösteriyor) en güzel rüya da bile görmedik bu kadar parayı, iyice bak!"
Candan resmen yorumsiz kaldı...

Zonguldak da yeni bir gün doğdu ve Selçuk hemen maden müdürlugu ziyaret etti ve Aslan'la karşılaşıyor. Aslan eşyaları almaya geldi...
Selçuk: "Aslan, dur bekle! İyi ki buldum seni. Dün gece, bize kurtardıgın için sonsuza dek teşekkür ederim."
Aslan: "Gerek yok teşekkür etmeye. Sonunda kendi kızımı kurtardım."
Selçuk: "Nasıl olsa tekrar teşekkürler. Bu arada çok cesur bir kızın var. Kesinikle gurur duyuyorsun."
Aslan: "Evet gurur duruyorum, ama şimdi gitmem lazım, daha çok şeyler toparmam gerek."
Selçuk: "Dur, nereye?
Aslan: "Bilmiyorum, ama bügün aldım kovulma kararı. Artık yapacak birşey yok."
Selçuk: "Dur, sen bunu bana yapamazsın. Babam en çok sana güveniyordu. Söz veriyorum sana, burda çoğu şeyler değişecek. Ben hallederim zaten bu şeylere..."
Aslan: "Bu herşey iyi ama..."
Selçuk: "Sağ kolumu olmanı istiyorum! Genel müdür olmanı istiyorum! Sigortası, maaşı, herşeyi hallederim ben. Yeter ki kabul et."
Aslan: "Çok güzel bir teklif ama anlayın, kızımı kaybetseydim hayatım değmezdi artık. Bu Aslan yaşlandı ve çok yoruldu patron. Kaan ve Günay ailesi kulu olmaktan yoruldum artık. Aileme, kendime biraz dikkat vermek istiyorum. Ve şimdi musait edin patron, bitti. Güle güle kalın."
Selçuk ofkeli içere giriyor ve dosyaları bakıyor, o an Fuat geliyor...
Fuat: "Selçuk bey, iyi ki gördüm size. Dün olayları hakkında sizinle konuşak istedim... O Eylül Demirci söylediklere inanmamışsınız öyle me? O da babası gibi gururlu ve inatcı. Ama biz profesyonel biriyiz...
(Selçuk söylediklere fark etmiyor ve dosya'yı bulurken)
Selçuk: "Aham Aslan Demirci burdasın, demek... Harika... Ha senin ismi Fuat mı oldu acaba?"
Fuat: "Evet efendım."
Selçuk: "Eşyalarını topla, Fuat. Kovuldun. (Ofkeli) Geri gelirsem seni buralarda görmek istemiyorum!"

Eylül evde Umut'la tekrar ayni konuya tartışıyor...
Eylül: "Tekrar aynı konu mu? Maden de çalışmak dürüst bir iş, utangaç değil. Birisi kandırıyorsam ozaman utanırdım."
Umut: "Seni kaybetmek dan korkuyorum annem."
Eylül: "Merak etme, birşey olmicak bana. Anne söz bu!" (Umut'un elleri tutuyor)
Umut: "Bırak beni! Keşke Candan gibisin, ev hanım, diğer kadınlar gibi."
Eylül: "Nasıl olsa, annen oldum ben! Beni saygı göstericeksin bari. Başka cahren yok."

Selim evden çıkmak isterken salona girerken Alev'in büyük resmi görüyor duvar da...
Dilber: "Selim..."
Selim: (igrenc) "Ne var Dilber?"
Dilber: "Uyandıgına bilmedim, ondan senin kahvaltı mutfak da koydum, sogutmasın diye..."
Selim: "Sofrayi kurumaya gerek yok, evden çıkıyorum."
Dilber: "Bir şey daha Selim..."
Selim: "Ne var Dilber, ne???"
Dilber: "Sadece demek istedim ki, seni öyle erken uyandın için, güzel kokudugun için sevindim. Madene mı gidiyorsun? Kardeşine yardım ediceksın değil mi?"
Selim: "Hayir, ve gidicegim yere bilmek istiyorsan, söylemiyecegim."
Dilber: "Seni oğluma sayılır, bana güvenebilirsin canım."
Selim: "Biliyor musun ölüme hiç düşünmedim, kendi huzurumu, ve neşeligimi bulmaya gidiyorum. Ve kimse, ama kimse, annem bile durduramiyacak beni!"
Dışarda Alev ve Fuat konuşuyorlar...
Fuat: "Biliyormusun, oğlun Selçuk kovuldu beni..."
Alev: "Hmm demek bunun için okadar soğuksun benimle. Sen korkuyorsun ama beni kimse öpmedi daha."
Bunu derken Fuat'a öpüyor ve Selim bunu görüyor. Ama buna pek değeri vermiyor ve kendi yola duşuyor...

Selçuk Eylül'un evisine gidiyor, ama Eylül duş dan yine çıktı ve Selçuk ona görünce şaşırdı...
Selçuk: "Vay Eylül hanım, öyle devam ederseniz ciddiden size yemeye davet edicegim."
Eylül: "Hangi hakkı evime öyle girmenizi izin veriyor. Bide öyle yorumlar..."
Selçuk: "Sakin ol. Zaten seni değil babana baktım. O burda mı?"
O tam soruyu sorarken Selim evi içinde basıyor...
Selim: "Selçuk senin ne işin var burda?"
Eylül: "İkiniz de burda ariyacak şey yok! Hadi ikinizde çıkın evimden! İnsan rahat rahat duş bile alamaz. Defolun!"

Eylül abi kardeş ilişkiyi daha fazla bozucak mı?
Eylül'un kalbi ne istiyor?

Herşeyi ve daha fazlası yeni bölüm de.
O güna kadar vote ve paylaşın hikayemi.


ZAMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin