YENİ BAŞLANGIÇ

7 1 0
                                    

2015. yil İstanbul
...
Firdevs: "Hazır mısın,prenses?"
Feride: "Hazırım Firdevs'cıgım, uzun süre görmedim oğluma,özledim onu."
Firdevs: "Ha çaktırmiyacaksın hemen,değil mi? Sonuç da 20 yil az değil."
Feride: "Merak etme. Bu anı bunca yil bekledim,şimdi herşeyi berbad mı edicegim? Aşk olsun..."
Firdevs: "Kaderin acimasız oldu, ama sen yapabilirsin bunu. Herkes ayni alev de yanar,Eylül yandıgı gibi..."

1995 Zonguldak...
Herkes patlama da şehitler'in cenazesinde toplanmışlardı ama bir an da polis basıyor cenazeye...
Polis amir: "Eylül,bizimle geliceksin. Zorlama bize, araban da bir bomba direksyon bulundu, babanın,Selim bey'in ve 19 diğer madencilerin cinayet için seni tutuklanıcagız ve mahkemeye çıkıcaksın."
Selçuk: "Bu nasıl saçmalık? Ne bu? Ne yaptıgını zannediyorsum? Bırak onu!"
Eylül: "Ben yapmadım,yapamadım ben de madendeydim..."
Polis: "Mahkeme de savunucaksın, burda boşuna lafları harcama..."
Polis Eylülu tutuklanırken Selçuk da onlara gitmek istedi ama Alev ona izin vermedi... Onun suya ilaç koydu ve Selçuk bayıldı...
Hakim kararı bir ay sonra açıklanıcak ve o zamana kadar İlkerin vazifesi Eylüle herşeyi kolaylaştırmak...
Bu zamanlar da Eylül'u tek Candan bırakmadı ve Altın çiflik da çok tuhaf şeyler olmuş...

Altın çiflik da Alev Selçugu Eylülu en kötü kadını olarak göstermek istiyor ama sadece bu değil...
Alev: "Hadi uyan artık oğlum neler oldu sana. Doktor iyi mi oğlum?"
Doktor: "Oğlunuz güclü ama bütün bunları onu çok üzdü tansiyon düşmüş..."
Alev: "Teşekkürler doktor,unutmicagım sizin yaptıklarınızı. Hoşçakalın..."
Selçuk: "Ayy başım ağriyo sanki uç gün ayılamadım. Aman Allahım,Eylül!" (Kalkmaya deniyor ama başısi dönmeye başlar) "Rabbim bana güc ver ki şimdi Eylülüm beni ihtiyacı var..."
Alev: "Kal oturdugun yerinde yakında ölmedigin için üzeceksin..."
Selçuk: "Sen ne saçmaliyorsun ki?"
Alev: "Bana inanmayacaksın sebebinden sana kanıtı götürdüm. Söyle bana Umut'un babası kim oldugu biliyormusun?"
Selçuk: "Umrumda bile değil, önemli olsaydı Eylül zaten söylerdi bana..."
Alev: "Ozaman al şu mektubu,bak bakalım önemli mi..." (buldugu mektubu ona veriyor)
Selçuk: (Birkaç saniye sonra)
"İmkânsız,bu Eylül yazmadı ki... Olamaz,Umut'un babası abim olamaz. Hayir..."
Alev: "Bak,iyice bak evladım,o kadın ikinize de güzelce çevirdi bide abini öldürdü..."
Selçuk: "Sus! O bunu yapmazdı!"
Alev: "Sen bilirsin ama bütün kanıtlar onun karşısı,bide bu kadar önemli şeyi senden sakladiysa... Kim yalan söylerse o öldürebilir de..."
Selçuk: "Ben onu görmem lazım... Kesinikle bir açiklamasi var..."
(Kalkar ve karakola gider)

Oraya gelince Eylülu gördü ve çok soğuk oldu ki Eylül'un en ufak umut olsaydı da bunu da kaybeti sonunda...
Eylül: "Sevgilim,nihayet geldin. Nolur bu bir kâbus olduguna söyle! Dayanamam daha fazla."
Selçuk: "Hayda... Bide beni sor... (cebisinden mektubu çıkarıyor) bunu sen mı yazdın? Sadece bunu söyle!"
Eylül: (gözlere inanmadı)
"Bu mektubu nerden buldun?"
Selçuk: "Demek ki sen yazdın ve Umut'un babası abim... Ve sen bunu bana söyliyemedin,güzel. Abim de belki birisine söylemek tehdit etti sana sen de madenin içine bombayı koydun,vay... Ben kime sevdim... Seri katiller den daha acimasızsın!"
Eylül: "Yalvarım kendine gel,sevgilim. Ben bunu yapamadım!"
Selçuk: "Sakın! Sakın bana sevgilim deme! Tatlı diline tekrar güvenmem,yılan!" (Sandalye den kalkıp gidiyor)
Eylül: "Gitme! (Ağlamaya başlar) SEN DE GİTME BİRTANEM!
Artık yalnızsın Eylül... Yapayanlız bu yalan dünya da... Bu hayat Umite vericegim,onun için savaşıcagım...

Haftalar geçiyordu ve Eylül mahkemeye hazırlaniyordu,ama bir sabah da geçiktigi fark edince hamile olduguna şuphe etti. Biraz sonra her şuphe bitti ve emin oldu ki... İçinde ki taşiyan can onun ve Selçugun aşk hatırasıymış...
Mahkemeye önce sonuçlar yapıldı ve doktor Alev'e Eylül'un hamilelıgı hakkında haber vermiş...
Alev bir süre birşey yapmadı ama Eylül sonunda mahkeme'ye çıktı...

Mahkeme gün Kasım 1995...
Hakimin ilk kelimeleri sonra savci İlker'in sıra geldi...
İlker: "Sayın hakim bey, Eylül Demirci geçen sefer suçu kabul etmedi ve bizim istegimizle doktor İnci Turan şahit olarak geldi. Onun şahitlik kararınız için önemli."
Hakim bey: "Evet psiholoji doktoru İnci Turan'ı şahit olarak çağırdık,lütfen doktor hanım buyrun şahit'in yerisine oturun..."
İnci yemini verirken sonra Alev ona verdigi emir'le Eylül şizofreni'nin hastalıgı sebebinden madenin içine bombaları koyduguna açıklandı...
Alev esmer kız oldu,uzun saçlı,sadece ilk okulu bitirdi ve sonra mecburiyet dan maden de çalışmaya başladı babasıyla... Şimdi tam nasıl savunması gerek bilmiyordu elli kolu bağlandı. Mahkemesi Alev oğlusu'ile takip eti,ve tabi oğlusuna baba olacagına haber vermedi...
Karar verildi...
Eylül akıl sorunlar için 20 sene tımarhane de tedavı görücek. Ve Alev Umut'u aldı,madem herkes ögrendi onun torun olduguna...

Eylül çok üzüyordu,ağliyordu...
Günleri sayıyordu,hamile oldugu için seviniyordu,ama bu sevinç uzun sürmedi...
Bir gün beklenilmez ziyareti aldı,Erdal onun yanına geldi...
Eylül: "Sen? Öyle bir hayvan ben den ne isteyebilir ki?"
Erdal: (ofkeli ve güçlü onun karnısı vurumaya başliyor)
"Patronum dan selamları gönderiyorum sana! Ha nasıl sın peki?"
Eylül: (perişan) "Nolur Erdal! Yalvariyorum yapma! Çocugumu öldürme,imdat!"
Erdal: (daha sert vurmaya devam ediyor) "Sus! Kimse duymiyacagini biliyorsun! Herşey patronumun kontrolu altında! Hahaha... Hadi Allaha emanet ol Eylül'cigim! Ha Selçuk patronu için endişe etme,Bahar hanım ona çok iyi ilgileniyor,dügün daveti de gönderecegiz sana."
Eylül: (kendisi için)
Hayir! Olamaz. Ben sevdigim Selçuk böyle biriyle asla olamazdı. Yoksa o da sattı beni... Zaten herkes gibiymiş...

Eylül perişan oldu ve oturdu yerisine bir parçası aldı ve duvara tüm duşmanlardan isimleri yazdı ve listesi yaparken tum suçlara hatırladı.
Çocugumun üstüne yemin ediyorum ki,gün gelecek herkes ben den korkacak. Herkes hesabı vericek. Gün gelicek masum olduguma ispatliyacagım.

2015 İstanbul
Feride: "Herşey hazır mı?"
Firdevs: "Evet. O tımarhanesi yerinde büyük bir ev yaptık ve şimdi herkes kendine Feride Erdem kim oldu... Bilmezler ki yakında onun kâbusu olacagız. İkimiz de intikamı alıcagız yakında..."
(Can geliyor)
Can: "Hanımlar... Uçak hazır. Gidiyoruz mu?"
Feride: "Tabi ki gidiyoruz. Çok heycanliyim."
Firdevs: "Senden güzel bir hanımı yaptık,ama Can sen bizi kurtarmasaydın şimdi yapmazdık bunu..."
(Uçaga biniyorlar)

Zonguldak 1995
Eylül hafta da bir gün hava almaya çıkıyor bütün diğer hastalar'la. Öyle yürüyünce bir kadın ona dokundu...
Eylül bütün elektro şoklar sonra hem korku dolu hem sınırlı hem yorgun...
Eylül: "Dokunma! Dokunma."
Firdevs: "Korkma! Bu yerde ancak ben sana yardimci olabilirim Eylül Demirci... Ben Firdevs, Semih Çöşkün'un karısı."
Eylül: "İmkânsız,siz öldünüz biliyorduk."
Firdevs: "Evet o ve onun sevgili Alev çok acimasızlar beni de burda göndermişler ve şimdi o benden bütün param almak istiyor ama benim avukat biliyor ki bana birşey olursa benim para banka da kalır kocamın ölümü sonra oğlum bütün bunları sahip olacak..."
Eylül: "Oha! Ama burda çıkmamız lazim!"

Birşey patladı içerde yangın oldu...
Şehir hırsız Can zaten Firdevs hanımı tanıdı ve ona yardım etmeye çalıştı. Hep tımarhanesi yanındaydı. Şimdi fırsatı yakaladı ve Firdevs çıkarken Eylülü de aldı yanındası ama Eylül kölyesi aldı ve yandıgı bir kadına koydu. Herkes perişan oldu,en çok Candan. Çok sevmişti Eylülü...

Zonguldak 2015
Kimse bilmiyor o zengin kadın kim oldu. Herkes sabırsız bekliyormuş parti, cünkü o parti de Feride duşmanları karşıya çıkıcak ve onlarla yüzleşicek...
Herkes Feride'nin Fırtına isimle çiflige yetişiyorlar,ancak Selçuk evde kaldı. Onun ve Bahar'ın kızı Asya hastalanmış,Dilber kna bakıçak söz verdi ve Selçuk de gitmeyi karar verdi...

...
Başka bir isim, başka saç rengi, pahalı elbiseler, yeni hikaye Eylüla yardım edicek mı? Artık yeni bir patron olarak Alev için büyük bir tehdit oldu...
Onun duşmanlar onu tanıyacak mı?

ZAMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin