"Hayat! Bir yanın ölüm, bir yanın zulüm..."
Güneş'in batmakta kararsız olduğu zamandı. Tuttuğum balıkların sayısı iki elimin parmaklarını geçmese de sevinmeye değerdi. Eve gitmeden önce bir bardak çayla denizi tüttürecektim dumanında. Cevabımı okumuş muydu? 3 kelimeden oluşup bütün beynimi dağıtmaya meyilli bir soru.
"Usta bana bir tavşan kanı çay!"
Ellerimin ısındığı an. Biraz dolaşıp kağıdı koyduğum banka yöneliyorum. Aklımda binlerce düşünce... Heyecan katsayımı artırıyor adımlarım. Doğmayan bir umudu büyütmekten korkuyorum. Sahipsiz kalmaktan korkuyorum. Cümlelerimin sahipsizliğinden...
Yazan yok.
Alan yok.
Bank ağlıyor.
İçim sökülüyor.
Umudu doğmadan ateşe attılar...
Rüzgar esiyor. Örülmez bir gündüzden çıkıyoruz. Sevgiyi kaybetmenin hüznünü yaşıyorum. Saçma bir bağlanmanın önünde savruluyorum. Kendime bakıyorum, gülüyorum. Cevap almanın hiçte önemi olmadığı bu gezegende sızlanıyorum. Sonra ayağa kalkıyorum ve sakin adımlarıma yeryüzü ağlıyor. Pes etmiyorum. Değişmek için devam ediyorum. Kendim için. Arılar için!
...
Ağlamak. Kendime, dedeme... Kıyılarımın dalgaları sakin, ben sessiz. Tam olarak 41 gün, 16 saat, saniyeler geçiyor. Vurgunum, hasretim denize. Gereksiz bir istek bedenimin tepkisi. Eşofmanın duruşu iyi. Üzerimi değiştirip çıkmalıyım. Biri beni çıkartmalı. Abim! Abimi arıyorum. Artık akşamlardan korkuyorum. Akşamları dışarı çıkmaktan korkuyorum. Biraz sonra zil sesime yabancı bir hareket sergileyip kapıyı açıyorum. Sohbet ederek sahile iniyoruz. Ben mağrur, o mağrur... hayatın yaşayan bir varlık olduğunu gözler önüne seriyor sokaklar. Hedefe ulaşıyoruz.
" Ne içersin Rümeysa? "
" Çay alsak olur mu? İyi gider."
" Tamam, bekle hemen alayım iki tane geliyorum."
"Al bakalım."
"Sağol abim."
" İş nasıl gidiyor? Çalışmaların, projeler...?"
" Detaylı bir inceleme yapmadım uzun zamandır. Firma bekliyor. Bir an önce yapsam iyi olacak. "
" Eksik parçalar varsa temin et. Zorlama ama kendini. Zaten çok fazla çalışıyorsun. Bırak biraz daha sonra yaparsın eminim. "
" Umarım abim. Biraz deli şeyler yapmalıyım belki de. Top oynarım belki de ip atlarım, sonuçlarını üstlenirsen tabi."
" Aman aman en son oynadığında yan ailenin semaverine şut çekmiştin. Olay yerinden hemen ayrılman, annemin ağzını kapatması, babamın gülmesi... Nasıl unutulur? "
" Ama o yanlışlıkla olmuştu . Allah'tan anlayışlı karşıladılar da yırttım. Aylarca söyleyip gülmüştünüz."
" Annemin senden bir kez daha şüphelendiği anlardandı. Diyordum ben ama kaydırma yaparak üniversiteyi kazandın diye."
" Ha ha ha. Bende şunu deyim o zaman. Sanane?"
" Lisedeyken de sadece bana bunu derdin asbap canavarı."
" Ooo , hala dilinde ya bu laf! Kıyafet canavarı yine iyi de asbap nedir? Hor kullanıyorsun beni. Hep derim be-..."
" Ben hastayım, bana iyi davranın. Evet Rümeysa kafadan hastasın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Veda Tahtı
Short StoryDefterlerimin katili,sen hoşgeldin. Allah'a emanetimsin. ~Tamamlandı.~ |17 Eylül 2016| |6 Mart 2017| Allah'a emanetimsin.