Sır - Gelecek

1.8K 30 7
                                    

           -Gelecek-

           Ben Angel Devil.

          Hangi insanın ismi ve soyismi sanki özellikle ayarlanmışçasına iki zıt kutba ait olabilirki? Adımdan, soyadımdan, bana bu kötü talihi verenlerden ve tabikî hayatın bu acımasızlığından nefret ediyorum.

           Sosyal hizmet görevlim Sally, ailem beni terk ettikten sonra sahiplendi. Yani hem bakıcı annem hem de benden devlet önünde sorumlu kişi oldu. Çok tatlı birisidir, yaklaşık elli yaşına gelmesine rağmen hala her zaman genç görünür, kadınları daima kıskandıracak şekildede güzeldir. Beni korur. Yani en azından korurdu. Onu özlüyorum. Ona ne mi oldu? Bu şu an hatırlamak istemeyeceğim karmaşık bir konu. Açıkcası ben bile ne olduğuna emin değilim, sadece şüpheler...

          Şu anki duruma odaklanmalıyım.

          Tekme savurup yere düşürdüğüm kılıca doğru uzandı. Baldırında derin bir kesik açtığım için sürünmek zorundaydı. Kılıcına ondan önce ulaşırsam durum gittikçe benim lehime gerçekleşecekti. Koştum koştum ve o tam kılıcın kabzasını kavadığı anda eline bastım. Kılıcı tutan eline. Tüm ağırlığımla üstüne yükleniyordumki acı çeksin. Yavaş yavaş bileğinden koluna doğru oradan da boynuna doğru ilerledim.

          ‘’Kurnaz ve güzel cadıya bir puan. Yeniliyorsun. Şimdi eğlenmeye başladım bak. Skor 1-0’’ dedim. Bir kedinin yakaladığı avıyla oynaması gibi acı çektirmekten adeta zevk alıyordum. Bu ben değildim. Güçler beni içten içe ele geçiriyordu, hissediyordum. Korkuyla neler olacağını beklemeye karar verdim ve kendimi olayın akışına bıraktım. Doğaçlama yap, sadece kendini güce teslim et. Şu an buna ihtiyacın var.

          Tüm bu olanları ödetecektim. Botlarımın sert topuklarıyla her geçen saniye bana yaşattığı manevi ve fiziksel acının intikamını almaya çalışıyordum. İnliyordu ama bunu belli etmemeye çalıştığını anlıyordum. Öbür eli bacağımı kavradı ve sağladığım dengeyi bir an için kaybettim. Lanet. Elimdeki kılıcı o bir anlık zayıflığımdan yararlanarak kaptı ve beni savunmasız bıraktı. O güçlü ve siyah eldivenli elleriyle kılıcı eline iyice yerleştirdi ve üzerime yürümeye başladı. Arkamda duvar vardı. Yüce tanrım kapana kısılmıştım. Bir anlık dikkatsizlikle tüm skorlarımı alt etmişti. Öyleki tanrılardan nefret etmek için iyi bir sebebi olan ben bile onlara dua ediyordum, ya da ona her neyse…

          Bana iyice yaklaştı, yavaş yavaş… Etrafımda bir şeyler aradım, işime yarayabilecek herhangi bir şey. Yoktu, evet tanrının yardımı diye işte buna derim ben. Daha da yakınımdaydı artık. Nefesini suratımda hissediyordum, hızlı hızlı alınıp verilen psikopat hırıltılar. Maskesi olmasaydı az önce benim suratımda görülen o vahşi, aç ve oyunbaz kedinin ifadesinin aynısını onun suratında da görebileceğime yarı cadı olduğuma ne kadar eminsem bunada o kadar emindim. Duvara yaslandım, buraya kadardı. Kılıcımı kaldırdı ve boğazıma dayadı. Gözlerimi kapattım.

          ‘‘Maskeliye iki puan. Çevikliği ve zekası için.’’ kılıcı biraz daha ittirdi. Boğazıma ılık bir şeyin hafiften damladığını hissettim. Kan. Benimle oynuyordu, aynı benim ona yaptığım gibi. Gözlerimi dahada sıktım, şu an olmamalıydı, hayır şimdi ölemezdim. ‘’Güzel ve aptal cadı kaybeder. Her şey tepe taklak oldu ha? Bunu suratından anlayabiliyorum.Yazık.’’ Tükürürcesine konuşuyordu, uğursuz bir kelimeyi söyler gibi.

          Sanırım vakti gelmişti, kuralları çiğnemem gerekecekti. Canım için. Bunu anlayabilirlerdi herhalde. Hem onu ortadan kaldırdıktan sonra bi önemi de kalacağını sanmıyordum.

SırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin