Soner gözlerini açtı. Nerede olduğunu anlamaya çalışıyordu. Gözleri karanlığa alıştığında yanındaki iki çocuk cesedini gördü. Ne yazık ki bu çocukları tanıyor gibiydi... Ne olduğunu anlamaya çalışıyordu ki arkadan gelen ayak seslerini duydu. Ayak sesleri gitgide yaklaşırken kafasını seslerin geldiği yöne doğru korkuyla çevirdi. Küçük bir çocuk gibi korkuyordu. Ayak seslerinin geldiği yöne döndüğünde tam gölgenin bitip ışığın başladığı yerde gelen kişi durdu. Gölgelerin ardında gizlenen kişi onun tanımadığı ama tanıyacağı son kişiydi. Soner'in anladığı tek şey o kişinin kendisine baktığıydı. O sessizlik ortamında gitgide daha da titriyordu. Soner titreyerek "Ki... Kim... Kimsiniz?" dedi. Gölgelerin ardında duran adam hiç hareket etmeden öylece bakmaya devam etti. Soner korkulu bir yüz ifadesiyle "Neden buradayım? Bana ne yapacaksın?" dedi. Karşısında duran adam kafasını azıcık yana doğru eğerek "Neden buradasın? Ne yapmalıyız?" dedi. Soner neden burada olduğunun farkındaydı ama ne yapılacağı onun için bir bilinmezdi. Benim için bile bilinmezdi. Her zaman eğlenceli bir şekilde işini halleden kişi bu sefer çok farklıydı. Çok donuktu ve bu sefer zevk almıyor gibiydi. Oysa ki bu işten bana bile bahsetmemişti. Final bana da sürpriz olacaktı.
Soner beni de farketmiş olacak ki tekrar korkuyla "Bana ne yapacaksınız?" diye bağırdı. Gölgelerin ardında duran Yargıç yandaki deri tahta saplı tekerlekli sandalyesine doğru yol aldı. Sandalyede dönerken gülerek "Kroşe kafalı müzik nerede kaldı?" dedi. Müziği açmam gerekiyordu ama ben olayları çözmeye çalışıyordum. Bir tur daha döndü ve bu sefer bana doğru gelerek "Müziği açsana!" diye bağırdı. Bana karşı asla böyle olmazdı bu sefer cidden bir şeyler ters gidiyordu. Sandalyede dönmesi ve müzik istemesi onun eskisinden farklı olmadığını gösteriyordu ama bu ciddiyet ona göre değildi. Müziği açmak için yerimden kalkarken Soner'in şok dolu gözlerle bana baktığını gördüm gölgelerin ardından beni göremiyordu. Müziği açarken Soner "Siz kimsiniz?" diye sertçe bağırdı. Bunun üstüne Yargıç gölgelerin içinden gülerek "Biraz daha bağırırsan benden daha tehlikeli biriyle karşılaşacaksın." dedi. Benim için dediğini anlamıştım bağırmaya asla dayanamadığımı biliyordu. Müziği açtım ve Fear of the Dark kulaklarımı doldurmaya başladı. Yargıç gülerek "Teşekkürler." der demez gölgelerin içinden sandalyesiyle çıkarak elleri dizlerinde birleşik şekilde Soner'e doğru eğildi ve "Şimdi bakalım bir bok en iyi nasıl yenir." dedi. Soner baktı her şeyin iyice farkına varmaya başladı ve sesi titreyerek "Ne yapacaksın?" dedi. Yargıç belinden silahı çekip Soner'in kafasına doğru tuttu. Soner gözlerini kapattı ve ellerini kaldırarak "Özür dilerim." dedi. İyice titriyordu. Yargıç "Onca yediğin boktan sonra bir özürle kurtulabileceğini mi sanıyorsun?" dedi ve silahı kafasına doğru iyice tutmaya başladı. Soner iyice titrerken birden bir ses duydu yere bir şey düşüp tekerlerin ilerleme sesi olduğunu tahmin edecekti ki gözlerini açtı ve yerde duran silahı gördü. Yargıç silahı yere bırakıp kendini geriye itmişti ve suratını ciddi tutuyordu asıl eğlence şimdi başlıyordu.
Soner silahı hemen kapıp yargıca doğru tuttu. Yargıç ellerini birleştirdi sırıtıyordu gözlerini kapattı ve sandalyeden kalktı. Kamerayı açmayı unutmuştum ah be hayır Yargıç bana çok kızacaktı. Hemen kameramı bulmam gerekiyordu ve o an kameranın kurulmuş olduğunu farkettim. On üç dakikadır çekimdeymiş. Yargıç bu sefer neden bana haber vermemişti acaba? Yargıç kollarını iki yana açarak alaycı bir ifadeyle "Hadi ama seni tanıyorum." dedi. Soner silahı iyice kavrayarak "Sen kimsin? Hemen söyle" dedi. Yargıç gülerek "Bilmem ki... Eğlenmeyi seven biri" dedi. Soner "Ben nasıl buraya geldim?" dedi. Yargıç "Tamam. Kes bi. Uzatma da duvara bak." dedi ve projeksiyonu açtı. Projeksiyon tam Soner'in arkasından gelerek ortada Soner'in kafası olan bir gölgeyle açıldı. Duvarda bazı şeyler göründü ama ben ne olduğunu anlamadım. Anladığım tek şey sondaki Soner'in kafasının gölgesi olduğu yere doğru gelen bir mızraktı. Soner'in yüzüne baktığımda donuk bir ifadeden başka bir şey göremedim. Yargıç'a döndü ve "Bunları nereden buldun." dedi. Yargıç "Siktir et onu da işine dön hadi seni mi bekliycem tüm gün" dedi. Soner silahı Yargıçtan kendi kafasına doğru çevirerek tetiği çekti. Yargıç kahkaha atmaya başladı çünkü kurşun çıkmamıştı. Soner bir kaç kere daha denedi ama sonuç aynıydı ölmüyordu. Yargıç "Bu kadar kolay olacağını mı sandın. Sen benim en büyük eğlencem olacaksın..." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı Mahkeme
Action"Yerdeki kan mı!" dedi Serin. Yargıç baktı, sırıttı ve "Hayır, salça..." dedi. Serin donuk bir ifadeyle bir zamanlar arkadaşı olan kişinin gözlerine baktı...