Rengi Neydi Unutulmanın?

72 6 1
                                    

Anlamadığım şeylerin, soru cümlelerini kurmakla uğraşıyorum şu aralar. Hala elimde bolca özeleştiri varken, öğelerin kıyısından bile geçememek sinir bozucu. Biraz yüklem bulsam özlem oluyor kendiliğinden, biraz ölsem diyorum ama kaçıp gidemiyorum kendimden. Dönüp durduğum yatakta, gözümün daldığı uzakta hep kendime sarılır buluyorum kollarımı. Üşütüyor bu yalnızlık, ısınamıyorum kimseye kimseyle ya da cidden üşütüyorum yavaştan. 
  Renklere bile birer anlam yükledim kendimce, gelişine pembeler fışkıracak, siyahlar korkup kaçacak sözüm ona. Seni kendi elimle bırakmıştım ben ya da kendi çenemle, hangisine kara sürmeli şimdi bilemiyorum. Şu aralar toz oluyor pembe, biraz uzak kalıyor, göremiyorum. Biraz azmetsem yeni bir sual geliyor aklıma, inan hâlâ hazmedemiyorum. Hayat safran sarı şu aralar ve ben pis alışkanlıkları dost edindim sen yokken.' Dostunu iyi seç ' derdin ben bunu bile beceremedim; parlament mavisi rüyalara uyuyamıyorum, o içten beyazlıkla gülemiyorum rengârenk yemekler yiyemiyorum artık bir tek kan kırmızı susuyorum. Sustukça üstüme geliyorsun, uzakta gri bir binanın o çatı katından bana kızdığını duyuyorum. Dudaklarımı büküyorum soyadıma ispat, sana cevap ama üzülmüyorum.
  Seni anlamıyor değilim, değildim de zamanında. Tüm olasılıkları bize çevirmek isteyişimdi hatam ki ne kadar haz aldım senden ne kadar az yol aldım seninle bunu ben de biliyorum peki bu siyaha alışırken ben, söylesene bundan sonra ömrüme kaç sen sığdırabilirim tahminince? Hileli zarlarla savaşıyorum inan, bir düş-eşi tutturmam imkânsız artık ki kaç kul kırıldı senden sonra. Kıra kıra, kendim mars oldum sonunda…

Başka Matem HaliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin