-54ღ

741 65 106
                                    

KİM TAE-HYUNG;

Gözlerimi sadece önümdeki biraya dikmiştim.
Açıkçası evimde bir parti veriliyordu ve benim umrumda değildi.
Ne zamandan beri bu kadar hissizleşmiştim?

Jungkook giderken bana ait olan herşeyi de beraberinde götürmüştü.

Jimin sürekli benimle ilgileniyordu.
Buradaki herkesin herşeyi bildiğini hissedebiliyordum.

Herkesin gözü üzerimdeydi ve ben ilgi odağı haline gelmiştim.

Anlatılan şeyleri dinliyormuş gibi yapıyordum ve herşeye geç tepki veriyordum.
Gülmeye çalışmak benim için oldukça zordu çünkü nasıl güleceğimi unutmuştum.

Yalnız kalmak istiyordum ama buda bana iyi gelmiyordu ve Jimin bir türlü yalnız kalmama izin vermiyordu.

Jungkook gitmiş miydi?
Tek merak ettiğim şey buydu.

Umarım sağlıklı bir hayat yaşardı o çok istediği kızı bulurdu.

Eğer o mutlu olacaksa ben bu şekilde yaşayabilirdim.

Ne bekliyordum ki ?

Ondan nefret etmiyordum...
Aslında ona karşı kızgın bile değildim çünkü bu benim değiştiremediğim bir şeydi.

Ben en başından terk edilmeyi hak eden birisiydim.
Sevgi - aşk , bunlar bana göre değildi bunlar benim için büyük şeylerdi.

Sadece görmüş olduğum o güzel rüya kısa sürmüştü.
Ve uyandığımda herşey bitmişti.

Beni annem bile terk etmişti.
Ben aslında hiç bir zaman ait olmadığım bu dünyada ölmek için yaşıyordum.

Hayat bana küçük bir oyun oynamıştı ancak bu oyun bana göre oldukça büyüktü.

Şimdi ise kalan tek şey sızlayan kalbimdi.

Elimdeki şişeyi bitirdiğimde sehpaya bırakmıştım.

Sessiz sinema oynanıyordu.
Yanımda Jimin diğer yanımda ise Hoseok oturuyordu.

Hoseok garip bir tipti önceden pek konuşmamış olmamıza rağmen beni Jungkook olayından sonra yalnız bırakmamış ve evine bile almıştı.

Ona minnettardım.
O iyi bir insandı.

Aslında burada oturan herkesin kötü anıları vardı...

Jimin'in henüz bilmediğim bir geçmişi vardı...
Yoongi'nin ölen bir kız kardeşi vardı ve ailesi ile arası iyi bile değildi.
Hoseok onun hakkında pek birşey bilmiyordum ama bir süre klinikte yattığını öğrenmiştim.
Jin'in ailesi ise onun çok çalışması için baskı kuruyordu babası bir hakimdi anneside butik şirketinin sahibiydi ve Jin'de muhtemelen yüksek makamda bir şey için çalışmak zorundaydı.
Jackson onun geçmişini bilmiyordum o fazla mutlu gözüküyordu...
Namjoon ise şanslı değildi...
Namjoon Rapçi olmak için çalışıyordu.

Herkes benim gibiydi ben sadece terk edilmiştim.
Başımı iki yana sallayıp başımı Jimin'in omzuna koymuştum.

Jin birşeyler yaparken onu izliyordum Namjoon ile iyi ikili olmuşlardı.

Yoongi anlattıkları filmi bulmuştu.
Jimin yanımdan kalkıp hoseok ile filmi anlatacaklardı.

Sanırım bundan sonra sıra Jackson ve Hoseok'a gelebilirdi.
Açıkçası kim kiminle eşleşmiş pek bilmiyordum.

Bir kaç dakikanın ardından ayağa kalkmıştım.
Tökezlediğimde Jin beni tutmuştu.

"Sarhoş mu oldun Tanrım çok içmemeliydin. "

I NEED YOU ❤  VKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin