Bu bölümü gzmlikz5 ithaf ediyorum.
Kitabımı okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Sizi seviyorum...Bu ses. Onun sesiydi. Bu Emre'ydi. Ne isi vardı onun burda. Ya mesajı atanda oysa. "Evet sevgili yolcularim. Simdi hayatınız bir kıza bağlı. Bu kizin adi Özge." diyerek sinsi bir gülüş bıraktı. Herkes birbirine bakarak bir şeyler konuşuyorlardı panik içinde. Serkan hemen elimi tutup bana baktı. "Bu Emre" kafa sallayarak onayladım. Emre konuşmaya devam etti. "Bu güzel kız sizin hayatınızı belirleyecek. Eğer benimle evlenmeyi kabul ederse hepiniz kurtulacak. Ha yok kabul etmezse hepiniz gebereceksiniz." diyip kahkaha atmaya başladı. Serkan daha fazla dayanamayarak "seni gebertirim lan gel buraya. Özge seninle evlenmeyecek. Ben evlenicem senle ama o evlenmicek duydun mu?" gözümden yaslar akıyordu. Şimdi ne yapacaktık. Bu kadar insanin suçu ne? Benim yüzümden ölmelerine izin veremem. Serkan'dan asla Vazgeçmem. "Evet Özge kararını bekliyoruz hepimiz" Emre pilot odasından çıktı. Serkana baktığımda yumruğunu sıkıyordu. Elinden nazikçe tutup ona baktım. Bana baktı. Sinirliydi. "Emre sen kafayı yemissin. Saçma sapan şeyler yapma. Ben Serkani seviyorum. Seninle olmaz. Anla artık bunu" diye onu ikna etmeye çalıştım. Ama bir gram acıma duygusu yoktu onda. Ölürdü ama yinede kimseye acimazdi. Bu sevdiği kız bile olsa. "Sence ben vazgeçer miyim? Tabi ki hayır" Ben sinirle soluyarak "evlenmicem seninle. Duydun mu evlenmicem. Na'pacaksın?" Emre sinirlenmişti. Serkan elimi iyice kavramıştı. Korkuyorum ama eğer Emre bunu anlatsa daha çok üstüme gelir. "Kaptan şuan baygın ve uçak otomatik pilotta. Ya evleneceksin ya evleneceksin" diye parmağını salladı tehditkar bir şekilde. Aklıma gelen fikirle konuşmaya başladım "Tamam o zaman aç kapıları atlayayim sende kurtul bende kurtulayım" dediğim şeyle neye uğradığını şaşırdı. "Sacmalama öyle bir şey yapamazsın." tek kaşımı kaldırarak "o kadar emin olma" dedim. Serkan "ne diyorsun kızım sen manyak mısın" omuz silktim. "Hadi aç su lanet kapıları" diye bağırdım. Emre kapıyı açmıştı. "Serkan seni seviyorum ve asla seni sevmekten vazgeçmeyeceğim. Beni unutma. Sana gelince Emre seni hic bir zaman sevmeyecegim. Bana yaptıklarını asla unutmayacağım." Serkan elimi bırakmıyordu. Yavaşça Serkana yaklaştım. Ve dudağından küçük hareketlerle öpmeye başladım. Serkan benden ayrılıp "Atlayacaksan beraber atlarız bebeğim " dedi gülümseyerek. El ele tutuştuk. Kapıya iyice yaklaştık. "Hazır mısın?" diye sordu Serkan. "Hazırım huzurum" dedim. "O zaman 3-2 veee..." demeye kalmadı arkadan biri bizi geriye çekti. Biraz sendeledik. Arkaya baktığımda bizi çekenin Emre olduğunu anladım. Bağırmaya başladım "Ya senin amacın ne? Mutlu olmayı geçtim, ölmeme bile izin vermiyorsun. Ben Seninle evlenmem. Ya anla artık ben Serkan'i seviyorum ona aşığım" Emre uçağın kapısını kapatarak bana döndü "tamam. Benimle evlenme ama ölmede. O kadar kötü biri değilim lan. Hayatımda ilk defa birini sevdim. Ama onun hayatını da zehir ettim. Özür dilerim Özge." yaptığını anladı sonunda. Pişman olmuş gibi duruyor. Uçaktan bir alkış tufanı koptu. Neden bende bilmiyorum. Galiba Emre özür dilediği için. Her neyse Emre uçağı havaalanına döndürdü. Havaalanına indigimizde polisler vardı. Emre uçaktan iner inmez polisler kelepçelediler.Emre gitmeden önce son kez bana baktı. Dayanamayıp koşarak sarıldım. "Affettim seni." dedim gülümseyerek. Serkan beni kolumdan tutarak ondan uzaklaştırdı. Polisler Emreyi götürmüştü. Serkan'a baktığımda hala kızgındı. "Ne diye sarılıyon lan o ite. Sana yaptıklarını ne cabuk unuttun." sakince cevap verdim "onun psikolojik sorunları var Serkan. Biz sevgiliyken öğrenmiştim. Ayrılınca da peşine takıldı. Ama o suçsuz, hasta sadece." sonra sinirlenerek konuştum "hem sanane ya sanane. Sen beni dinlemeden etmeden kız, bağır bana Sürtük muamelesi yap sonra da hesap sor. Oh ne ala." valizimi sürükleyerek otele doğru yürümeye başladım. Serkan hic ses çıkarmadan arkadan geliyordu. Bende bir yandan mirildaniyordum. "Anladı suçlu olduğunu susacak tabi. Yok bide suçsuzum desin. Suçlu... Suçlu işte. Bide gelmiş bana lanlı lunlu konuşuyor." arkadan bir oflama ve ardından feryat sesleri gelmeye başladı. "Tamam Özge anladık. Ben suçluyum. Özür dilerim" sinirle olduğum yerde durdum. "Birde ofluyor ya. Özür dilemeyi bile bilmiyorsun Serkan" dedim ve cevap vermesini beklemeden yoluma devam ettim.
Otele geldiğimizde aynı odanın anahtarını alarak asansöre bindim. Serkan son anda bindiğinde gözlerimi ondan kaçırıyordum. O sırada telefonum çalmaya başladı. Telefonu cebimden çıkarıp açtım. Arayan annemdi. "Efendim anne" dedim. "Kızım nasılsın?" sesini özlemişim ya. "İyiyim annem sen nasılsın?" dedim bende "bende iyiyim kızım. Bugün geliyorsunuz değil mi? Özledim vallahi!" gelemiyoruz vallahi! Demek istesemde diyemedim. "Şey Annecim bizim burda bir kaç işimiz çıktı o yüzden bugün gelemeyeceğiz." karşıdan bir feryat sesi geldi. Annemin bu haline güldüm. Serkan'a baktığımda o da bana bakıyordu. Telefonun diğer tarafından ses gelince gözlerimi kaçırdım. "Tamam kızım işiniz bitince arada telefonda hasret giderelim bari. Sana anlatmam gereken şeyler var." dedi heyecanla. Bende merak ettim şimdi. "Tamam annecim ararım hadi öptüm" dedim ve telefonu kapattım. Asansörün kapısı açıldığında valizimi sürükleyerek odaya ilerledim.
Saat 19:46. Akşam oldu. Bu yaşadıklarım zor. Benim yüzümden mi Emre hapse girdi? Ben olmasaydım beni sevmeyecekti, ve böyle olmayacaktı. Ama olacağı varmış. Soğuk suyun altına girerek düşünmeye başladım. Ama kapının pat! Diye açılmasıyla düşünmeye başlayamadım. Gelen Serkan'dı. "Serkan çık!" beni dinlemeden karşıma oturdu. Üstünde t-shirt ve eşofman vardı. Buna rağmen suya girmişti. Ben vücudumu gizleme çabasındaydım. O ise öylece beni süzüyordu. "Serkan bakma! Çık!" bana biraz daha yaklaşarak "benden utanma Özge. Ben senin kocanım, sende benim karım" dedi. Sinsi sinsi sırıtıyordu. Off! Serkan bana daha çok yaklaşırken ben gözlerimi kapatmıştım. "Serkan uzak dur!" gözlerimi hafif açıp ne yaptığına baktım. T-shirtünü çıkartmış. Hızla küvetten çıkıp bornozumu giydim. Arkadan gelen Serkan'ı takmadım bile. "Özge ne bu hallerin? Neden böyle davranıyorsun?" hızla arkamı dönüp içimde tuttuğum ne varsa söyledim. "Ne mi var Serkan? Sana kaç kere dedim hazır değilim! Boyle üstüme gelme! Geriliyorum. Korkuyorum. Tamam, seni çok seviyorum. Ama anla beni. Hem... Bana güveni tam olmayan bir adamla birlikte olamam ben!" gözümden akan yaşları hiçe sayarak konuşmama devam ettim. "Bir süreliğine... Yani" burnumu çektim. "Bir süreliğine görüşmeyelim. Kafamızı dinleyelim."
"Sen ne dediğinin farkında mısın? Ne demek oluyor bunlar?" bavulumu toplarken Serkan bana sorular soruyordu. Ama ben hiçbirine cevap vermiyordum. Veremiyordum. "Beni böyle bırakıp hiçbir yere gidemezsin. Otur lan şuraya!" dediği hiçbir şeyi dinlemiyordum. Gerçekten çok sıkılmıştım artık böyle yaşamaktan. Her defasında, her fırsatta üstüme geliyor, hazır değilim, geriliyorum, korkuyorum! Tamam onu çok, çok çok seviyorum. Ama ona olmaz diyince üzüldüğünü anlayabiliyorum. Ve... Bende üzülüyorum. Bir süre kafa dinlememiz gerek. İkimizinde. Evet, kesinlikle! Bavulum hazırdı. Dolabın kapağını kapatıp bavulumu kapıya kadar sürükledim. Sonra arkamı dönüp Serkan'a baktım. Gözlerime bakıyordu. Ağlamamalıydım. Yoksa gidemezdim. Belki de gitmemelisin... Hayır! Gitmeliyim. Bu ikimiz içinde en doğru olanıydı.
Hiç bir şey demiyordu. Sadece... Gözlerime bakıyordu. "Gitme" dedi kısık sesiyle. Ağzımdan bir hıçkırık kaçtı. Elimle kapattım. "Özge gitme!" bu sefer bağırmıştı. "Seni seviyorum..." dedim ve sarıldım. Kokusunu içime çektim iyice. Şuan bile özlüyorum onu.
Sarılmayı bıraktığımızda Serkan'ın dedikleri ile şok oldum!
Ta ta ta taaamm. Sizce bölüm nasıldı? Yorumlarınızı gerçekten çok merak ediyorum.
Ha bide çok çok uzun süredir yazamamıştım. Özür dilerim arkadaşlar. Sınavlar yüzünden herşey. :D
Sizleri seviyorum. Canım okuyucularım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zorla Evlilik
Teen FictionIstemeyerek evleniyorlar. Arada kavga ediyorlar. Sonra birbirlerine hic dusunmedikleri kadar cok baglaniyorlar. Birbirlerinden kopmak istemiyorlar. Onlar artik birbirlerine asik. Kimse ayiramaz.