Sorunlu

29 1 0
                                    

Arkadaşlar yorumlarınız ve verdiğiniz oylar hikayenin öne çıkmasını sağlayacaktır. Bu da benim hevesimi arttıracağına inanıyorum. Lütfen desteğinizi esirgemeyin ❤️

Annem neler olduğunu anlatmamı beklercesine dikiliyordu karşımda. Ben ne söyleyeceğimi düşünürken, salonun ışığı yandı. Babam su içmek için mutfağa yöneldiğinde bizi farketti.

"Bu saatte neden ayaktasınız ?" diye söylendiğinde

Annem tam ağzını açmıştı ki onun yerine ben konuştum.

"Aynen ya, bende şimdi yatıyorum." dedikten sonra anneme kaçamak bakışlar atarak odama ilerledim. Şimdilik... atlatmıştım annemi. Odama girdiğimde üstümü değiştirip yatağa uzandım. Bir saat kadar telefonda uğraştıktan sonra kendimi uykuya teslim ettim.

—-

Uyandığımda saat 10'a geliyordu. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra dişlerimi fırçaladım. Merdivenlerden aşağı inerken Barsın sesini duydum. Televizyonda çizgifilm izliyordu. Neşeli kıkırdamaları tüm evi sarıyor, huzur veriyordu. Yani bazen.

Annem mutfakta birşeyler hazırlarken anneme yardım ederek sofrayı kurmaya koyuldum. Annemin köşe başında bir kuaför dükkanı vardı. Babam ise bilgisayar ürünleri üzerine olan bir firmada yönetici asistanlığı yapıyordu.

Sofrayı kurduktan sonra annem bana imalı imalı bakmaya başladı. Neden baktığını düşünürken aklıma gelen dün geceki olay yüzünden kafamı öne eğme gereksinimi duydum. Annem;

"Dün geceki çocuk kimdi ?" sorusunu yöneltmesiyle inandırıcı olduğunu sandığım bir gülümseme takındım suratıma. Artık ne kadar inandırıcıydı meçhul.

"Liseden bir arkadaşım." diyerek sanki gereksiz bir şey anlatıyormuş gibi elimi havada salladım.

"Arkadaşının arabası da baya güzelmiş." diyerek göz kırptı. Annem ve zengin damat arayışları diye iç geçirdim.

Yavaş yavaş masaya yerleştiğimizde herkes kahvaltıya yumuldu. Ben yemek yemekten haz alan bi kızdım. Arkadaşlarım bana yiyip yiyip kilo almayan birisi olduğum için imrenirlerdi. Düzgün bir fiziğim olduğunu biliyordum ama asla o kadar şaşalı giysiler, kıyafetler giymezdim. Çünkü ben öyle birisi olmadığımı düşünürdüm hep. Zaten ihtiyaç da duymazdım. Onun dışında yeşil gözlerim ve karamel tonlarında saç rengim vardı. Küçük bir burun ve biçimli dudaklara sahiptim. Herkes çok güzel bir kız olduğumu düşünürken ben aksine çirkin bi kız olduğumu düşünürdüm hep.

Telefonuma gelen mesaj sesiyle irkildim.

"Dün gece nereye kayboldun." Gönderen: Buket

Sahi ya onları unutmuştum. Bi kaç saate size geleceğimi yazıp mesajı yanıtladım. Odama çıkıp boğazlı kahverengi bir kazak giyerek altıma siyah bir pantolon giydim. Annem'in yanağına ufak bir öpücük kondurup kızlarla buluşacağımı söyledim. Geç kalmamı söyledi ve evden ayrıldım.

Dışarı çıktığımda soğuk resmen iliklerime kadar işliyordu. Durakta beklemeye koyuldum. Çok geçmeden otobüs geldi. Boş bir koltuğa oturduğumda, düşünmeden edemedim. O kadar gösterişli bir arabası olmasına rağmen neden otobüsle yolculuk ediyordu acaba ? Anlam vermeye çalışıyordum. Daha fazla düşünmemeye karar verip, kulaklığımı çıkarıp düğüm olmuş kulaklığımı çözmeye koyuldum. O kadar düzgün koyduğum halde halâ birbirine dolanıyordu. Sinir bozucuydu. Gerçekten.

Otobüsten indiğimde Buket'e gelirken birşey isteyip istemediğini sordum. Birşey gerekli değil dediğinde, Buketlerin evine doğru yola koyuldum.

Kapıyı çaldığımda kapıyı açan Şengül teyzeyle sarıldık. Şengül teyze annemle çocukluk arkadaşıydılar. Tam bir dedikodu makinesiydi. Kızları sorduğumda odasında olduklarını belirtti. Odaya girdiğimde herkes başka bir alemdeyken beni gördüklerinde aç gözlerle bana bakıyorlardı. Gözlerimi hepsinin üstünde gezdirdiğimde gülümsemeden edemedim.

Ben olanları anlatırken, Ezgi dinlemiyormuş gibi davranmasına karşın, beni en çok onun dinlediğini biliyorum. Olayları anlatırken hepsinin -Ezgi hariç- ruh halleri değişiyordu.

"En sonda evime kadar bıraktı." dedim.

"Ayy tam filmlerdeki gibi..." dediğinde Pelin'e gözlerimi devirdim.

Buket bir ara o gece kulübüne gidelim dediğinde hep bir ağızdan 'saçmalama' dedik. Buket hayali bir fermuar yapıp ağzını kapattı. Bu haline gülümsemiştim. Ezgi'ye soran gözlerle baktığımda herkes durumu anlamış olacak ki kafalar Ezgi'ye döndü. Neden ağladığını hepimiz merak ediyorduk açıkcası.

Ezgi endişe dolu bir halde;

"Sadece şu aralar biraz gerginim." inanmayan gözlerle ona baktığımı sürdürürken pes etmiştim.

Buket'in ortamda ki gerginliği almak istercesine neşeli bir tonda 'dışarı çıkalım mı' fikrine olumlu bakmıştım. Herkesten onaylayıcı mırıltılar çıktığında ayaklanıp dışarı çıktık.

Çok beğendiğim bir AVM'ye girdiğimizde Buket ve Pelin direk elbiselere yöneldiler. Bende başka bir yere doğru ilerlerken, Ezgi peşimden bana yetişip bir şeyler söyleyecekmiş de sanki vazgeçmiş bir havaya bürünmüştü.

"Bir sorun mu var Ezgi ?" diye sordum. Ezgi'nin bir sorunu varsa konu ciddi olabilirdi. Aramızda en olgunumuz Ezgiydi. Geçmişte yaşadığı olayların etkisi  büyüktü.

"Başka bir şey söyledi mi ? Şey... yani Ekin benimle ilgili herhangi birşey söyledi mi ?" dedi utana sıkıla.

"Hayır, ama evde bize söylemediğin birşey olduğunu biliyorum." diyerek onu yanıtladım.

O da olumsuz anlamda başını sallayarak yanımdan uzaklaştı. O ne yapmış olursa olsun onun yanında olacağımızı biliyordu. Ama o kapalı bir kutu gibiydi. Duygularını çok iyi saklayan bir maske takmıştı sanki.

Buket ve Pelin'in elindeki torbalara baktığımda göz devirdim. Bu ikisinin alışveriş aşkı benim normal olup olmadığımı sorgular hale getirmişti. Onlarla AVM'nin çıkışında sarıldıktan sonra eve doğru yola çıktım.

Sokağın başına geldiğimde evimin karşı kaldırımında duran araba dikkatimi çekmişti. Şöför koltuğunda ki adam beni görünce gazı sonuna kadar köklemişti. Tekerleklerden çıkan acı dolu seslerle araba saniyeler içinde uzaklaşmıştı. Açıkcası biraz ürkmüştüm. Tamam birazdan biraz fazlaydı.

Kapıyı çaldığımda Bars kapıyı açtı. Bars'ı kucağıma aldıktan sonra doğruca yatağa yatırıp onu gıdıklamaya başladım. Bu hali çok sevimliydi.

Akşam yemeğinin hazır olduğunu söyleyen anneme 'üstümü değiştirip geliyorum' diye seslendim.

Aşağı indiğimde mis gibi kokan yemekleri mideye indirdikten sonra odama çıktım. Annemin yeni ütülediği okul üniformama göz devirip, odamdaki çift kişilik koltuğun üstüne koydum. Çalışma masamın üzerinde ki kitaplarımı çantamın içine doldururken okula gitmenin verdiği huzursuzlukla göz devirmeden edemedim.

Bilgisayarımdan bir film açıp izlemeye koyuldum, filmi izlerken susadığımı farkettim. Filmi durdurup çalışma masam da ki suyu bir dikişte içtim. Pencereden bakarken karanlığın içinde bir insanın pencereme doğru baktığını gördüm. Hızla perdemi çektiğimde kalbim sanki bir savaşın ortasındaymış gibi atmaya başladı. Çok korkmuştum. Tekrar perdenin küçük bir tarafını açıp baktığım da, o gitmişti...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 25, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ortak AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin