Uyarı !! : Hikayeye yeni başlamayı düşünenler biraz beklemeli. Çünkü hikayeyi şu an düzenliyorum ve bazı kısımlarında bir takım değişiklikler olacak.
Merhaba. Bu benim ilk hikayem. Hatalarım varsa mazur görün. Umarım beğenirsiniz. Konusunun gerçekten sizi şaşırtacağı düşünüyorum.♡
Hikaye erkek karakterin ağzından anlatılıyor. Deniz Şen erkek karakterdir.
Multimedia: Deniz Şen
Üçüncü koridorun sonunda sınıfı bulduğumda rahat bir nefes verdim. İlk iki koridoru tamamen gezdiğim için derse geç kalmıştım. Ama işte karşımdaydı: 11-B. Her şeyi arkamda bırakarak bu okula gelmiştim. Olmayan arkadaşlarımı, sevdiğimi sandığım kızı, iyi anlaştığım hocalarımı. Ama kalamazdım. O okulun ve o okuldaki kişilerin bana yaptıklarından sonra orda kalamazdım. Düşüncelerimden sıyrılmaya çalıştım. Kalbim küt küt atıyordu. 3'e kadar sayıp kapıyı tıklatıcaktım.1..2..3. Derin bir nefes aldım ve kapıya vurdum. İçerden gel sesini duyduğum an titremeye başladım. Bu kadar heyecanlanmam normal miydi? Kapıyı açıp kafamı uzatmamla bütün sınıf bana döndü. Hadi ama! Beni daha da mı heyecanlandırmak istiyorsunuz? Tekrar derin bir nefes aldım ve titrek sesimle konuşmaya başladım.
"Girebilir miyim hocam?" Tahtanın önündeki koca göbekli, kel adam, gözlüklerini aşağı indirip gözlerini kısarak beni süzdü.
"Sen kimsin?"
"Ben yeni öğrenciyim. Adım Deniz Şen." Gözlüğünü tekrar yukarı çekti ve tahtaya yazdığı şeye kaldığı yerden devam etti.
"Boş yere otur."
Bir hoşgeldin iyi olabilirdi aslında, ama bu hocadan hiç haz etmemiştim. İnsanlar hakkında kişilik analizi yapmaya bayılan kısmım yine kendini gösteriyordu.
İçeri doğru bir iki adım atıp gözlerimle boş yer aramaya başladım. O sırada gözlerim "Buraya oturmayı aklından bile geçirme." bakışı atan gri gözlerle kesişti. Sınıfı iyice taradım ve arka sıralarda boş bir yer daha gördüm. Rahat bir nefes alıp oraya doğru yürürken orada oturan çocuk çantasını yanına ittirdi. Şaşkınlıkla yüzüne baktığımda kaşlarını çatarak bana bakıyordu. Oraya oturamayacağımı anladığımda çekingen adımlarla gri göze doğru yürümeye başladım. Yüzüne baktığımda sert bir ifadeyle eşyalarını topluyordu. Yanına gidip oturduğumda ne kadar rahatsız olduğunu keskin yüz hatlarından anlamıştım. Tabii aynı zaman da yüz hatlarının fazlasıyla çekici olduğunu inkar edemeyecektim. Ama bugün iyi bir başlangıç yapmalıydım o yüzden her zamanki sevecen tavırımı takınacaktım, böylelikle soğukluğu geçebilirdi. Ona doğru döndüm ve gülerek "Ben Deniz." dedim. Bana dönmemişti, hatta yüzünde tek bir mimik bile kıpırdamamıştı. Duyduğundan emin değildim ki etkileyici sesini duyana kadar.
"Deniz."
"Efendim?"
"Benim adım." Anlamamıştım. Ne diyordu bu kız? Biraz düşündükten sonra beynimde ki ampül yandı. Kızın adı Deniz! Gülümseyerek yüzüne baktım ama hala bana bakmıyordu.
"Tanıştığıma memnun oldum adaş." Heyecanla ne diyeceğini bekliyordum. Ve konuşmaya başladı.
"Susarsan dersi dinliyorum." Bir anda şaşkınlıkla ona baktım. Böyle bir tepkiyi gerçekten beklemiyordum. Hiçbir şey demeden kafamı tahtaya çevirdim. Kırılgan bir yapıya sahiptim ama hemen ön yargıyla yaklaşmayacaktım. Büyük ihtimalle derste rahatsız edilmeyi sevmiyordu. Tenefüste şansımı tekrar deneyecektim.
Tenefüs zili çaldığında derin bir oh çektim. Biyolojiyi ilk derse koyan müdürün ben taa.. Derste sıkıntıdan bir ara ölüyorum sandım. Deniz'in derste yaptığı tek insani faaliyet nefes almaktı. Onun dışında bütün ders tahtaya bakıp durmuştu. Ders bittiğine göre artık onunla konuşabilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deniz
Teen FictionBelki de onların kaderleri birbirlerine isimleriyle bağlandı. Sınıfta gözleriyle etrafı tararken gözlerimiz buluştu. Yeşilin en güzel tonu olan gözlerine bakıp içimden geçirdim "Buraya oturmayı aklından bile geçirme." -O sırada gözlerim "Burada otur...