V.Bölüm

41.4K 1.5K 26
                                    

Hurts-Mercy

..."Deniz Şen."

15 dakika önce. (T)

Hoca her zamanki gibi gülerek sınıfa geldi. Bu kadını sevmiyordum ama ona saygı duymak zorundaydım, bir de başımın okulla belaya girmesini istemiyordum. Aslında kimseyi sevmiyordum, hepsine karşı aynı şeyi hissediyordum: Büyük bir boşluk. İçimdeki ses "Ona karşı değil." diye fısıldadı. Ben de ona "Sen sussana bi." diye karşılık verdim. Evet çok saçmaydı, iç sesimle konuşuyordum ama ondan başka konuşabileceğim kimse yoktu. Belki de delirmiştim.

"Yılbaşı yaklaşıyor,arkadaşlarınız kura çekmek istediğini söyledi. Siz ne diyorsunuz?"Ne yılbaşısı, ne diyordu bu kadın yine? Saçma sapan şeylerinden bıkmıştım. Sınıfın çoğu olumlu sözler söyleyince gözlerimi devirdim. Geçen sene katılmıştım ve bana tişört almışlardı. Sanki ben tişört istiyordum? Ben hiçbir şeylerini istemiyordum. Geçen sene olduğu gibi erkekler kağıtlara isimlerini yazdı kızlar çekmeye başladı. Sonra kızlar isimlerini yazacak erkekler kağıtları çekecek. Derin bir nefes aldım ve sıranın bana gelmesini bekledim. Kim kime çıkıyor açıkçası umrumda değildi. Sıra bana geldiğinde ayağa kalkıp kağıtların olduğu masanın önüne geldim. İçimdeki ses "Deniz olsun" derken kağıtları karıştırıp bir tane çektim. Nedensiz bir şekilde onun olmasını istiyordum. Sınıfı gözlerimle taradığımda herkesin bana baktığını gördüm. Evet, bu bakışların nedeni bütün bi dönem boyunca sadece bu etkinliğe katılmamdı. Gözlerim Arda'yla buluşunca ne kadar heyecanlı olduğunu gördüm. Benden çok uzun zamandır hoşlanıyordu, biliyordum ama yapabilecek hiçbir şey yoktu. Benden onu sevmemi bekleyemezdi. Tekrar kağıda odaklandım ve yavaşça açtım. Gördüğüm isim karşısında sesimin heyecanlı çıkmamasına özen göstererek okudum.

"Deniz Şen."Yerime otururken kendi kendime kızıyordum. Neden heyecanlanıyorum ki? Neden bu çocuğa önem veriyorum? Neden evime götürmüştüm? Neden hayatta en çok sevdiğim şeyi onunla beraber yapmıştım? Neden iki günlük bir çocukla? Beynimin içinde neden soruları yankılanırken durdurmaya çalıştım. Derin derin nefes alıyordum. Doktor çok düşünmemem gerektiğini söylemişti ama ben hala çok düşünüyordum. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünüyordum. Neden iki günlük bir çocuk? Çünkü onunla bir ortak noktamız var. Çünkü onu kendime yakın hissediyorum. Çünkü onu şu ana kadar kimseye hissetmediğim kadar yakın hissediyordum. İlk geldiği gün yeşil gözlerini görünce bunu anlamıştım. Bu yüzden benim yanıma oturmasını istememiştim. İlaç içmem lazım. Başım dönüyor. Minik pembe Xanax'a ihtiyacım var.

Şimdi.(Ş)

Sevincimi saklama gereği duymuyordum. Gülerek etrafa bakarken Deniz sıraya oturdu. Bir şey demem lazımdı sonuçta bana hediye alacaktı. Ama yüzüne bakınca renginin solduğunu gördüm. Elleri titriyordu.

"Deniz iyi misin?"

"Rahat bırak beni." Şaşkınlığımı gizlemeye çalışarak ona baktım. Ben ne yapmıştım ki? Kafasını sıraya koyup öylece yattı. Kura da sıra bu sefer erkeklere geçmişti. Bana Ezgi diye bi kız çıktı. Ne alacağımı bilmiyordum bile. Deniz bana alacaktı ve belki ben de ona alabilirdim.

Son ders zili çaldığında Deniz hala kıpırdamıyordu. Belki de uyumuştu. Hocaların hiçbiri ona bir şey dememişti. Büyük ihtimalle bu hallerine alışıklardı. İki gün evvel birlikte ıslanırkan şimdi tekrar ilk günkü gibi olmuştuk. Sahi ne olmuştu da bi günde bana o kadar iyi davranmıştı. Bunu ona soramamıştım. Bilmiyorum ama o kadar güzeldi ki . Sınıftan çıkarken onunla konuşmam gerektiğini hissettim.

"Deniz."Sınıftan herkesin çıkmasına rağmen o hala yatıyordu. En azından ders bitti diye kalkması lazımdı.

"Deniz?"Ne kıpırdıyordu ne de cevap veriyordu. Bana kızacağını biliyordum ama onu öyle bırakamazdım. Yanına gelip onu hafifçe sarstım. Hiçbir tepki vermedi. İyice korkmaya başlamıştım.

Deniz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin