Gerçekler Acıdır

202 1 1
                                    

Odada çıt çıkmıyordu.Vedat bir anda kaskatı kesildi.Odada köşede,kızına doğum gününde aldığı bez bebek duruyordu.Hemen okulu aramaya başladı.Bağırıp çağırıyordu.

Vedat:Kızım nerede?Karım nerede?Bu bebeği nereden aldınız?Kim aldı? Çabuk söyleyin! Kim aldı?

Burak ve Bora Vedat'ı sakinleştirmeye çalışıyorlardı.Lakin kızgın bir boğa gibi tepinip duran Vedat'ın cevapları almadan sakinleşeceği yoktu.

Cemal:Ben aldım!

diye bir cevap geldi karanlık odanın içerisinden.Ardından içerisinden kolu ve başı sargılı bir adam sendeleyerek dışarı çıktı.Bu Vedat'ın en yakın arkadaşı Cemal'dı.

Cemal:O bebeği ben aldım kardeşim.

Vedat:O halde karım ve kızımda buradadır.Değil mi?Bana burada olduklarını söyle.

Cemal yavaşça yürüyüp odanın köşesindeki sandalyeye oturdu.Kafasını yavaşça eğip ağlamaya başladı.

Vedat:Konuşsana be adam!Neden ağlıyorsun ne geldi ailemin başına?

Vedat başını avuçlarının içine aldı.Hüngür hüngür ağlamaya başladı.Yüzünü tırnakladı.Yerleri yumrukladı.

Grubun tıpta ve eczacılıkta en bilgili olanı Onur alet çantasından bir iğne çıkardı.Vedat'ı sımsıkı tutup sakinleştiriciyi enjekte ettiler.Onu dinleneceği odaya götürdüler.Ve tekrar toplanma salonlarına döndüler.

Berk:Ona ailesinin öldüğünü söylememeliydin.Görmüyor musun adam ayakta zor duruyor.

Cemal:Elimden bir şey gelmez.Eninde sonunda öğrenecekti.Ayılmasını bekleyelim.

Onur:Umalım da uyandığında bu olanları hatırlamamış olsun.Büyük bir kriz geçirdi.

Bora:Nasıl yani?Bu adamı nereden tanıyorsunuz.Sena ve Elif onun ailesi miydi?

Cemal:O benim iş arkadaşım.Birlikte belediyede çalışırdık.Üç ay kadar önce bir trafik kazası geçirdi.Hastanede komada kaldı.Salgının başladığı gün onu hastanedeki hücresine kapattım ve girişini yataklarla önledim.Kurtulacağından emin değildim.Yaşaması mucize demiştim.

Fatih:Gerçekten de yaşaması bir mucize.Ama bu adamda bir şeyler görüyorum.Kararlı ve güçlü.Karısı ve çocuğu için o kadar yolu tepmiş.Sevdikleri için yapamayacağı şey yok.Sırayla herkes kapısında nöbet tutacak.Uyandığında bir delilik yapmasından korkuyorum.Her şeyi berbat edebilir.

Bora:Pekala.İlk ben kalayım.

Berk:Herkes lambaları söndürsün.Bahçedeki büyük lambayı da kapayın.Buraya aylak çekmek istemeyiz.

Burak:Yusuf ve Gizem henüz avdan dönmediler.Onları beklemeyecek misin?

Derken kapı vuruldu.Ve içeri iki kişi girdi.

Yusuf:Herkese merhaba millet.Bugün av iyiydi.Yarın için ziyafet var.

Gizem:Etleri dondurma bölümüne götürelim.Neler oldu neden suratınız asık?

Fatih:Yarın anlarsınız.Şimdi herkes dağılsın.Burak ve ben bugün duvarda nöbet tutacağız.Şimdiden herkese iyi geceler.

Yusuf:Nasıl oldun Cemal?

Cemal:Ağrılarım dindi.Daha iyisi can sağlığı.

Yusuf:Sen bize lazımsın dostum.Kendine iyi bak.Bora neden kapının önünde bekliyor?

Cemal:Yeni bir yoldaşımız var.Çok yorgun o yüzden gelir gelmez hemen uyudu.Yarın tanışırsınız.

Herkes dinlenmek üzere odalarına çekildi.Birkaç saat sonra odalardan birinin kapısı açıldı.Vedat'tı bu.Susuzluktan dili damağı kurumuştu.Kapının dibinde uyuklayan Bora'yı görmedi bile.Ayak seslerini duyan Bora silkelendi ve ayağa kalktı.

Bora:Nereye gidiyorsun?Bir sorun mu var?

Vedat:Çok susadım ve acıktım.Misafirperverliğiniz böyle mi?

Bora:Tamam tamam sen salona git ben bir şeyler getiririm.

Biraz sonra Bora elinde bir tepsiyle salona geldi.Vedat çok acıkmıştı hepsini çabucak yedi.

Vedat:Allah razı olsun kardeşim.Ben baygınken neler oldu.

Bora:Önemli şeyler değil.Kendini nasıl hissediyorsun.

Vedat:Dayak yemiş gibiyim.Doktorunuzun amma sert eli varmış.Sapladı iğneyi bir anda.

Bora:Ee bu zamanda doktor bulmak kolay değil.Elimizdekiyle yetinmek zorundayız.Hem çok maharetlidir.O olmasa buralara kadar gelemezdik.

Vedat:Karım ve çocuğum.

Bora:Evet.

Vedat:Ne zaman öldüler.Nasıl oldu anlatmanı istiyorum.

Bora:Buraya ilk sığındığımız günlerdi.Cemal getirdi onları.Kızının kanaması vardı.Karında ısırılmıştı.Elimizden hiçbir şey gelmiyordu.Kızının kana ihtiyacı vardı.Ona kan verebilecek tek kişi annesiydi.Onunda durumu belliydi işte.İnan bana yapabileceğimiz hiçbir şey yoktu.

Cemal:Karın sana şunları söyledi.

Cemal yine yavaş ve güçsüz adımlarla salona ilerledi ve Vedat'ın karşısına oturdu.

Cemal:Eğer bir gün seni bulabilirsem,sana şunları söylememi istedi.

Vedat:Ne söyledi?

Cemal:Her şeyden önce seni çok sevdiğini söyledi.Ayrıca burada bizimle birlikte durmanı ve sonuna kadar direnmeni,hastalığa boyun eğmemen gerektiğini söyledi.

Vedat yine gözlerine hakim olamamıştı.

Cemal:Çok üzgünüm dostum.

Vedat:Tamam kardeşim.Onları kurtarıp buraya getirmişsin.Fedakarlıklar yapmışsın.Bir teşekkür bile edemedim.Allah razı olsun senden.

Tam bu sırada dışarıda nöbetten şöyle bir diyalog geçmişti.

Fatih:Hey Burak!Şuraya bak.Görüyor musun?

Burak:Aman Allah'ım,bu da ne?

Fatih:Çabuk diğerlerine hazırlanmalarını söyle.Bunlarla baş edemeyiz...



The Living DeadHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin