9. Bölüm

13.3K 667 17
                                    

(Medya: Jaymi)

Harry iki gündür okula gelmiyordu. Bu süre ona ne kadar çabuk alıştığımı anlamama neden olmuştu. Daha yeni yeni konuşmaya başlamıştık ama yokluğunu hissediyordum. Kelly'nin söylediğine göre o, Luke ve Adam'la birlikte komşu kasabadaki bir arkadaşını ziyarete gitmişti.

Carly, konu açılır açılmaz yeniden Harry'nin yeni kızı olayını gündeme getirmiş ve sanki ona karşı hislerimden bihabermiş gibi şu an onunla olabileceğinden bahsetmişti. Carly'yi anlayamıyordum. Özellikle arkadaşlarıyla takılmaya başladığımdan sonraki tavırlarını... Onu tanımasam arkadaşlarıyla kurduğum ilişkiden rahatsız olduğunu düşünürdüm ama Carly öyle bir insan değildi. Üstelik geçen sene elinden geldiğince beni grubuna sokmaya çalışan kendisiydi. Bir sorunu olmalıydı. Onu çok iyi tanıyordum, bir şeyler olduğundan emindim ama bunu benden gizlemesi üstelik hıncını üstüme gelerek çıkarması canımı acıtıyordu. Her ne kadar üstümüzde on altı yaşının getirdiği çocukluk olsa da birbirimizle iletişime geçebilecek kadar olgun olduğumuzu düşünüyordum.

Pazar gününü Harry'le geçirmemizin ardından Pazartesi Carly'nin yorumlarını duymam bu hafta için beslediğim bütün umutlarımı yok edince Salı günü elimden geldiğince ondan uzak durmaya çalıştım. Zaten ortak dersimiz yoktu. Araları da sınıfta ve kütüphanede değerlendirmeye karar verdim.

"Yanına oturabilir miyim?"

Gözlerimi pencereden ayırıp diğer yanıma döndüm. Yanımda oldukça uzun boylu, beyaz tenli bir çocuk dikiliyordu. Önce benimle konuştuğundan emin olamasam da sonradan teneffüste olduğumuzu fark ettim ve sınıfta onun dışında sadece ben vardım.

"Aa, şey.. bir sürü boş yer var," dedim. Kısık sesle konuştuğum için çocuk eğilmek zorunda kalmıştı ama ne dediğimi anlamış olacak ki gülümsedi.

"Böyle güzel bir kızın yanına oturmayı tercih ederim doğrusu." Yüzüne çapkın bir gülümseme yerleştirdiğinde kızarmaya başladığımı hissettim. Çocuk bir şey dememe izin vermeden hemen yanımdaki sandalyeye oturdu ve vücudunu bana döndürerek elini uzattı. "Ben Jaymi."

Elini gevşekçe sıkıp hemen geri çektim. "Alexis."

"Memnun oldum, Alexis. Peki, tek başına burada ne yapıyorsun?"

"Zilin çalmasını bekliyorum," diye mırıldandım kapı tarafına bakıp. Hala Harry dışında biriyle konuşmak ve göz teması kurmakta zorlanıyordum. Bu nasıl oluyordu?

"Lütfen bana sıkıcı bir insan olduğunu söyleme. Yoksa güzelliğinin gözümde hiçbir değeri kalmaz."

Ağzımdan şaşkın bir kahkaha kaçtı. "Ne kadar da açık sözlüsün."

Omuz silkti. "Ne istediğimi bilen biriyim sadece."

Yeniden güldüm. Kendine oldukça güveniyordu. "Ne istiyorsun peki?" diye sordum. Onun rahatlığı garip bir şekilde bana da bulaşmıştı.

Gözlerini irice açtı. "Benimle flört mü ediyorsun?!"

"Hayır!" diye karşı çıktım hemen ama hemen ardından onunla kahkaha attım.

"Şu ana kadar fark etmemiş olman garip ama burada yeniyim."

Kaşlarım havalandı. "Gerçekten mi?" İkinci yılıma girdiğim bu okulda okuyan insanlardan haberdar değildim. Genellikle kimseyle iletişime geçmediğim ve yüzlerine bakmaktan çekindiğim için ortak derslerim olan insanları bile tanımıyordum. "Şey, pek insan canlısı değilim."

"Eh, bu güzel. Demek ki bana kaldın."

Yeniden güldüm. Jaymi'nin çok değişik bir havası vardı ama bu kesinlikle iyi bir değişiklikti. "Yardıma ihtiyacın var mı?" diye sordum.

The Claim (Harry Styles Fanfic) / DüzenleniyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin