13.Bölüm

2.8K 155 10
                                    

2K 😍 😍

     Elimden geldiği kadar Won Geun ile iletişim halinde olmaya çalışıyordum ama bu pek mümkün olmuyordu. Aklım hâlâ Young HO'nun söylediği şeylere takılı kalmıştı. Sanki beni kırmak istemiyor ama diğer taraftan da kırmak için can atıyor gibiydi. Garip hissetmemi, garip davranmamı sağlıyordu.

Bundan nefret ediyorum.

Her defasında onu etkilediğimden daha çok etkiliyordu beni. Daha çok çekiyordu kendine. Kalbim ona doğru koşarken o sadece bakmakla yetiniyordu.

Derin bir nefes aldım. Bunları silmem gerekiyordu. Hem de en yakın zamanda...

"Iyi misin?" dedi defalarca sormamış gibi.

"Evet," dedim defalarca aynı cevabı vermemiş gibi.

Gülümsedi.

Gülümsedim.

"Ne zamandır buradasın? Uzun süredir gelmiyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Ne zamandır buradasın? Uzun süredir gelmiyorum. Çok olmuş olmalı,"

Kahvemden bir yudum aldım. "Aslında üç ay gibi kısa bir süredir buradayım."

Olumlu anlamda başını salladı. Yüzün de daima bulundurduğu gülümsemesi genişledi.

"Young Ho ile önceden tanışıyor muydunuz? Seni uzun süredir tanıyor gibi bi hali vardı."

Duraksadım bir süre. Onun hakkında konuşmak bana iyi gelmiyordu. Üstelik karşımda ki onun arkadaşıyken..

"Burada çalışmaya başladığım da tanıştık. Ve daha önce bu ülkeye gelmediğime inanabilirsin,"

Beni onayladıktan sonra kolunda ki oldukça pahalı gözüken saatine baktı. Tekrar gözleri benimle buluştuğunda yerinden kalkmıştı.

"Artık gitmeliyim. Beni bekleyen yüzlerce dosya ve iş adamları var," bende onun gibi ayağa kalktım.

Olumlu anlamda başımı salladım tekrar.

"Teşekkür ederim," dedim güçlükle. Yarım saattir yanımda oturup, ağlamamı izleyip, soru sormamıştı bile. En azından bir teşekkürü haketmişti.

●Güney Kore'de Bir Türk ❄ LMHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin