Sabah kalktığımda gözlerimdeki ağrıyı umursamadan gözlerimi açtım. Yanıma baktım. Emre yanımda uyuyordu hala. Dün bana ne olmuştu yine. Uzun zaman sonra ilk defa bu kadar ağlamıştım. Yataktan yavaşça kalktım ve valizimin önüne ilerledim ve fotoğrafları sakladığım bölmeyi açtım. Fotoğrafları elime aldım. Yavaş yavaş bakınmaya başladım. Bir tane fotoğraf görünce orda takılı kaldım. Ben daha dört beş yaşındayım. Bir parkta yan yana durmuşuz. O parkta geçmişti benim çocukluğum. Hep orda koşup oynardım ve oturduğumu göremezdiniz. İki yıl önce tekrar gitmiştim o parka. İlk defa oturmuştum. O fotoğrafta durduğumuz yerde oturmuştum. Ve hayal kurmuştum. Hangi hayali kurduğumu da gayet iyi hatırlıyorum. Emre'yle beraber olalım diye hayal kurmuştum. O parkı bu yüzden seviyordum. Hem çocukluğum orada geçti diye. Hem de kurduğum hayal gerçekleşti diye. Fotoğrafa bakarken gözlerimden yaş geldiğini fark etmemiştim. Birden ensemde bir nefes hissettim ve huylanıp arkamı döndüm. Emre de gülümseyerek bana bakıyordu. Gözlerimdeki yaşları sildi ve
E:Hayırdır benim sevgilime ne oldu?
A:Bu fotoğrafta olduğum park geldi aklıma birden.
E:Anısını sorabilir miyim acaba?
A:Bu parkta geçti benim çocukluğum. Hep orda koşup oynadım ben. Oturduğumu göremezdin orada. İki sene önce de gittim oraya sizden habersiz. Yine bu fotoğrafta durduğumuz yerde oturdum. İlk defa oturdum o parkta. Oturdum ve hayal kurdum. Hangi hayali kurduğumu da gayet iyi hatırlıyorum. Seninle birlikte olmanın hayalini kurmuştum. Bu park benim hayalimi gerçekleştirdi. Bu yüzden severim bu parkı. Hem hayalimi gerçekleştirdiği için hem de çocukluğum orada geçtiği için.
Gözlerimi fotoğraftan ayırmadan söylemiştim bunları. Fotoğrafın ıslandığını da sonradan fark etmiştim. Emre bana arkadan sarıldı ve
E:Yaa seni yerim ben birtanem benim.
Kafamı hafifçe yere eğdim ve gülümsedim. Karşıma geçti ve çenemden tutup ona bakmamı sağladı. Hemen de konuşmaya başladı
E:İstersen o parka tekrar seninle beraber gideriz. Bu sefer ikimiz. Ha! Ne dersin?
A:Yaa çok güzel olur.
Dedim ve boynuna atladım. Emre de belimden kavradı ve sarıldı. Kucağına oturdum ve ellerimi boynuna dolayıp dudaklarına küçük bir öpücük kondurdum. O da bana iyice sarıldı. Yanağına bir öpücük kondurup duşa girmek için ayağa kalktım. Telefonumdan bir şarkı açıp duşa girdim. Duşta müzik dinlemeyi ve eşlik etmeyi severdim. Hemen duşa girdim ve hızlıca bir duş aldım. Duştan çıktığım ve üzerimi giyinip içeri girdim. Emre koltukta oturuyordu. Yanına gittim. Yanağına küçük bir öpücük kondurduğumda kafasını telefonundan kaldırıp bana baktı. Gülümsedi ve kolumdan tutup kucağına oturmamı sağladı. Burnunu burnuma sürttü ve
E:Senin canın yaramazlık mı istiyor bakalım?
A:Yaa! Bıraksana!
Deyip çırpınmaya başladım. Ben çırpındıkça beni daha sıkı tutuyordu. En son çırpınmama dayanamayıp beni belimden tutup olduğum yere sabitledi. Yaşadığım küçük şoktan çıkınca
A:Ya sevgilim!
E:Neeee?
A:Hadi ama kahvaltıya gitmemiz lazım. Hem bugün son günümüz.
E:İyi peki o zaman. Sen Simal'i ara ben de hemen bir duşa gireyim.
Dediğinde zaferle gülümsedim ve ayağa kalkıp telefonumu elime aldım. Hemen Simal'in numarasını tuşladım ve telefonu açmasını bekledim. Telefonu açtığında nefes nefeseydi
