BÖLÜM-4

66 3 2
                                    

Sabah uyandığımda Emre'yi uyandırmamaya çalışarak yataktan kalktım ve balkona çıktım. Ne kadar masum uyuyordu. Kafamı çevirdim ve anılarımız aklıma gelmeye başladı. Tam o sırada belimde bir el hissettim. Arkamı döndüm ve her şeyimin yüzüne baktım. Gülümsedim ve

A:Günaydın uykucu.

E:Günaydın.

Dedi ve kocaman gülümsedi. Elim direk gamzelerine gitti. Bu çocuğun gamzelerine bayılıyorum ya. Hemen parmaklarımı gamzesine geçirdim. Bunu yaptığım an

E:Bir kere de öpsen n'olur sanki?

A:Öperim yeter ki sen iste.

Dedim ve parmak uçlarıma kalkıp tam gamzesinin üzerine küçük bir öpücük bıraktım. Aynı şeyi diğer yanağına da yaptıktan sonra elimden tuttu

E:E hadi o zaman aşağı inelim.

Kafamı salladım ve aşağı indik. Aşağıda karşılaştığımız manzara süperdi. Simal ve Orhun koltukta birbirlerine sarılıp uyuyakalmışlardı. Emre'yle birbirimize bakıp güldük ve sessizce mutfağa geçtik. Aklıma bir fikir geldi ve hemen mutfakta bana ait olan dolaba gittim ve içinden bir sırt çantası çıkardım. Emre'ye gösterdiğimde ne olacağını anlamış olacak ki hemen kapının oraya gidip ayakkabısını giyinmeye başladı. Bende çantayı sırtıma takıp ayakkabımı giyindim ve anahtarlıktan anahtarı alıp kapıyı olabildiğince sessiz bir şekilde kapattım. Emre de dışarı çıkmış beni bekliyordu. Ona bakınca gülümsedim ve elini tutup hemen motora doğru yönlendirdim onu. Bu arada ben size ne yapacağımızı söylemeyi unuttum galiba. Emre ve benim en büyük zevklerimizden birisi grafiti yapmak. Duvar boyamak. Motora biner binmez hemen Emre'nin beline sarıldım. Bomboş bir duvar bulana kadar gezdik ki bu çok uzun sürmedi. Buraların bize ait olduğunu bilenler duvarlara dokunmazlardı. Durduğumuzda hemen motordan indim ve çantanın fermuarını açıp içindeki boyaları yere boşalttım ve hemen elime siyah rengi aldım. Sonra

A:Ne yapıyoruz bu sefer?

E:AREM yazalım bence.

(Şarkıyı burada açabilirsiniz.)

Dediği gibi hemen başladık. Ben de nerden aklıma esti bilmiyorum birden şarkı mırıldanmaya başladım.

A: Gül renginde gün doğarken

Boğazdan gemiler usulca geçerken

Gel çıkalım bu şehirden
Ağaçlar,gökyüzü ve toprak uyurken
Dolaşalım kumsallarda
Çılgın kalabalık artık uzaklarda
Yorulursan yaslan bana
Sarılıp uyuyalım gün batımında
Belki üstümüzden bir kuş geçer
Kanadından bir tüy düşer
İner döne döne gökyüzünden
Hiç bir yüz güzel değil senin yüzünden
Haydi kalk gidelim bu şehirden
Gün doğarken ya da güneş batarken
Belki kuşlar geçer üstümüzden
Kanatlanır senin ellerinden...
Ellerinden...
Emre bana bakıp gülümsemişti. Çünkü bu bizim şarkımızdı. AREM'in şarkısıydı uzun bir zamandır.

Yaklaşık bir saat kadar sonra ortaya mükemmel bir yazı çıkmıştı. Emre'ye döndüm ve

A:Yine harika bir iş başardık bence.

E:Kesinlikle öyle . E o zaman bir de fotoğrafla ölümsüzleştirelim.

A:Bizim yaşadığımız her şey fotoğraf olsun olmasın ölümsüz zaten.

Dedim. Gülümsedi. Gülümsedim. Sonra da

A:İçimden geleni yapayım mı?

E:Yap sevgilim.

DARK NİGHTSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin