BÖLÜM-18

23 1 0
                                    

A:Tamam Toprak artık mesaj atsan mı? Hani diyorum daha fazla beklemesek. Sıkıldım çünkü.

T:Tamam ya. Bir sakin ol. Hem sen neden bu kadar acelecisin. Sana bir şey olmasına neden bu kadar meraklısın.

Hemen o sırada Emre lafa atladı

E:Ne diyorsun Toprak sen? Delirtme insanı ya. Ne Arya'ya ne de başka birine bir şey olacak. Anladın mı beni?

T:Tamam enişte ya kusura bakma. Birden geldiler bana işte. Ne biliyim düşüncesi bile kötü ya.

E:Tamam tamam.

Ha şu an ne yaptığımızı soracaksınız. Plan falan hazırmış gibi o adama mesaj atmasını istiyorum ben Toprak'ın. Neden mi? Hayatta gecikmemesi gereken bazı şeyler var bence. Bu da onlardan biri.

O:Ya kardeşim ben acıktım. Bir sakin ol da önce bir şeyler yiyelim. Açım ben aç.

A:Hiiç şaşırmadım. Bir kere de aç olma be. Hep yiyorsun abi sen. Neyse ya tamam. Siz gidin bir duş alın evinizde. Benim evimde böyle dolaşmayın.

S:Tamam. Hadi o zaman gidiyoruz biz.

A:Tamam.

Orhun ve Simal tam kapıdan çıkarken arkalarından gülerek bağırdım

A:Ha bu arada. Duşa beraber girmeyin. Sonra uzun süre çıkamazsınız falan. Bir de sizi bekleyemeyiz.

S:Aryaaaa!

Ben bunu söyledikten sonra Emre ve Toprak gülme krizine girmişti. Ben zaten bu lafı söylerken bile fazlasıyla gülüyordum. Sanırım tam dayaklık bir tiptim. Hemen sofrayı hazırlamak için gülerek tezgaha döndüm. Tabi iki dakika geçmeden birinin tikime dokunmasıyla yerimden zıpladım. Az önce gelen kapı sesinden Toprak'ın da kendi evine gittiğini anlamıştım. Emre hemen kulağıma doğru eğildi ve nefesini üfleyerek

E:Sanki az önce bir şeyler yarım kaldı ya. Biz devam mı etsek ona?

O anki ses tonuyla yerimden kıpırdayamaz hale gelmiştim.

A:Hı vardı öyle bir şey demi ya. Şey o zaman...

E:Ne?

A:Ya işte şey...

Hemen geri çekildi ve

E:Bence artık masayı hazırlamalısın.

Yerimde öylece kalmıştım. Yine yapmıştı. Masanın oraya doğru giderken eliyle 4-4 işareti yaptı. Ah ben onu nasıl unutmuştum. Aramızda böyle bir iddia vardı. Tabi ya. Ama öcümü almak zorundaydım. Hemen başımı sallayıp kendime geldim ve masayı hazırlamaya başladım. Zaten masa hazırlığı bitince bizimkiler gelmişlerdi. Yemek yerken bir yandan da ne yapacağımızı konuşuyorduk. Ve ben karar vermiştim. Yarın bu iş komple bitiyordu. Yemek bitip masa toplandıktan sonra koltuklara oturduk. Benle Emre, Orhun'la Simal ve benim sap olan kardeşim Toprak da tek oturmuştu. Ben hemen Toprak'a döndüm

A:Toprak yeter. Bitirelim artık şu işi. Mesaj at artık. Ya da ara. Tepkisini duyalım.

Toprak sesini çıkarmadan telefonunu cebinden çıkardı ve arama tuşuna bastı. O an derin bir nefes aldım. Belki her şey bitecekti. Belki de yeni bir şeyler başlayacaktı. Telefon ikinci çalışta açıldı. Hoparlördeydi.

K:Alo.

T:Baba...

Toprak ona baba der demez ben ona bakmıştım. Cidden söylemiş miydi?

K:Efendim oğlum.

İçimden o kadar çok şey geçiriyordum ki. Toprak'ın ona nasıl baba dediğini, onun ona hala nasıl oğlum diyebildiğini?

T:Baba Arya...

K:Noldu Arya'ya.

T:Onu seninle konuşturmamı ister misin?

K:Evet tabiî ki.

İçimden "Bekle ben senle daha çok konuşacam." Diye geçirdim.

T:Tamam o zaman yarın ......daki depoya gelebilir misin? Arya'nın haberi olmayacak.

K:Tamam. Orada olacam.

Toprak telefonu kapattığında gülerek arkama yaslandım. Ama bu gülüşümde kesinlikle mutluluktan gram eser yoktu. Emre bunu anlamış olacak ki bizimkilere

E:Gençler o zaman yarın görüşürüz.

Hepsi sessizce dışarı çıkmışlardı. Ben de fark etmeden ağlamaya başlamıştım. Emre hemen bana sarıldı ve başımı göğsüne yasladı. Ben de fısıldamaya başladım

A:Oğlummuş. Kimsin sen ya kimsin?

E:Sevgilim. Sakin ol lütfen.

Kafamı Emre'nin göğsünden kaldırdım ve yüzünü avuçlarımın içine aldım

A:Sevgilim. Eğer bir gün bana bir şey olursa, ki bu çok uzak bir tarih değil, ben tabiî ki sana herkes gibi beni unut demeyecem. Beni unutma. Ben hep kalbinin bir köşesinde olayım. Belki sadece eski bir arkadaş olarak olsun ama kalayım orada. Ve ben her aklına geldiğimde sadece şunu hatırla. Benim seni ne kadar sevdiğimi hatırla. Sen hep mutlu ol istiyorum. Çünkü sen mutlu olmayı hak ediyorsun. Ben belki o kadar hak etmemişimdir ki çok mutlu olamıyorum. Ama bu gamzeler ben olsam da olmasam da hep gözükmeli. Sadece şunu unutma. Ben yanında olduğum sürece bu gamzeler sadece bana ait. Ve –elini tutup kalbime götürdüm- bu kalp sadece sana ait.

Alnımı öptü ve

E:Seni seviyorum güzelim. Ve sana bir şey olmayacak. Ben senin yanında olduğum sürece her zaman kendimi feda etmeye hazırım bunu biliyorsun. Ve seni asla unutamam bunu da biliyorsun. Sana bir şey olacak olursa yaşayamam biliyorsun. Ve sen olmazsan bu gamzeler asla ortaya çıkmayacak unutma.-ellerimi tuttu ve gamzelerinin üstüne götürdü- Bak bu gamzeler sadece senin. Ve benim kalbim de senin için atıyor.

Ağlayarak kafamı omzuna yasladım ve 3 kere fısıldadım

A:Seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum...

Koltuktan kalkmak için ayaklandığım sırada ayaklarım yerden kesildi. Kucağına almıştı beni. Yatağa götürdü ve bıraktı. Sonra yanıma geldi ve sarıldı. Ve öylece uyuyakaldık.


DARK NİGHTSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin