BÖLÜM-17

11 1 0
                                    

Saçma sapan dans ederek ve şarkı söyleyerek yemek yaparken boynumda hissettiğim nefesle irkilerek arkamı döndüm. Duştan yeni çıktığı için saçları ıslak ve dağınıktı. Altına sadece siyah bir şort giymişti. Dikkatimi bu şekilde dağıtmasına izin vermemeliydim. Ama elimde değildi. Tezgahla arasında kaldığım zaman ellerimi boynuna doladım ve gülümsedim. O da gülümsedi.

A:Efendim sevgilim.

Cümlemi kurduğum zaman Emre kafasını boynuma gömdü ve derin bir nefes aldı. Ben de gülerek bu hareketi yapmasını izledim. Ve içimden "Çok seviyorum be" diye geçirdim. İyi ki hayatımdaydı. Kafasını kaldırmadan konuşmaya başladı

E:Çok güzelsin.

A:Teşekkür ederim sevgilim. Sende bir o kadar yakışıklısın. Ama bizimkiler gelecek birazdan yemek yapmayı bitirmem lazım.

E:Kaç sen. Kaç.

Ellerini belimden gülerek çekti ve yanıma geçti. Ben de tezgaha dönüp kaldığım yerden işime devam ederken konuşmaya başladı

E:Sevgilim bir şey sorabilir miyim?

A:Sor aşkım.

E:Sence de... Toprak'ın bu gelişi çok ani olmadı mı? Yani ne bileyim acaba babanla falan bir bağlantısı olabilir mi? Ne dersin?

A:İlk olarak o adam benim babam falan değil. İkinci olarak evet bence de biraz ani oldu onun bu gelişi ama ne bileyim hiçbir gariplik hissetmemiştim. Şimdi sen söyleyince aklıma geldi. Acaba olabilir mi?

E:Bilmiyorum ama bir değişik geldi bana da. Ama sanmıyorum öyle olacağını. Sonuçta ikizin neden böyle bir şey yapsın?

Tam o sırada kapıdan içeri Toprak girdi. Anlamıştım bütün konuşmalarımızı duymuştu. Ama bozulmayacağını biliyordum. Hemen gülerek konuşmaya başladı

T:Evet tabiî ki bana karşı olan bu güvensizliğinizi anlıyorum. Ve evet sizi neden bu kadar zaman sonra tam bugün buldum demi? Halksınız. Ama size önemli bir haberim de var ikizim...

A:Toprak. Kardeşim delirtme beni söyle işte hadi.

T:Ya benim tahminim bu ama... O adamla Asya'nın bir iş birliği içinde olma ihtimalleri olabilir mi? Şimdi düşününce mantıklı geliyor. Birkaç kez telefon konuşmalarına rastladım. Eğer seni Emre, Orhun ve Simal'den uzaklaştırabilirlerse sen de o adamla konuşabilirmişsin. Ki Asya da bildiğim kadarıyla senin iyiliğini istemiyor. Şimdi bir düşününce mantıklı gelmiyor mu?

A:Çok mantıklı evet ama neden benim onla konuşmamı istiyor ki? Hayır yani ne açıklayabilir?

T:Bunu öğrenmenin tek bir yolu var...

Bakışlarımı hızla Toprak'a çevirdim ve aynı anda

A-T:Onunla konuşmak.

E:Buna izin veremem kızım saçmalama.

A:Olayın aslını öğrenebilmek için bunu yapmak zorundayım. Yoksa düşünmekten hepimiz kafayı yeriz.

T:Şimdi ben o adamı arayıp senin benim yanımda olduğunu söylesem...

A:Bir depo bulsak oraya çağırsan...

T:Sen de orada olsan...

A:Ve artık uzun zamandır beklediğim konuşmayı gerçekleştirsek.

Dedim ve Toprak'la birbirimize bakıp sırıtmaya başladık. Sonunda o gün gelmişti. İntikam zamanıydı artık. Tam olarak 10 yıl geçmişti. Ama hiçbir şeyi unutmamış aksine hepsi içimde çığ gibi büyümüştü. Artık daha fazla gerçeklerden kaçamazdık hiçbirimiz. Çok düşünmekten de kafayı yiyebilirdik. Toprak hemen telefonunu çıkarmaya hazırlanırken Emre'nin o sahiplenici sesini duydum

E:Saçmalama sevgilim. Zarar verir bu sana. Hem belki ağır gelir sana. Eğer bunu yapacaksan bile asla yalnız yapmana izin vermem.

A:Yalnız yapmalıyım sevgilim. Ya size zarar verirse. O zaman nasıl yaşarım bir düşünsene? Ne olacaksa yalnız katlanmak zorundayım. Sizi de bu işin içine sürükleyemem. Size zarar geleceğine bana gelmesini göze alırım ama asla size zarar gelmesine izin veremem.

E:Şimdi beni iyi dinle! Ne zaman seni böyle bir işte yalnız bıraktığımızı gördün? Ne zaman kaçtık bu tarz olaylardan? Ne zaman sadece sana zarar gelmesine izin verdik bir düşünsene? Delirtme beni. –yaklaştı ve elimi tutarak yumuşak bir ses tonuyla- Seni hiçbir zaman yalnız bırakmayacağıma söz verdim ben 13 yıl önce. Ve şimdi bunu benden isteyemezsin. Zarar gelecekse sadece sana değil bize de gelsin. Sana zarar gelirse biz nasıl yaşarız ya? Şimdi hep kullandığımız lafın arkasında durmak zorundayız. YA BERABER, YA HİÇ.

Söylediği sözlerle gözlerimin dolmasına engel olamamıştım. Ne de güzel konuşmuştu öyle benim sevgilim. Ama haklıydı. Hep birlikte olmuştuk. Onlara böyle bir şey olsa ben de böyle bir tepki verirdim heralde. Saçma sapan bir şekilde gülümsedim ve sarıldım çok sevdiğim sevgilime. Ve kulağına fısıldadım

A:Seni seviyorum...

Bu sırada Orhun ve Simal de içeri girmişlerdi. Üçü de yanımıza geldi ve

O:Küçüklükten beri hiçbir zaman bir yola tek başımıza çıkmadık. Hep yan yanaydık. Ve şimdi Arya sen bizden bir anlık bile olsa yollarımızı ayırmamızı isteyemezsin. Ne olursa olsun küçükken birbirimize bir söz verdik. Ne olursa olsun asla birbirimizi yalnız bırakmayacaz diye. Hatırlasana, ettiğin en küçük kavgada bile hemen arkanda olurduk. Hiçbir zaman birbirimizin elini bırakmadık. Hatta her kavgada...

S:Birbirimizin elini daha sıkı tuttuk. Ve şimdi sen geçmiş karşımıza elimi bırakın diyorsun. Saçmalama kızım ya. Ne dedik biz.

E-A-S-O:Asla ama asla birbirimizin elini bırakmayacaz.

T:İşte bu yüzden canım benim.

O-E-T-S:Her zaman yanındayız.

A:Teşekkür ederim.

E:Teşekkür edilecek bir durum yok ortada. Biz buyuz. Hep buyduk.

T:O zaman plan başlasın.

A-E-S-O:Başlasın...

DARK NİGHTSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin