Medya>> BAEKHYUN *-*
************
''Ne yapıyorsun?'' elindeki çantayı ses ile birlikte yere bırakıvermiştin. Geriye dönüp sesin sahibine baktın.
''Eh?'' dedin, sanki hiçbir şeyden haberin yokmuş gibi.
''O çanta ile ne yapıyorsun?'' Baekhyun, sana doğru yürüyordu ve adın gibi emindin, çantayı almak için geliyordu.
''Hiçbir şey yapmıyorum.'' Çantayı ayağın ile geriye doğru iteklemeye çalıştın.
''Bebeğim, çantaya bir şey koyduğunu gördüm ve sen şu an çok şüpheli davranıyorsun.'' Baekhyun, gülümseyerek sana yaklaşıyordu ama şu an cidden ne yaptığını öğrensin istemiyordun. Sonuçta o da senden bir şey saklıyordu. Bundan emindin. Çünkü garip bir şekilde hızlıydı ve çabuk iyileşiyordu.
Bunu fark etmediğini falan sanıyordu, ama geçen haftalarda her şeyin biraz daha garipleştiğini biliyordun. Sakarlığın yüzünden sana çarpmak üzere olan motosikletin önünden seni çekip almıştı. Üstelik fersah kadar uzaktan koşarak gelmesi, ki bu hızın normal bir insanın koşma hızından farklı olduğunu anlamayacak kadar aptal değildin.
Diğer bir gariplik ise iyileşme hızıydı. Üzerinize tahta kolonlar düştüğü zamanki gibi geçen gün de elini bıçakla kesmişti. Sen sargı bezi falan bulup gelene kadar yarası çoktan kapanmıştı. Açıklamaya çalışması seni cidden şüpheye düşürmüştü; çünkü yaranın küçük olduğunu bu yüzden hemen kapandığını söylemişti, ama sen orasının baya derin kesildiğine emindin.
''Hayır, hiçbir şey koymadım.'' Dedin. Gülümsedin. Baekhyun'a doğru yürüdün ve kollarını kaldırıp boynuna sardın. Amacın onu durdurmaktı. Yanağını öptün ve sarılmaya devam ettin. Çantanın içinde olan şeyi görmesini cidden istemiyordun.
''Bebeğim, emin misin bir şey olmadığına?'' sana kollarını dolarken burnunu boynunda hissediyordun.
''Evet, eminim.'' Kanmış gibi durmuyordu ama denemekten zarar gelmezdi.
''Öyle diyorsan madem-'' derken seni tek hamlede kucağına alıp havaya kaldırmıştı. İşte bir de bu vardı. Zayıf değildin hatta balık etli bile sayılabilirdin, ama Baekhyun cidden kuvvetliydi. ''-ben yine de ne varmış baksam iyi olacak.'' Seni yatağın üzerine bırakırken çoktan çantaya ulaşmıştı. Gözlerini kapattın ve o anı görmeni engelledin.
Baekhyun, çantanın içinden çıkan şey ile öylece kalmıştı. Senin bir şeylerden şüphelendiğini zaten biliyordu, ama konuyu buraya getirebileceğini tahmin etmemişti.
Gözlerini açıp Baekhyun'a bakarken onun ifadesini okumaya çalışıyordun. Ayaklarını yataktan sarkıttın ve oturup bakmaya devam ettin. İlk önce onun bir şey demesini bekliyordun.
''Bebeğim bunlar-'' demişti ve sanki aklında kuracağı cümleyi tartıyor gibi görünüyordu. Baekhyun elindeki resimlere bakarken, başını kaldırıp sana bakmaya başlamıştı.
Yerinden kalktın ve yanına gittin. Onun elindeki resimleri aldın ve onun görmesini istediğin asıl resimleri aldın. Madem her şeyi görmüştü saklamanın bir manası da yoktu.
''Bunlar hakkında nasıl bir açıklaman var bilmiyorum ama Baekhyun-'' dedin ve tam gözlerinin içine baktın. ''-sen ormanda beni koruyan kurt musun?''
Baekhyun, gözlerini kocaman açıp minik minik kırparken şaşkınlığı alenen ortadaydı.
''Eğer öyleyse neden bana hiçbir şey anlatmadın? Ben bunları şans eseri bulmasam belki de bana hiç söylemeyi düşünmüyordun değil mi? Senden saklamaya çalışmamın nedeni tam emin olmak istememden dolayıydı, ama şu an bir şeyleri fark ediyorum. Geçen gün seninle o ormana gittiğimizde yeniden o kurdu görmek istediğimi söylemiştim ve sen tuvalete diye gittiğin sırada nasıl bir tesadüf emin değilim; ama o ortaya çıktı. İşin garip tarafı bakışlarınız cidden çok benziyordu. Hatta senin gibi baktığına yemin edebilirim bile. Baekhyun... sen nesin?''