Medya>> Baekhyun *-*
Şarkı>> Hyorin- Falling (Kesinlikle dinleyin)
**************
Her şeyi öğrenmek çok iyi hissettiriyordu. Kimin ne olduğunu bilmek cidden güzeldi. Sevdiğin adamın kucağında otururken yüzüne çarpan rüzgar içini gıdıklıyordu.
''Sevdin mi burayı?'' Baekhyun, kulağının yanından sorduğunda, sana daha çok sarılmıştı. Ormanlık alanın içinde tamamen çimlerden oluşan bir tepe vardı. Burayı daha önce birisinin geldiğine emin bile değildin. Tepenin en başında bir tane çınar ağacı vardı ve onun altında oturmuş öylece zaman geçiriyordunuz. Baekhyun'un bacakları arasında oturmak; onun, sırtına değen göğsü, tamamen sahiplenilmiş olmak çok hoşuna gidiyordu.
''Sevdim.'' Dedin. Alabildiğine yeşildi ve aralarına serpilen çiçekler çok güzel bir halıya bakıyormuşsun gibi hissettiriyordu.
''Burayı sana göstermeyi çok istiyordum.''
''Beni buraya getirdiğin için teşekkür ederim.'' Kendini ona biraz daha yaslarken gözlerini kapattın. Çok huzurluydun. Baekhyun'un dudaklarını boynunda hissettin.
''Bugün 18 sine giriyorsun değil mi?''
''Evet.''
''Heyecanlı mısın peki?''
''Hayır, şu an çok rahat hissediyorum.'' Dedin ve ona bakmak için yan döndün. '' Sen yanımdasın diye sanırım.''
Baekhyun, gülümsedi ve dudaklarına minik bir öpücük kondurup geri çekildi. ''Doğum günün için içmek isteğine emin misin?''
Başını salladın. ''Evet, daha önce denemedim. Daha doğrusu Soo unnie izin vermedi. Madem reşit oluyorum o zaman denemem lazım değil mi?''
''Partinde sarhoş olmak ne kadar mantıklı?''
''Baekhyun.'' Dedin mızmızlanarak. ''Sadece denemek istiyorum. Yanımda sen olduğun sürece bir şey olmayacağını biliyorum. O yüzden bırak, en azından çakır keyif olana kadar içeyim.''
''Tamam tamam, bir şey demedim.'' Burnunu nazikçe sıktı ve sana yeniden sarıldı. ''Benimle olduğun sürece istediğin her şeyi yapabilirsin.''
Gülümsedin ve onun karnının üzerinde birleşmiş ellerini tuttun. Onunlayken her şeyi yapabileceğini biliyordun. Akşam yapmayı istediğin şey de buna dahildi.
*********
''Unnie'' dedin Soo'ya bakarken. Kafeyi senin için hazırlamışlardı. Doğum günün kutlu olsun yazısı tavandan sarkıyordu. Yerlerde bir sürü balon vardı. Kedi merdivenleri ile süslenmişti duvarlar. Gülümsedin ve ona doğru gittin. Sana kocaman sarılmasına izin verdiğinde; sende ona sarılmıştın.
''İyi ki doğdun tatlım.''
''İyi ki yanımdaydın hep.'' Dedin sende.
''Şapşal, tabi ki de yanında olacağım. Ben senin ablanım.'' Soo geri çekildi ve alnına minik bir fiske attı. Alnını tutarken gülümsüyordun.
''Teşekkür ederim.''
''Sevdin mi peki?''
''Çok güzel görünüyor.'' Gerçekten de güzeldi. Kafeyi kapatmışlardı ve Sehun ile birlikte burayı düzenlemişlerdi.
''Tabi ki de güzel olacak. Sabahtan beri ne hale geldiğimden haberin var mı senin?'' Sehun dert yandığına göre kesinlikle Soo onun burnundan getirmiş olmalıydı.
