Eylül 2016 (okulun ilk günü)
Dışarda güneş göz kamaştırırken,insanlar işe, okula giderken, ben onları izliyordum. Okulun ilk günüydü bugün. Genelde insanlar heyecanlı olur bu günde değil mi? Evet. Ama ben değildim. Aksine tedirgindim. Pencerenin önündeki eski, kahverengi koltuğa oturmuş, ellerim çenemin altında insanları izliyordum. Kimi işe gidiyordu, kimi okula. Kimi spor yapıyor, kimi bakkala gidip elindeki üç kuruşla ne alacağına karar veremiyordu. Bense sadece onları izliyordum.
Ben Elihan Soydan. 17 yaşındayım. Lise 3'e gidiyorum. Ve şu an en sevdiği oyuncağı elinden alınmış bir çocuk gibiyim. Çünkü benim için önemli olan bir şey kaybetmiştim. Ve ikinci şeyi de kaybetmek üzereydim.
Kafamı çevirip eskimiş dolaba baktım. Lekeli aynadan gözüken çaresiz silüetime. Yutkundum. Acı bir yutkunuştu bu. Bütün acılarını bir yutkunuşta bitirmek isteyen bir kızın sert yutkunuşuydu bu. Ama nafile.
Mutfaktan annem "Elihan kızım gel kahvaltı hazır," diye seslenince cevap vermek için ağzımı açtım. Ve sonra konuşamadığımı hatırlayıp kapattım. Cevap veremezdim ki.
Geçirdiğim o korkunç gün aklıma gelince gözlerim o günün acı hatırası olan koluma döndü.
Morarmış ve çizik çizik olmuş kolum o günün taze ve acı bir hatırasıydı. Fiziksel acı değildi benim çektiğim. Geçen sene okulun ilk günü böyle değildi ki. Geçen sene mutluydum. Maddi durumumuz pek iyi değil. Ama bu hiç bir şekilde mutluluğumu bozmuyordu. Hayat benim için tatlıydı. Şimdi ise acıdan farksız.Eskimiş koltuktan kalkıp kardeşlerimin üzerinden geçtim. Kapı kolunu çevirip odadan çıktım. Adımlarımı lavaboya yönelttim. Onur abimle aynı anda lavaboya girmeye yeltenince ikimizde duraksadık. Kessin her zaman yaptığı gibi beni itecek ve 'Ben çok sıkıştım. Önce ben gireceğim,' diyecekti.
Kafasını hareket ettirip "Geç, "dedi.
"Benimki pek acil değil. " Söylediği şeye karşın kaşlarımı çatıp gözlerinin içine baktım. Bana acıma der gibi. Her zaman davrandığın gibi davran der gibi. Böyle yapınca canım acıyor der gibi.Dolan gözlerimi silip onun yanından ayrıldım. Banyoya girip kapıyı kilitledim. Ellerimi lavaboya dayayıp sakinleşmeye çalıştım. Aynadaki görüntüme bakınca gözlerimdeki yaşları daha fazla tutamadım. Alışamadığım sessizliğe sığınıp ağlamaya başladım. Herkes bana acıyordu. Acır gözlerle bakıyordu.
Bu... Bu canımı yakıyordu. Ayakta duramaz hale gelince yere çöktüm. Bu acı dayanılmazdı. Fenaydı...Ağladım... Kapıya vurulan yumruklar durana kadar... Gözyaşlarım akmayı bırakana kadar... İçimdeki sonsuz acı tükenene kadar... Sessizlik feryat edene kadar...
Bir süre sonra zaten sağlam olmayan kapı kilidi hafif bir zorlamayla açılıp duvara çarptı. Herkes uyanmıştı. Ablam, abilerim, babam, kardeşim, annem... Hepsi endişeli gözlerle bana bakıyordu. Yerde oturmuş, ağlayan bana. Onları görünce akan gözyaşlarım daha da hızlandı. Ayaklarımı kendime çekip, kollarımı bacağıma sardım. Kafamı eğip hüngür hüngür ağlamaya başladım. Annem tereddütle yanıma yaklaştı. Yanıma diz çöküp eğmiş olduğum kafamı kaldırdı.
Onunda gözleri dolmuştu. Bir damla yaş gözünden düşüp banyonun fayansına damladı. Onun bu halini görünce ağlamam daha da şiddetlendi. Kollarını bana doladı. Etrafta eskiden yabancı olduğum, şimdi ise mahkum olduğum sessizlik vardı. Ve de eskiye dair pişmanlıklar ve keşkeler...
***
Yavaş hareketlerle okul için hazırlanıp yerden çantamı aldım. Elimdeki peçeteyle burnumu silip odadan çıktım. Üzerimde okulun lacivert pantolonu, beyaz gömleği ve de lacivert arması vardı. Az önce yaşadıklarım beynimde canlanırken
Gözlerimi kırpıştırdım. Annemle ağlarken babamda yanımıza gelmiş güçlü duruşuyla gözyaşlarımı silmişti. Bana söz vermişti. İyileşeceksin... Eskisi gibi olacaksın demişti. Ama benim tek derdim bu değildi ki. Annemin sesi kulaklarımı doldurunca beynimde oluşan düşünce sisine ışık çarpmış gibi bütün düşüncelerim dağıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sükût-u Vaveyla
Ficțiune adolescențiHayat bir boyadan ibaretti zaten. Her insana belirli renkler veriliyordu. Ve insanlar o renklere göre hayatlarını boyuyorlardı. Sanırım... şimdi anlıyorum. Benim boyalarım elimden alınmıştı. Ve boya kutumda sadece üç renk kalmıştı. Siyah, beyaz ve g...