Rotasyon listesine baktığımda şaşkınlıkla gözlerimi açtım.
"Bu nedir ya?"
"Ne oldu sincap?"
"Reanimasyon nedir Allah aşkına?"
"Evet arkadaşlar sanırım sincabı da kaybediyoruz bu ay"
Mehmet'in söylediklerinden sonra kaşlarımı çatmış diğerlerine bakıyordum. Belki bir umut birisi güzel bir şeyler söyler diye bekledim.
"İnşallah okulu bırakmaz" dedi Ali...
"Birkaç tane yedek forma al bence" dedi Harun....
"Bence hiçbir şey almasın! Muhtemelen Ayla Hemşire bunun derisi yüzecek" dedi Hayat...
"Abartmayın arkadaşlar çok biliyormuş gibi... Kızı korkutmayın. Yok sincabım ben çalıştım geçen ay bir şey olmaz. Orası tam sana göre"
Mehmet moral olsun diye diyordu. Yoğun bakımları stajyerler pek sevmezdi. Özellikle Ayla Hemşire'nin sorumlu olduğu yoğun bakımlar. Rotasyon çizelgemi alıp yürüdüm. Korkuyordum. Göreceğim vakaların ne kadar ağır olacağını biliyordum. Korkuyordum. Orada onlarca 'Semra Teyze" vardı, biliyordum. Korkuyordum. Neden korktuğumu bilmeden korkuyordum işte. Otomatik kapı açılınca önüme çıkan uzun koridoru görünce içime bi ürperti gelmişti. Sanki staj yapacağım yoğun bakım servisine değil de korku filminde ki karanlık koridora girmişim gibi hissediyodrum. Yoğun bakımda staj yapmayan her stajyer bizim gözümüzde henüz olgunlaşmamış, ham birer meyveydi. Yani bugünün gelmesini aslında hepimiz dört gözle bekleriz. O gün geldiğinde ise okyanusun ortasına atılmış yüzme bilmeyen bir çocuk gibi bırakırız kendimizi. Bir zombi edasıyla içerdeki diğer kapıya geldim. Hastane personeli kartımı okuttum. Kapı açıldı. Güvenlik haricinde kimse yoktu burada da. Yürüdüğüm koridor gibi uzun bir koridor yoktu burada. Daha genişti. Sol tarafımda 'AMELİYATHANE' sağ tarafımda 'REANİMASYON' yazıyordu. Reanimasyon yazan kapıya doğru ilerledim. Üçüncü ama son olmayan kapıyı da açınca yoğun bakımların bulunduğu koridora girdim. KVC, Reanimasyon, Genel Cerrahi Yoğun Bakım... Üçü de karşımdaydı. Hepsi farklı hikayeler barındırıyordu ama Reanimasyon farklıdır. Anlamı 'YENİDEN CANLANDIRMA'.
Sana edeceğin yemini hatırlatır.
'... hayatı korumak, ızdırabı hafifletmek, sağlığı yüceltmek için....'
Hayatı hatırlatır.
Değerleri hatırlatır.
Aileni hatırlatır.
Kendini hatırlatır.
Farklılaşırsın işte..
Reanimasyon yazılı kapının yanına geldiğimde kapı otomatik açıldı ve yüzüme çarpan soğuk havayla tüylerim ayaklandı. İçerisi sanki bir buzdolabıydı. Ölüm soğukluğu muydu yoksa yaşam savaşında hala savaşanların nefeslerinin soğukluğu muydu? Hangisinin soğukluğuydu? Nefes alıp veren insan soğuk olabilir miydi?
Şaşkın şaşkın bakarak girdim içeri. Rotasyon kağıdımı diğerlerinin yanına koyup imzamı da bir güzelce çaktım oraya. Etrafta kimse yoktu. Muhtemelen teslim alma işlemlerinden sonra hemşire odasın da kahvaltı yapıyorlardı. Galiba başka stajyer yoktu. Galiba ölüm gibi birşeydi.
Ben kara kara düşünürken bordo üniformalı bir kız geldi. Tahminimce hemşireydi. Böyle sempatik bir doktor olamazdı değil mi?
"Naber tatlım? Hangi odaları aldın bakalım?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🌌BEYAZ MELEK🌌
Non-FictionBizler yeryüzüne düşmüş, düserken kanatları sökülmüş melekleriz... ⚪⚪ Bir stajyer günlüğü⚪⚪