3. bölüm

500 65 52
                                    


Sanırım birinin beni finale kadar yayımlamadan durdurması gerek O.O



Şaşkın bakışlarım karşısında ne diyeceğini bilemeyerek bir adım attı.

"Böyle seslenmemde sorun olmaz değil mi?"

"Şey.. H-hayır, fark etmez. Yani sizli bizli olmak beni de rahatsız eder. Böyle iyi."

"Ben ürünleri görmek istedim. Bir kataloğunuz varsa bakmak istiyorum. Açılışı öbür gün yapıyoruz. Bunun için hazırlıkları erkenden yapmam gerek."

Masamıza gelip boş olan sandalyeye oturduğunda Baekhyun'la birbirimize baktık. Sonra şaşkınlığımızı atmaya çalışıp yerlerimize oturduk.

"Ben bir şeyler getireyim."

"Otur lütfen."

Tabi ki sözünü dinleyecek değildim. Madem iş yapıyoruz tatlarını bilmeliydi. Hemen gidip her çeşit eserimin olduğu bir tabak hazırladım. Meyve suyu da koyup masaya döndüm.

Bakışları yüzünden sürekli elim ayağıma dolanıyordu. Eskisi gibi bakıyordu. Kalbi de hafızası da beni silmişti. Ama bakışlarında ben vardım.

Bir elinde çörek diğerinde meyve suyu bardağıyla gülümseyerek bana baktı.

"Bu gerçekten mükemmel. Hamurunda tarçın mı var?"

"Evet, biraz ekledim. Tamamen benim tarifim."

"Peki içecek? Değişik bir tadı var."

"O da benim karışımım. Tamamen meslek sırrı."

Gülümseyerek ona bakarken parmağında parlayan şeyin gözüme çarpmasıyla gülümsemem soldu. Kalbimi biri avuçlamış tüm gücüyle sıkıyor gibiydi. Hissettiğim acının tarifi yoktu.

Söz yüzüğü değildi. Nişan yüzüğü de değildi. O bir evlilik yüzüğüydü..

Yüzüğe baktığımı fark edince elini indirdi. Gülümsemesi büyümüştü. Bu kadar çok mu seviyordu yani?

"Ona mı bakıyordun?"

"Evlisin sanırım.."

"Evet, üniversiteden sonra hemen evlendim. Zaten eşimle birkaç yıldır birlikteydik. Sen? Evli değilsin sanırım."

"Böyle şeyleri düşünecek vaktim olmadı hiç."

"Ama görüştüğü biri var. Sanırım onlar da çok uzatmayacaklar. Yakında evliler kervanına Chanyeol de katılır."

Baekhyun söze atladığında sinirle ona döndüm. Ne yapmaya çalıştığını anlamasam da Yifan'ın sözleri yeterince yaraladığı için konuşamıyordum.

Kısa süreli sessizliğin ardından Yifan tekrar bana döndü.

"Kataloğunuza bakabilir miyim?"

Tüm ürünlerin bulunduğu kalın kitapçığı alıp yanına geldim. O sayfaları incelerken ben de hasret kaldığım yüzünü izliyordum. Eskisi gibi değildi. Aslında aynıydı ama değişen çok şey vardı. Daha erkeksi görünüyordu.

Gözlerimi kapattım ve o an ikimizi yalnız bıraktım. Parmak uçlarımla yumuşak dokunuşlarla yüzüne dokundum. Her bir karesini zihnime kazıdım. Sadece onun üzerinde ışık vardı. Her yer kapkaranlıktı. Ona baktığımda gözlerim parlıyordu. Yavaşça yaklaşıp dudaklarımı hasret kaldığım dudaklarla birleştirdim. Tüm vücudum karıncalanıyordu sanki.

Delicious ✓Where stories live. Discover now