18. Bölüm

410 48 19
                                    


Telefonu fırlatıp öfkeyle ayağa kalktım. Bu da ne demek oluyordu? Barışmak için bu adar şey yapan adam benden ayrılmak mı istiyordu?

Masada duran sürahiyi sıkıca kavradım. Öfkemi bir şeylerden çıkarmaya ihtiyacım vardı. Tam duvara fırlatacakken kapı çaldı. Muhtemelen şapşal arkadaşım olanları öğrenmek için gelmişti.

Kapıyı açtığımda Yifan sırıtarak bana bakıyordu.

"Aslında bu şakayı uzatmak isterdim ama yapamadım."

"Şaka?"

"Sadece beni bıraktığında ne hissettiğimi anlamanı istemiştim. Bir daha asla gitmemen için bu hissi öğrenmenin etkili olacağını düşündüm."

Kapıyı sertçe kapattım. Bu tepkiyi beklemediğinden emindim. Her şey yoluna girmişken bu şakayı yapması sinirlerime dokunmuştu. Bu hissi bilmediğimi mi düşünüyordu?

"Chanyeol! Aç kapıyı! Lütfen!"

"Git Yifan!"

"Kızdığını biliyorum. Affettirmeme izin ver. Sadece ufak bir şakaydı. Lütfen açar mısın?!"

Kapıyı yavaşça açıp birkaç adım geri çekildim. Hemen kollarını etrafıma sardı. Yapacağım tüm tripleri hak etmişti. Bu yüzden yavaşça itip salona ilerledim.

"Demek hislerini anlamam için bana şaka yaptın hm? Bunu ödeyeceksin Yifan."

"Ama bu sadece beni bıraktığın içindi. Lütfen uzatmayalım sevgilim. Seni çok özledim."

"Bir saat önce evindeydim."

"Daha kapıdan çıktığın an özlemiştim zaten. Hem birkaç gün uzatmayı düşünüyordum ama yapmadım."

"Bir de uzatacaktın? Peşinden koşmamı mı bekliyordun?"

"Hayır.. Aslında tamamen kaybetmekten korktum. Gelmeyeceğini düşünüyordum. Bu yüzden uzatmadım. Gidersin diye.. Üzgünüm.."

"Uykum var. Odaya yürü."

"Huh? Kovmayacak mısın?"

"Fikrimi değiştirmeden yatağa girsen iyi edersin."

Sessizce odama gidip üzerindekileri çıkardı ve yatağa uzandı. Ben de yanına yatıp sımsıkı sarıldım. Sevgisiyle iyileşeceğimi biliyordum. Sarıldığımda öfkemden eser bile kalmamıştı.

"Bir daha böyle bir işe kalkışırsan çok kötü olur Yifan."

"Seni seviyorum."

Uzun zamandır kaybettiğim huzurumu bulmuş hissediyordum. İki gecedir mutsuz uykularım yerini sonsuz huzura bırakmıştı. Artık rahatlıkla uykuya dalabiliyordum.

Sabah gözlerimi açtığımda Yifan beni izliyordu. Uyanmamı bekliyormuş gibi dudaklarımızı birleştirip bana aşk dolu bir öpücük verdi.

"Günaydın sevgilim."

"Saat kaç Yifan?"

"Bilmem.. Sanırım dokuz."

"Ne?! Bu kadar çok nasıl uyuyabildim!"

"Melek gibi görünüyordun."

Gülümsemesinden öpüp hızla yataktan kalktım. Pastaneye çoktan gitmiş olmam gerekiyordu. Hazırlanacak siparişler ve gün içinde satılacak ürünler vardı.

Yifan'ın mızmızlanmasına rağmen çabucak üzerime bir şeyler geçirdim.

"Tao daha fazla tek başına idare edemez. Kalk artık."

Delicious ✓Where stories live. Discover now