IŞILAY
MULTİMEDİA: YİĞİT
Enes'in hayatımda kurtarıcı rolünde oynaması ilginç bir ironiydi. Evden çıktıktan sonra arabama doğru yürümeye başladık.
-Kızım ehliyetin yok cidden fena patlayacağız bir gün.
-Aman Enes ya annem gibi başlama sende,bir şey olmaz korkma.
-Ne korkacağım ya!,ben senin için diyorum.
-Merak etme bir şeyler içeceğiz ve eve geleceğiz kendimi kötü hissedersem taksiyle döneriz,oldu mu için rahatladı mı?
-Rahatladı
Derin bir nefes verdikten sonra arabaya bindik, Hondaya olan sevgim sayesinde babam 2013 Model bir CIVIC almıştı, Mat siyah rengi,gri jantlarıyla araba bu gecenin mükemmel geçeceğini anlatıyordu,emniyet kemerlerini taktıktan sonra gece kulübüne doğru sürmeye başladım,gaza biraz yüklendiğimde motordan çıkan ses beni benden alsa da Enes'i fazla korkutmanın gereği yoktu,anahtarı valeye verdikten sonra kulübe girdik,içerideki yoğun sigara kokusu ve insanın beynini delebilecek kapasiteye sahip müzik sesiyle beraber kendimizi gecenin akışına bıraktık,geçmişin intikamını almak istercesine içtik,başımın döndüğünü hissettiğimde bir yere geçtim ve yavaş yavaş bekledim.Midemin bulandığını hissettiğimde hızla tuvaletin yolunu tuttum,o sırada çarptığım insanlar ve arkamdan ettikleri küfür zerre kadar umrumda değildi, tuvalete girdiğimde kapıyı kapatamadan içimdekileri çıkarmaya başladım,saçlarım önümü kapatırken saçlarımı toplayacak sırtımı sıvazlayacak bir prenste aramadım,bir süre sakinleştikten sonra ayağa kalktım,elimi yüzümü yıkayıp dışarı çıktım.
Ağlamak yoktu!
Gözlerim Enes'i aradığında koltukların birinde tanımadığım bir çocuğun kucağında kahkahalar atıyordu,bu da gecenin iyice bokunu çıkardığımıza işaretti. Enes'e doğru hızla yürürken birinin beni izlediğini hissediyordum. Ani bir refleksle oraya döndüğümde Cenk'in bir kızı kucağına oturtup beni izlediğini gördüm. Olduğum yere çivilenmemem gerekiyordu, başımı hızla Enes'e çevirip oraya doğru yürümeye başladım. Enes kahkahalar atarken masadaki diğer çocuklar da Enes'e gülüyordu. Bu durum gittikçe sinirimi bozarken Enes'i kolundan tuttum. Aniden bana dönünce kahkaha atmaya başladı.
-Beyler bakın bu benim kankam,adı ımmm... şey Işılaydı.
-Enes daha fazla sinirlerimi bozma kalk yürü gidiyoruz,
-Ya kankaaaaağğğğ ,bu çocuklar çok eğlenceli hadi gel sendee.
Sabrımın son sınırlarına dayandığını hissediyordum ve Enes'i hızla kolundan tutup kaldırdım.Enes'in dudaklarından bir hıçkırık çıkınca Enes'in kucağına oturduğu çocuk kolumu tuttu. Ve Bingo!!
Sabrım taşmıştı,hemde fazlasıyla.
Gözlerimi öfkeyle çocuğa döndürdüğümde çocuğun gözlerinde ki kararlılık bir anda yok oldu.
-Şimdi bana iyi bak,o elini kolumdan çekmen için sana sadece 3 saniye veriyorum, eğer çekmezsen, canını zevkle acıtacağımdan emin olabilirsin.
-Hadi ama bebeğim, sende güzelsin ama arkadaşın afet,zevk kısmına gelirsek buna karar vermem için ikinizinde tadına bakmam gerekiyor, hem küçük bir kız çocuğu bana ne yapabilir ki?
Kolumu ondan hızla çektim, Enes'i kolundan tutup çekiştirirken Enes ne olacağından habersiz bir şekilde etrafa mavi boncuk dağıtıyordu,o sersem kolumdan bir daha tutunca Enes'i koltukların birine atıp sert bir şekilde yumruğumu çocuğun çenesine geçirdim,nereden geldiğini anlamadığı yumruk sayesinde yamulan çocuğun gözlerinde ki sinir içimdeki ateşi daha da büyüttü, bana doğru hızla gelip yumruk atmaya çalışırken yumruğunu engelleyip karın boşluğuna tekme geçirdim,müzik durmuştu ve insanlar etrafımızda halka oluşturmuştu. Karşımdaki dangoz benden böyle bir teki beklemiyordu ki fazlasıyla şaşırmıştı. Bana doğru bir hamle yaptığında onu sert bir tekmeyle geri çevirdim. Etraftan gelen ıslık ve tezahüratlar karşımdaki dangozu daha da sinir ediyordu. Daha fazla dayanamayıp beni duvarla arasına sıkıştırdı. Erkekliğine okkalı tekme attıktan sonra acıyla yere yığıldı. Kararımı vermişti yaşadığım her şeyin intikamını karşımda duran gerizekalıdan çıkaracaktım, yavaşça kalkmasını izledim bana doğru adım attığında dizinin arkasında sert bir tekme geçirdim ama bacağımı tutup beni yere düşürdü ve üzerime çıktı , suratımın ortasına yumruğu beklerken üstümdeki yere yığıldı, gözlerimi açtığımda Yiğit'in o dangozu dövdüğünü görmeyi beklemiyordum, hırslı ve seri yumruklar atıyordu, bir süre daha böyle devam ederse yerdeki bayılacaktı. Ona doğru hızla adım atıp kolunu tuttum, gözlerimin içine baktıkça baktı, olduğum yere çivilendim, Enes'in attığı kahkaha ikimizi de hayal dünyasından çıkarıp gerçek dünyaya getirdi. Yiğit elimden tutup koşmaya başladı, gözlerim bir an Cenk'i aradı, ortalıkta görünmüyordu, o kızla olduğu düşüncesi canımı acıtırken Yiğit beni sürüklemeye devam ediyordu, hızla arabasına bindik ve gaza bastı.
-Yiğit Bey burada ne işiniz var ?
-Soru sormayı ne zaman bırakacaksın Işılay?
-Enes orada kaldı,durur musunuz lütfen!!
-Sorun yok, hallederim şimdi.
Telefonunu çıkardı ve birini aradı.
-Furkan kız sana emanet onu çıkar, Işılayın arabasıyla eve götür onu sağ salim teslim ettikten sonra da bana haber ver.
-........
-Napıcaksın lan işim var işte boşver beni.
Telefonu sert bir şekilde arka koltuğa fırlattıktan sonra gaza yüklendi, şehirden uzaklaşıyorduk,saat geç olmuştu ve ben fazlasıyla korkmaya başlamıştım.
Yol boyunca tek kelime konuşmadık, Yiğit arada bir kaçamak bakışlar atıyordu,bense olduğum yere sinmiştim.
Arabayı park ettiğinde geldiğimiz yer beni büyülemişti, sanki elimi uzatsam gökyüzüne dokunabilecektim, etrafta sık ağaçlar,çok uzaktan gelen bir müzik sesi..
Ensemde bir ürperti hissettiğimde Yiğit'in tam arkamda olduğunu hissettim, hızla arkama döndüğümde ise bacaklarım birbirine girdi ve ben yere düşmekten Yiğit sayesinde kurtulmuştum, aramızda bir nefeslik mesafe vardı ve bu beni yeterince heyecanlandırıyordu, hızla doğruldum ve Yiğitle aramda biraz mesafe bırakarak kahkaha atmaya başladım, gözlerimden yaşlar hızla firar ederken kahkaha atmaya devam ediyordum, Yiğit'in benim delirdiğimi zannedip arabasına binip hızla uzaklaşması an meselesiydi, olduğum yere çöktüm ve çığlık atmaya başladım, içimdeki bütün yük sanki azalıyordu, tam yarım saat Yiğit beni izledi bense hıçkıra hıçkıra ağladım. Biraz da olsa sakinleştiğimde kendimi çok iyi hissediyordum, yanıma oturdu ve beni kendisine çekti,başım onun göğsündeyken sebepsiz bir güven oluştu içimde, yavaş yavaş saçlarımı sevmeye başladı,uyumam an meselesiydi. Bir anda ayağa kalktı, ellerini bana uzattı,ellerini tuttum ve ayağa kalktım, ellerimi elleriyle kavradı ve doğrudan gözlerimin içine baktı.
- Seni kim bu hale getirdi,bilmiyorum. Seni ilk gördüğüm an anlamıştım benim için sıradan birisi olmayacağını, gün geçtikçe de daha iyi anlamaya başladım, bak senden çok fazla bir şey istemiyorum, sadece bir kere ,bir kere bana şans ver ,bırak hayatına gireyim, benim ol, bak sana yaşadığın bütün kötü şeyleri unutturacağıma söz veriyorum,yeter ki bana şans ver, ne dersin Işılay, önümüzdeki 50 yıl bir planın yoksa sevgilim olur musun?
Göz yaşlarımın arasında kahkaha atmaya başlamıştım,bu adama güvenmekten başka çarem yoktu, bir elimi elinden kurtarıp yüzüne dokundum,kirli sakalları,yumuşak dudakları,içi gülen gözleriyle bu adam onun olmamı istiyordu.
-EVET YİĞİT!
EVET SEVGİLİN OLURUM!!!
Yiğit bir anda boşluğa ''Evet dedi'' diye bağırdı, sonrasında olanlar ise kısa çaplı bir şok geçirmeme sebep oldu. Bir anda havai fişekler patladı ve ağaçların etrafından insanlar çıkmaya başladı.
Ama beni daha çok şaşırtan ağaçların etrafından çıkanların arasından Cenk'in çıkmasıydı.
CANLARIM YENİ BÖLÜMÜ NASIL BULDUNUZ OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVAŞMA SEVİŞ!
ChickLitHayatının nereye sürüklendiğini bilmeden o rüzgara kapılıp giden ince bir yaprak,şehvet ve tutkunun onu yeniden hayata döndürebilecek mi?