SAVAŞMA SEVİŞ!

SPOR ŞEYSİ

IŞILAY

İnsanlar bazı şeyler yaşar,kimisi hayal kırıklığı olur kimisi umutsuzluk olur,bir yere kadar yaşarlar,içine atarlar fakat sonunda fındık kabuğunu doldurmayacak sebeplerden kalp kırabilirler.

Cenk'in acı çekmesini istiyorum,bunun içinde elimden gelen her şeyi yapacağım.

Beni tıpkı bir eşyaymışım gibi apartmanın önüne bırakıp gitmesinin üzerinden tam 2 hafta geçti. Okul kaydımı dondurdum,spor merkezinde vücut geliştirmeye başladım,bu boy uzamalı ve o kalçalar büyümeliydi,çünkü bu defa alacağım intikam onun sonu olacaktı.

-Bu gidişle ne o bir avuçluk götünü büyütebilirsin nede memelerinle bay iç çamaşırı düşmanını alt edebilirsin kızım,çok çalışman lazım çook.

-Hadi ama Meri bana yardım etmek zorundasın,buraya boşuna para akıtmıyoruz.

Meri squat hocam ve eşcinsel,garip giyinişi ve her ne kadar yumruğumun ortasını geçirmek istesemde gevşek bir ağzı var.

Saatin kaç olduğundan haberim bile yok.Ve saatlerdir bacağımı arkaya öne hareket ettiriyorum,fazlasıyla yorulmuştum ama bu işin sonunda sahip olacağım vücudu düşündükçe yüzümde sebepsiz bir tebessüm oluşuyordu.Onu düşünmemem lazım ama her seferinde aklıma gelmesi canımı acıtıyordu. Meri yanımdayken bir nebze de olsa onu aklıma getiremiyordum. Hırslı biriydi ve öğrencilerinin hiçbiri bu zamana kadar ondan olumsuz sonuç almamıştı.Aklımı hızla toparlayıp yaptığım vücut geliştirme hareketlerine devam ettim.

Saat 8 de Meri eve gidebileceğimi söylediğinde yerlerde sürünüyordum. Eşyalarımı toparlayıp soyunma odasının yolunu tuttum ve duşa girdim. Ilık su birazda olsa vücudumu gevşetirken suyun altında biraz daha kalmaya karar verdim. O sırada soyunma odasının kapısı açıldı,Meri gelmiştir diye fazla üstüne gitmedim ve suyun altında kalmaya devam ettim, Kapımın zorlandığını fark ettiğimde tedirginliğim arttı, Meri duştayken beni rahatsız etmezdi.

Kapım aniden açıldığında gözlerim yuvalarından fırlamıştı ve ellerimle vücudumu örtmeye çalışıyordum.Spor salonunun sahibi Yiğit bey karşımda durmuş öylece beni izliyordu. Utancım geçen her saniye büyürken Yiğit beyin kafasını vücudumdan kaldırması için seslice öksürdüm.

-Yiğit bey burda ne işiniz var,duş alıyorum lütfen çıkar mısınız?

-Pardon Işılay,ben sadece...

-Yiğit bey lütfen kapıyı kapatır mısınız?

Yüzünde sinsi bir sırıtış belirdi ve içeri girip kapıyı kapatmıştı. Tam ağzımı açıp bir şey söyleyecekken söylediği sözler beni oraya çiviledi.

-İzin ver,çek ellerini de geldiğin günden beri taptığım vücuduna biraz bakabileyim,lütfen bana bunu çok görme.

İtirafı karşısında şaşkınlığım büyürken ne yapacağıma karar veremedim,karşımdaki adam vücuduna tapıyorum mu demişti bana?

Şaşkınlığımı fırsat bilerek ellerini ellerime uzattı ve kollarımı iki yana açtı,ben kapatmak isterken inleme çıktı ağzından..

-Yiğit bey bakın bu yaptığımız hiç doğru ..

İşaret parmağını dudaklarıma getirdi.

-Şşş lütfen sus Işılay,şu anın tadını çıkarmama izin ver.

Ne yapacağımı bilemez haldeyken Yiğit bey bana bir adım attı dudaklarıma uzanırken eli belimi kavradı,dokunduğu yerler karıncalanıyordu. Bu adam ne yapması gerektiğini biliyordu.

Gözlerim yavaş yavaş  kapanırken kendimi ona teslim ettim. Dudakları dudaklarımı esir alırken eli vücudumda keşfe çıkmıştı bile,elim tişörtüne gittiğinde hırladı,sebepsizce bir güven verdi ve tek bir harekette çıkardım tişörtünü,utancımdan ölmek üzere olduğum için bir saniye bile açmadım gözlerimi,şortundan da kurtulduktan sonra karşımda sadece boxer ile duruyordu.