ENES
Tanrı her insana bir sabır verir,kiminin sabrı bir yolun sonunu bulmazken kiminin sabrı da yollar,kuşaklar,asırlar geçirir.
Ben malesef ki sabrı yolun sonunu bulamayan insanlardanım, dün gece beni öpen sonra tehdit eden manyak şimdi karşımda bütün yakışıklılığı ve pişkinliğiyle kollarını göğsünde kavuşturmuş bir şekilde duruyordu.Şu an yaşadıklarımı komik bir şaka olarak düşünüp ona küçümseyici bakışlar attım,gözlerimi de devirdikten sonra onu yok sayarak yoluma devam etmeye çalıştım,çalıştım diyorum çünkü öküzlerin efendisi beni kolumdan sertçe çekti. Ona ölümcül bakışlarımı yollarken kolumu sertçe çektim ve iyice yaklaşıp gözlerinin içine nefretle bakmaya başladım ama onun yüzünde hiçbir mimik belirtisi yoktu. Kolumu tekrar tutup ön koltuğa nazikçe oturtarak! kapıyı kapattı ve seri adımlarla şoför koltuğuna geçti.Yaşadıklarımın şokunu yeni yeni atlatırken naptığını soran gözlerle bakmaya başladım.Kapıyı açmaya çalışırken kapıları kilitledi ve sabrım taştı.
-Ne yaptığını öğrenebilir miyim acaba?
-Fazla soru sorma ve uslu dur,kemerini bağla.
-Ne zamandan beri ne yapacağıma karar verir oldun? İndir hemen beni!
-Kemerini bağla dedim sana!
-Bağlamıyorum!
-Bunu sen istedin.
Seri bir şekilde bana uzandı ve kemeri bağlamaya çalıştı,onun bana bu kadar yaklaşması dün geceyi aklıma getirirken sinirlerim iyice gerilmişti.Kemerimi taktıktan sonra yerine iyice yerleşip arabayı çalıştırdı ve gaza yüklenip mahalleden çıktı. Yol boyunca öküzlerin efendisinin emrettiği üzere tek kelime etmedim. Bir süre sonra şehir merkezinden saptı ve orman yoluna arabayı sürmeye başladı merakım giderek artarken yerimde huzursuzlanmaya başlamıştım.Bir süre sonra arabayı bir yere park etti,emniyet kemerini hızla çıkarıp arabadan dışarı attım kendimi, gördüğüm manzara sinirimi biraz da olsa yatıştırdı, sık sık ağaçların kapladığı gökyüzünün zor göründüğü güzel bir yerdeydik, önümde güzel bir dere vardı,suyun çıkardığı o güzel ses terapi etkisi yaratmaya başlamıştı,rüzgar tenimi okşarken üşüdüğümü hissettim ama ceketimi arabada unutmuştum,iki elimle omuzlarımı sardım,o sırada öküzlerin efendisi omzuma kendi ceketini bıraktı, hızla ceketi omuzlarımdan çekip ona döndüm,üzerine doğru birkaç adım attıktan sonra gözlerimi gözlerine diktim,sakinliği beni zıvanadan çıkaracaktı artık.
-Bana kim olduğunu söyle artık,beni hangi hakla evimin önünden aldığını ,beni hangi hakla öptüğünü,hepsini,hepsini anlat artık.
-Önce biraz sakin ol.
-Sakin mi! Ya sen benden nasıl sakin olmamı istersin,kimsin sen?
-Bak ben Yiğit'in arkadaşıyım, dün gece Işılayla bara girdiğinizin haberi geldi Yiğit'e o sırada beraberdik, hızla barın yolunu tuttuk,bütün gece barın bir masasında oturup sizi izledik,senin ne kadar sapıttığını ve Işılay'ın seni kurtarmaya çalışmasını, o şerefsizin kucağında attığın kahkahaları, hepsini anladın mı? ya sen bir kızsın ve daha küçüksün nasıl böyle bir şey yaparsın neyine güvenerek kumaş parçaları giyip gecenin bir vakti barlarda tanımadığın adamlarla dans edersin? Aklını mı kaçırdın sen?
-Ya bana hesap soramazsın sen anladın mı? Ben eğer ki bir şeyi yaptıysam bütün sonuçlarını göze almışım demektir değil mi?
- Daha ne kadar saçmalayacaksın merak ediyorum.
-Kes sesini!
-Sen bana ne dedin biraz önce?
-Dağ havası iyi gelmedi sanırım,algılarını kapattın çünkü,sana sesini kesmeni söyledim.
![](https://img.wattpad.com/cover/70071324-288-k8150.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVAŞMA SEVİŞ!
ChickLitHayatının nereye sürüklendiğini bilmeden o rüzgara kapılıp giden ince bir yaprak,şehvet ve tutkunun onu yeniden hayata döndürebilecek mi?