UFAK BİR GECİKME OLDUĞU İÇİN ÇOK ÖZÜR DİLERİM, ÜNİVERSİTEDEN ARKADAŞIM GELDİ VE GÜNÜMÜN NEREDEYSE TAMAMINI ONUNLA GEÇİRİYORUM AZ DA OLSA YORUMLAR İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM SÖZÜ DAHA FAZLA UZATMIYORUM VE AYLİN'E BIRAKIYORUM :)
AYLİN
Evden alelacele çıktıktan sonra elimdeki topukluları hızla ayağıma geçirdim ve arabama atlayıp merkezin yolunu tuttum, Yiğit Solmaz'ın sabıka kaydı elimdeyken bir an önce gitmek için can atıyordum, merkeze girdikten sonra çantamdaki kartı çıkarıp cihaza dokundurdum ve topuklarımın çıkardığı sert sesle asansöre yöneldim, kısa bir bekleyişin ardından asansör kapıları açıldı,içeri sert bir bakış atıp adımlarımı hızlandırdım,asansör inmek istediğim yere geldiğinde yine aynı seri adımlarla çıktım,çantamdan ikinci kartı çıkarıp cihaza dokundururken cihazdan gelen ses beni kendime getirdi, yine aynı adımlarla müdürün odasına giderken elimdeki dosyayı sıkı sıkı tuttuğumu anladım. Müdürün odasının kapısını çalarken gerildiğimi hissettim, içeriden gelen tok bir 'gel' sesiyle kendime geldim ve derin bir nefes alıp içeri girdim. Müdürümüz Engin Bey sert bir şekilde elindeki dosyaları inceliyordu, beni fark etmesini göstermek için sesli bir şekilde öksürdüm, ağır hareketlerle başını okuduğu dosyadan kaldırıp beni incelemeye başladı, ellerimi nereye koyacağımı bilemez bir halde Engin Bey dışında odanın her yerinde gözlerimi gezdirdim. Engin Bey beni süzme işini bitirmiş olacak ki başıyla öndeki koltuğu gösterdi. Ağır hareketlerle koltuğa oturdum, yaşı 40'ların başında olmasına rağmen çıkık elmacık kemikleri, bronz teninin aksine mavi gözleri ve mükemmel dolgunlukta dudaklarına bakmadan alamadım kendimi, üzerine beyaz bir gömlek giymişti, gömleğinin üstten birkaç düğmesini açmıştı ve buda kaslarını olduktan belirgin gösteriyordu, gömleğinin kollarına dirseklerine yakın bir yere kadar kıvırmıştı,kollarının üzerinde belirginleşmiş damarlar yutkunmama sebep oldu.
-Süzme işin bittiyse işimize dönsek diyorum Aylin!
Evet bilin bakalım kim yerin yedi kat altına inmek istiyor?
Tabiki de ben!
Olduğum yerde gözlerimi kırpıştırıp elimdeki dosyayı Engin Bey'e uzattım , seri bir şekilde elimdeki dosyayı alırken bakışlarını bir an bana dikti, iyice utanmaya başlamıştım ve buda yanaklarımın kızarmasına sebep olmuştu, dikkatimi ona vererek dosyada yazanları özet geçecek şekilde Engin Bey'e anlatmaya başladım.
- Yiğit Solmaz, 4 Ağustos 1992 yılında Beykoz'da doğdu, babasının kendisine ait bir inşaat şirketi var, annesi ise babası çalışmasını istemediği için eşinin parasını yiyormuş evlilikleri esnasında , maddiyata çok değer vermeyen bir çiftlermiş,ilk önce mutlu giden evlilikleri Yiğit doğduktan sonra felakete dönüşmüş,babası annesine güvenmediği için DNA testi yaptırmış, sonucunda Yiğit Solmaz'ın babası Arif bey olmadığı için annesi Gülçin hanım Yiğit Solmaz ve babası Arif beyi bırakıp Arif beyin iş dünyasındaki en büyük rakibi Ferhat beyle evlenmiş, son öğrenilenlere göre bir Gülçin hanımın Ferhat beyden bir kızı olmuş ama bundan 4 sene önce yaşadığı psikolojik travmalardan dolayı intihar etmiş, Yiğit Solmaz annesinin cenazesine gitmemiş, ne hikaye ama.
Engin bey yine sert bakışlarından birisini bana atarken saçmaladığımı geçte olsa anladım. Yanaklarım utançtan kızarırken önümdeki bardaktan bir yudum su içip bir an önce gitmeyi diledim.
-Aylin!
Yiğit Solmaz'ın entrika dolu hayatını anlatmayı bitirdiysen örgütle bağlantısını anlatabilirsin, sen burda insanların hayatını değil suç hayatlarını araştırmaya geldin,kendine biraz çeki düzen ver.Emniyetin diğer sokağında bir cami vardı, ben oraya gidip cenaze namazımı kılayım en iyisi.
-Engin bey çok özür dilerim.
Engin bey ağzını açıp bir şey söyleyecekken kapı çaldı, içeri teşkilattan tanıdığım uzun boylu kumral bir çocuk girdi,bakışlarını önce bana dikti ordan bacaklarıma indirdi, rahatsız olduğumu belli etmek istercesine yerimde hareket ettim. Engin bey sert bir şekilde öksürünce bana bakan andaval bakışlarını Engin Bey'e çevirdi.
-Müdürüm önemli bir konu var gelmeniz gerekiyor.
Engin bey bir küfür savurup yerinden kalktı ve beni odasıyla baş başa bıraktı. Masanın üzerindeki dosyayı elime aldım ve seri adımlarla odadan çıktım, bir an önce dışarı almalıydım kendimi,telefondan Enes'in numarasını buldum ve aramaya başladım o esnada da hızlı bir şekilde Merkezden çıktım. Telefonu kapatmak üzereyken telefonumu açtı.
-Aylin?
-Kızım bu ses ne noldu sana?
-Uzun konu,sonra anlatırım, noldu neden aradın?
-Buluşmamız lazım Vera Cafeye gel.
-Tamam bir saate ordayım.
Telefonu kapattıktan sonra arabama atladım ve kafenin yolunu tuttum. Benden küçük olmasına rağmen Enes derdimi anlatabileceğim iyi bir dostu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVAŞMA SEVİŞ!
Romanzi rosa / ChickLitHayatının nereye sürüklendiğini bilmeden o rüzgara kapılıp giden ince bir yaprak,şehvet ve tutkunun onu yeniden hayata döndürebilecek mi?