12. bölüm

26 3 5
                                    

Ben ona nasıl kiyarim hemde onu bu kadar seviyorken neden yapmak isterim bunu. Aklım almıyordu. Onu yanlız bırakmayı tercih ettim çünkü beni gördükçe cani yanacaktı. Tıpkı benim şuan canımın yandığı gibi. Biraz da birşeyler hatırlamak istiyordum. Önüme gelen bi kapıyı açıp bakinmak istiyordum. Burada cok kapı vardı ve henüz nerde olduğumu bile bilmiyordum. Jonny beni nereye getirmişti. Onumdeki mavi ve siyah renklerin karışımı olan kapıyı açacaktım ki stella önüme geçip kapıya tutunarak " sakın... sakın birdaha bu kapıya yaklaşma buna henüz hazır değilsin... değiliz. Lütfen sadece zamanı geldiğinde açacağız. " dediğinde ona yaklaşıp" neden daha ne kadar sakliyacaksiniz? ne var orada?" Diye söylemiştim sinirli bir şekilde. Beni suzdukten sonra " sen.. yani burayı en son açtığımızda yaşadığın herşeyi unuttun ve jack.. jack e zarar verdin onu öldürmek istedin bidaha aynı şeyleri yaşayamayız. Bu kapı açılmıyacak. En azından önlem alana kadar." Dediğinde geri çekildim ve susarak onun gözlerine baktım. En doğrusu buydu sanırım. Söyledikleri beni etkilemişti. "Ee daha ne kadar tutucaksiniz beni burda. Çünkü artık gitmek istiyorum." Diye söylendim. Yanıma gelerek " gölge gelmeden dünyaya dönemezsin. Gölge gelsin seni götürmesini söyleyeceğim. Gitmeni emin ol senden çok ben istiyorum." Diye söylediğinde onun bana karşı olan nefretini gözlerinden okuyabiliyordum. Ne yani ilk başta böyle davranmamıştı. Elimi kalbine koyarak kalp atışlarını ve hisslerini kontrol ettim. Bunu yaparken elimi tuttuğu gibi fırlattı ve ben sarsıldığımı hissettim. O jack e aşıktı ve benden bu yüzden nefret ediyordu. Tekrar jack in yanına doğru gitmek istedimki bana bir çiçek koklatti ve kendimden geçmemi sağladı. Uyanmaya çalıştığım da sadece sesler duyuyordum. Stella " bana saldırdı kanatlarıma saldırdı jack. Bu yüzden uyuttum onu. Onun burdan gitmesi gerek." Dediğinde jonny söze atlayarak sadece jack e " haklı galiba burdan gitmesi gerek bizede zarar verebilir" diyordu. Ama dusunceleri farklıydı jack e " stella haksız" der gibi bakıyordu. Jack jonny e bakarak " gitmicek hiç bir yere burda kalacak" dediğini duyuyordum. Kendime geldiğimde sadece derin derin stellaya baktım ve " naptın bana ben neden kendimden geçtim." Diyerek stellaya doğru yürüdüm. Jack kolumdan tutarak " gel buraya. Bana zarar verdin başkasına zarar vermene asla izin vermem." Diyerek gözlerini gözlerime dikti. Canımı yakan sadece bu sözleri olmuştu.
Onun yalan söylediğini biliyordu ama yinede beni incitmek hoşuna gidiyordu. Gölge geldi ve ben gölgeye dönüp beni götür buradan die yalvarırcasına bakıyordum. Gölge konuşamıyordu fakat düşüncelerini okuyabildiğim için iletişimimiz zor olmuyordu. Jack benim düşüncelerimi umursamadan beni kolumdan tutarak kötülük yapan vampir ve cadı ların bulunduğu zindana attı. Herkezin odası farklıydı ama hepsinin farklı güçleri olduğundan beni çok kötü etkiliyorlardı. Saçları uzun ayak bilegine kadar gelmiş ve dudaklarından durmadan kan akan gözleri gök mavisi yüzü pürüzsüz bir genç kız gördüm. Canım cok sıkılıyor du ve kızın ne olduğunu anlamam için onunla konuşmam gerekiyordu. Zindan leş gibi kokuyordu. Köpek kokusu alıyordum. Bu düşüncemi biri duyucak oldu ki Parmaklıklara vurmaya başladı başımı kaldırdığımda üstümde bir oda daha vardı ve orda kurt adam olduğu nu tahmin ettiğim biri bana saldırmak istiyordu. Karşımda olan uzun saçlı kız bana seslenerek "hoş geldin luvrita." Dediği anda onun cadı olduğunu anlamıştım. Bu kokular ve suratlar beni rahatsız ediyordu. Korkmuştumda üzerimde beni öldürmek isteyen bi canavar ve yanımda akıl ustası olan bi cadı vardı. İçimden sadece jack in beni bir an önce kurtarması için yalvarıyordum. Gece geç saatler olmuştu stella zindana gelip herkezi uyuşturmak için bir çiçek veriyordu. Tabikide ilk başta bana yaptı bunu. Kendimden geçtiğimde gece geç saatler olduğunu bile fark etmemiştim ve kendime geliyordumki kurt adam parmaklıkları büküp üzerime atlamıştı. Henüz kendime gelmemiştim ve karşılık veremiyordum. Bunu kendi başına yapması imkânsızdı kesin stellanin bir parmağı vardı. Boğazıma sarıldı ve koparmak için tırnaklarını etime batırdı. Canım çok yanıyordu. Kendime gelmeye başladım ki hiç bilmediğim bir özelliğim vardı. Onun gözlerine baktım ve karşımda erdiğini fark ettim ben ona daha dikkatli baktığım zaman acı çekerek kolları ve ayaklarının erdiğini gördüm. Onun bu durumuna acıyıp bakışlarımı başka bi yöne çektim. Kendi acımı unutmuştum. Acımı hissedince nefesimde beraberinde kesildi. Jack koşar adımlarla gelmişti benim ve kurtun çığlıklarını duyarak. Beni kucağına alıp kendi odasına götürüyor du. Boğazım yırtılmıştı ve eğer beni kurtarması gerekiyorsa kalbinin yarısını benle paylaşmak zorundaydi. Bir meleğin kalbine ihtiyacım vardı göğsünü yirtarak acısını düşünmeden kalbinin yarısını çıkarıp benimde göğsümü yırtıp içine yerleştirdi. Artık nefes alabiliyordum ama çektiğim acı çok kötüydü. Ikimizde kendimize geldiğimizde birbirimize sarılı bulduk kendimizi. O dudaklarıni alnima koyup bir öpücük kondurarak Özür dilerim die sayikliyordu.

Vampir SokaklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin