Burak ve ben usulca kapıyı açıp içeri girdik. Neyle karşılaşacağımızı kestiremiyordum. Koskoca iki gün!Şimdi ise bir hastane odasında...
Benim güzelim yatıyordu. Halsiz, perişan... Baygın gibiydi. Gözlerini araladı ayak seslerimizi duyunca.
"M.. Mert... Bu sen misin? Allahım rüya mı?"
Sarıldım hemen.
"Hayatım... Benim birtanem. Geldim... Yanındayım."
Saçlarını kokladım. Hareketsizdi. Kendini bana bırakmıştı. Nasıl öldürmedim o döl israfını ben!
Çok geçmeden Selim baba da geldi. Ayağa kalktım, Selim baba da bitmişti. Adam çökmüştü iki günde.
"iyi misin kızım. "
diyerek saçlarını okşadı. Lidya kafasını oynatarak iyiyim demek istedi ama konuşmuyordu. Hepimiz o evde neler olduğunu merak ediyorduk.Hiç birimiz sormaya cesaret edemedik.Ta ki Lidya kendi isteğiyle konuşana kadar birsey sormama kararı almıştık. Yanına gittim.Sımsıkı sarıldım ona tekrar. Şükrettim sağ sağlim bulduğumuz için. Lidya ruhu çekilmiş gibi öylece duruyordu.
Birden konuşmaya başladı. Sesi kısıldı. Fersizce konuştu.
"Tam 2 gün oldu...Biliyorum neler olduğunu merak ediyorsunuz. En merak ettiğiniz konuya gelelim.Bana zarar vermedi.Ya zarar verseydi Mert?"
Sesi gittikçe yükseliyordu. Cevap veremiyordum. O kadar adam, o kadar çevre, o kadar güç... Yetmemişti...
"Ya oyalayamasaydim baba? Tam 2 gün. 2 Gün diyorum size. Nerdeydiniz?"
Bağırmaya başladı. Kendini kaybedoyordu. Anladım, kriz gecirecekti. Selim baba şaşkın bir halde bakıyordu.Yanina gidecekken durdurdum.
"Baba dur.Şuan kendi haline birakmaliyiz. O ağlayamadığında böyle oluyor. Bırak rahatlasın"dedim sessizce.Lidya ayağa kalktı. Etrafı dağıtmaya başladı.Serumu söküp attı. Kanlar sıçramaya başladı.Kendisine zarar geleceğinden korkup sarıldım."Hepiniz çıkın dışarı. Doktor çağırın. ÇOBUKK!"dedim.Kükredim adeta. Biliyordum başka türlü rahatça ağlayamazdı.
Sözümü ikiletmeden çıktılar. Sıkıca sarılıp içini dokmesini sağladım. Deli gibi ağlıyordu. "Çok korktum Mert. Yine aynı şeylerin olmasından çok korktum" diyerek hıçkırıklara boğuldu.
"Tamam güzelim. Geçti... Sen merak etme hayatım. Herşey geçecek. Bak hepimiz yanındayız. Seni asla bırakmam. "
Doktor geldi. Hemen bir iğne yaptı. Serumu çıkarttığı kolundaki kanları temizledi, bantladı. Içli içli ağlıyordu güzel gözlü kardeşim...
Sakinleşmeye başladı.Yavaşca yanına gidip saçlarını okşadım.
"Mert gidelim buradan.Çıkalım ne olur. Boğuluyorum."
"Tamam hayatım .Ben konuşurum çıkışını yapariz" dedim ve odadan çıktım. Burak'la Selim baba kapıdalardı.
"Sorun yok baba. Sakinleşti. Yalınız, buradan çıkmak istiyor."
" Tamam evlat ben Ahmet'in yanına gideyim. Bakalim durum ne?"
"Yalnız Mert...Lidya bundan sonra benim evimde kalacak. Odasını hazırlattım. Güvenliği arttırdım. Bu konuda itiraz istemiyorum.Eğer onun yanında olmak istersen sende kalabilirsin oğlum. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİDYA ( düzenleniyor)
RomanceAcıların güzelleştirdiği kadın . Tüm sırlara tüm ihanetlere rağmen aşka tutunup hayatta kalmaya çalışan. Aşk; Onun için imkansızı yaşamaktı. Bu imkansızı yaşatacak bir aşkla karşılaşacağını asla bilemezdi... Kalbini kasıp kavuran,tüm ömrünü adayabil...