0.5 /2

576 23 13
                                    

Genç adam gözlerini devirip titrek nefesini yavaşça bırakarak genç kadının suratına çarpmasına izin verdi. Yiğit denen şahsiyetin varlığına bile tahammül edemezken sürekli karşılaşmaları sinirlerini bozuyor, tüm bedeninin gerilmesine yol açıyordu. Her ne kadar Deniz vasıtasıyla süreklilik gösteren bir olay olsa da aynı iş yerinde çalışmaları kendi tercihiydi fakat sabrı ancak ona yetiyordu işte.

Deniz normalde olsa neşe dolu bir gülümsemeyle onlara el sallar, Tunanın yapacağı patavatsızlıkları örtmeye çalışırdı ancak bu normal türden bir karşılaşma değildi. İrem buraya geleceklerini biliyordu ve son günlerde amacını kestiremez hale gelmişti. Bu onu sebepsizce korkutuyordu.

İrem bir şeyler fısıldayıp geride sevgilisini bırakarak koşar adım yanlarına ilerledi. "Nabersiniz?" Tuna kısa bir kahkahayla bakışlarını dalgalara kilitledi. "Yiğit arayıp sahilde buluşalım mı diyince hayır diyemedim. Kusura bakmayın bölmek istemezdik ama sizi görünce yanlarına gidelim mi dedi, e ben de doğal olarak hayır diyemedim. Kusura bakmayın." Deniz kollarını olabildiğince açarak arkadaşına içtenlikle sarıldı. Aklına takılan düşünceler bir anda uçup gitmiş, kendine iyi bir fırça atmıştı. Kaç yıllık arkadaşından şüphe duymanın hata olduğu kanaatine çabuk varmıştı.

Yiğit elinde iki tane pamuk şekerle usulca yanlarına yaklaştı. Birini İreme diğerini ise utangaç bir tavırla Denize uzattı. Tuna şimdiden sıkılmıştı.

***

Uzun ve içeriksiz bir sohbetin ardından İrem muzip bir tavırla konuya giriş yaptı. "Biz Yiğitle buradan bir şeyler içmeye gideceğiz. İsterseniz siz de gelin. Ne dersiniz. Tuna başından beri ağzını açmamış namı diğer Gölge'nin internet sitesinde yorumları okuyordu. Duydukları teklif hoşuna gitmemişti. Mırıldanmasını esirgemeye çalışılmış gibi değildi. "Beni hiçbir güç oraya götüremez. Hiç ısrar etme boşuna."

***

"Tuna? Dans edelim mi?" Genç adam Denizin elini yavaşça kavrayıp söylenerek dans pistine ilerledi. "Ben neden sana hiç hayır diyemiyorum? Ciddiyim bak. Bu iş canımı sıkmaya başladı." Genç kadın büyük bir kahkaha savurarak sevgilisinin elini beline yerleştirdi. Sevgilisi mi? Elbette sevgilisiydi. Deneme kararı almışlardı. Tunayı seviyordu bundan şüphesi yoktu. Aşık olmaya yeni yeni başlamıştı fakat bunun gerisinin geleceğinden bir hayli emindi.

  Tuna halinden memnundu. Her ne kadar Yiğitle İremin bir karış ötesinde dans etseler de onunlaydı, sevdiğiyle, sevgilisiyleydi. Sevgili. Genç adam bu kelimenin anlamını yeni tatmaya başlamış ve bağımlısı olmuştu. Şu zamana kadar yan rol olarak hayatına devam eden adam şimdi yepyeni bir hikayeye başrol olmuştu. Kafasını kurcalayan sorular, kendini tamamen aşkın kollarına atmasını engelleyen sırları vardı. Ama şu an bunları umursamıyordu.

"Eşleri değişelim mi?" Yiğitin sorusu Tunaya fazla patavatsız gelmişti. Sonuçta ilk geceleriydi ve Yiğitin bunu bilmemesi ihtimali kulağa komik geliyordu. Gözlerini hızlıca kırparak Yiğitin teklifini kabul etti. Saniyeler içinde kollarında İrem süzülüyordu.

  Tuna bu kadının amacını gerçekten merak ediyordu. Sahile gelmelerinin tesadüf olduğu acı bir komiklikten başka bir şey değildi. Kendisine tahammül edemeyen bir adamın yanlarına gidelim demesi de ancak bir öncekinden daha saçma bir ihtimal niteliği taşıyordu. Bunların sorumlusunun Yiğit olması henüz erkendi. O daha Denize aşkını kabullenememiş inkar ediyordu. Yanlarına gelmeleri aklını karıştırmaktan başka bir işe yaramazdı. Bu kadında bir şey vardı ve bunu çözmeden rahat edeceğe benzemiyordu.

  "Nasılsın Tuna? Görüşmeyeli." "Sensiz geçen bir saat içerisinde en fazla ne yaşamış olabilirim İrem." İremin suratı bir anda ekşidi. Ellerini Tunanın omzundan ayırarak ağzını sıkıca kapadı. Koşar adımlarla odasındaki tuvalete ilerledi. Tunanın olayı kavrayıp peşinden gitmesi uzun sürmedi.

  Deniz o sırada olan biteni görmüş, bir şeylerin ters gittiğini anlamıştı. Nazikçe Yiğite tuvalete gideceğini söyleyerek peşlerine takıldı.

  İrem ellerini klozetin kenarına dayamış yediklerini çıkarırken Tuna bir eliyle genç kadının saçlarını at kuyruğu misali tutuyor, diğer eliyle de sıkıca midesini kavrıyordu. Deniz normal bir zamanda koşarak ona yardım edip kendini perişan ederdi ancak bu sefer yalnızca köşede onları izlemekle yetindi.

  İrem ancak bir kaç dakika sonra zar zor ayağa kalkabilmişti. O yüzünü yıkarken Tuna pozisyonunu değiştirmemiş endişeyle suratına bakıyordu. İrem yavaşça arkasını dönerek Tunaya tutundu. Fısıldayarak teşekkür ettikten sonra genç adama tarifi zor bir bakış attı. Bu kısa zaman diliminde atılan bakış bir çok duyguyu barındırsa  da genç adam için minnetten başka bir anlam ifade etmemişti.

  Fakat Deniz bu bakışı iyi tanıyordu. Artık İremin niyetini yavaş yavaş anlamaya başlamıştı. Yalnızca konduramıyordu.

 

 

Gölge ∞ TuDenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin