İşte yolculuk başlamıştı. İlk dakikalarda sıkılmaya başlamıştım bile. Karnım guruldamaya çoktan başlamıştı taşınma süreci beni baya bir açıktır olmalıydı. Allah'tan Selma teyze yolda acıkırım diyerekden çantama 2 tane sandviç hazırlayıp koymuştu.
Arka koltuktan çantamı aldıktan hemen sonra çantamı açıp içindeki poşete sarılı sandviçleri aldıktan sonra çantamı geri arka koltuğa koyduktan sonra babama; ''baba acıktıysan sandviç verebilirim'' dedim. Babam; ''Hayır kızım, sana afiyet olsun'' dedikten sonra kendi sandviçimi yemeye başladım.
Bu süreçte sandviçimi yerken de yolu izliyordum. Gideceğimiz yol dokuz saatlik bir yoldu bu durum baya bir can sıkıntısı yaratıyordu bende. Bu düşüncelere kapılıp giderken sandviçim bitmişti. Sandviçin poşetini arabanın koltuğunun yanına sıkıştırmıştım ve hafiften yorgunluk hissettim vücudumda biraz uyusam hiç fena olmazdı derken uykuya dalmışım.
Birden bire kapı sesi ile korkulu bir şekilde uyandım. Babam nereye gitmişti derken arka koltuktan montumu alıp giydikten sonra kapıyı açarak arabadan indim. Hava baya bir soğuktu içime kadar işleyen soğuk hava nefes almamda bile zorluk yaşatıyordu. Etraf sislerden gözükmez olmuştu. İçimde bir sıkıntı vardı, kalbimin sesini neredeyse duyabiliyordum.
Babam; ''Kızım bu havada ilerleyemeyiz hava baya bir kapalı göz gözü görmüyor'' dedi ve babam arabaya bindi. Etraf baya bir kapalıydı. Aman tanrım etraf simsiyah sislerle kaplanmıştı. Bunun anlamı neydi, neden birden bire ve durduk yere böyle bir şey oldu. İçimde kötü bir his vardı.
O sis beni çok rahatsız etmişti ama durduk yere neden böyle bir şey olmuştu ki derken korkulu bir şekilde arabaya bindim. Babam ben arabaya bindiğimde uyumuştu normal çünkü ev taşımak onun için hiçte kolay değildi.
Bu sırada bende dışarıda neler olup bittiğini anlamak için arabanın camından dışarıyı gözetliyordum. Bu zamana kadar hiç hissetmediğim bir sıkıntı vardı içimde. Neler oluyordu bana sanki biri beni izliyormuş gibi bir his vardı içimde derken birden hava açılmaya başlamıştı. Cidden neler oluyordu birden bire hava kararıp birden bire de açılması çok garipti gerçekten.
Derken babam uyandı. Babamın uyanması gideceğimiz anlamına geliyordu. Babam; ''Kızım hava düzelmiş, artık gidebiliriz'' dedi ve sonunda yolculuk başlamıştı. Uzun, yaprakları büyük ama bir o kadarda ürkütücü ağaçların arasından ilerlemeye başladık. Yolculuk o kadar sıkıcıydı ki ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. En iyisi bu sıkı canda müzik dinlemekti. Telefonumdan müzik açacaktım ki 12 okunmamış bildirim ile karşılaştım. 12'side sınıf arkadaşlarımdan gelen mesajlardı.
-
Merhaba. Kısa yazdığımın farkındayım özür dilerim.
Yarın Matematik'ten 2. yazılım var ve siz okurlarıma az bir şekilde de olsa bir şeyler yazmak istedim.
İleri ki bölümlerim daha uzun ve heyecanlı olacak. Şuan sakin ilerliyorum. :)
Yorumlarınızı eksik etmeyin. Seviliyorsunuz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saklı Aşk
Teen FictionKarşımdaki slüetin ne olduğunu çözmeye çalışırken buldum kendimi. İnsan? Hayır, hayır. Nasıl bir insan oradan oraya hızla hareket edip, eşyaları dokunmadan hareket ettirebilir? Kesinlikle insan değildi. Peki... Canavar? Hah! Saçmalama Rüya! O bir...