yok oluşların kaybedişlerin hikayesi bu.
Daha önce hiç karşılaşmayan iki insanın hikayesi.Ikiside hapisanin en ücra köşesinde büyüdüler.Ama artık eskisi gibi hayatları yok.Büyüdüler ve geliştiler.Artık herkesten daha çok konuşuluyorlar.Ama ikiside b...
" Kalk hadi ya sen nasıl bir kız oldun böyle dakik kızdın hey sana diyorum" diye başında hömkürüyordu.sakin adımlarla yataktan yere yapışa yapışa kalktım."ne var?ne var? Alarm gibisin başımın etini yedin sus bi sus!" Diyerek kalkıp banyoya girdim. Rutin işleri yaptıktan sonra kıyafet odasına girdim. Askıdan krem renginde boğazlı kazak raftan mom jeans alıp hemen üzerime giydim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Takı kutusundan uzun taşlı kolye ve tüylü köpeği alıp taktım. aynanın önüne oturdum.yüzümü incelerken Yanaklarımın kızardığını ve dudaklarımın ise kuruduğunu farkettim.önümde Duran fondöten ile Yüzündeki kızarıklıkları kapatırken kırmızı tonlarında ruj sürdüm. Ince bir eyeliner ve maskara ile makyajımı tamamladım. Pufun üzerinde olan belgeleri alıp dolaptan siyah büyük elde tutmalık olan çanta belgeleri yerleştirdim. Deli gibi sevdiğim ama aynı zamanda beni sinir eden Defne ile vedalaşıp arabaya geçtim.
Işe giderken Dün toplantı sonrasına kadar çok içtiğimiz dağıtımı düşünmeye başladım.ben hep kuralları olan mizacı gereğide iş dışında pek hayatı olmayan bir insandim. Nasıl biri olmuştum böyle diye kendi kendini yerken iş yerine geldiğimi Fark ederek belgeleri alıp arabayı valeye teslim ettim.Asistanım Deniz ile birlikte odama çıkarken bugün ki programı rapor ediyordu."Esila hanım sizi odada bekleyen bir misafiriniz var.Saraf holdingten geldiğini söyledi."kim diye düşünüyorken "tamam sen gidebilirsin"diye odama girdim.Odamda bana dün az daha çarpan adam vardı.Şaşkın ve anlamsız duygular içerisinde ona bakarken "evet,evet biliyorum,Beni beklmiyordunuz,Biliyorum"dedi ukalaca.hemen içerı girip dosyaları toplantı masasına bıraktım.masama geçtim.''kusura bakmayın,Sizi burda beklemiyordum,açikçası.Birşey içermisiniz?" ''Sütlü kahve alırım teşekkürler.aslında ben de kendimi burada görmüyordum.Ama siz kartınızı verince sizin hakkınızda birkaç araştırma yaptım."deyince merakla gözle ona baktım.kapının çalıp kahvelerin gelmesı ile devam etti." Siz sanırım ayakkabı üzerine kurulusunuz ve ben buraya size güzel bir teklif sunmak için geldim."deyince iş için geldigini algıladım." Biz elbise ve ayakkabı çizim şirketiyiz.Her yaz-kış ilk yeni koleksiyon parçasü bizden çikar.Yani biz hem üretim ve hemde çizim kısmındayız.Peki siz ımm... şey Doruk Bey şirketiniz ne üzerineydi?"dedim. "Biz bir dergiyiz.Fashion Year diye belli aylarda dergi sunarız.ve genelde çok tanıdık modelerle çalışırız.Benim teklifim şu siz bize sponsor olun biz sizin ürünlerinizi tanıtalım.Dergimiz şuan 20 ülke de gösterim durumunda.Kısacası dedığim gibi 6 ay boyunca sizin kıyafetlerinizi modellerimiz üzerinde tanıtalım.Sizde aylık 1 milyon euro alın.Nasıl sizce?"demesi ile beni biraz düşündürdü.bize hem reklam olacaktı hem de adımız birçok ülkede duyulacaktı.Aslinda iyi bir fikirdi.''Doruk Bey,sizden şirketinizi kapsayan dergi hakkında bir CV istiyorum.Bana ulaşın.Biz size haber veririz."diyio telefonu aldım.''Aslı odama gel"diyip kapattım.Doruk lafa girip"Artık ben kalkıyım,herşey için bu davetsiz misafirlik için Teşekkür ederim''dedi."Ben teşekkür ederim en kısa zamanda size dönüş saglanacaktır."dediğimde benle el sıkışıp odadan çıktı.Aslı odaya girdi."Aslı sana attığım e-mail hakkında bilgi bul bana " "Tamam efendim.Şey gelen beyefendi çiçek getirmişti.Ne yapayım?"deyince nazik davranışı hoşuma gitmişti. "Vazoya koyup masamın başina koyun.Ben şimdi çikiyorum.Dediklerimi mail atarsın"diyip çantamı ve belgeleri alıp çiktım.
