Kafamı gökyüzüne kaldırıp parıldıyan yıldızlara baktım. Jimin içeriden bir yorgan getirip sarmıştı ikimizi.
"Ne düşünüyorsun?"
Yıldızlara bakmaya devam ederek.
"Sadece seni..."
Gülmeye başladı. Kahkahası bütün bahçede yankılandı.
"Yoongi ne zamandır bu kadar romantiksin!"
"Sabahtan beri cidden çok garipsin!"
Hala gülüyordu.
"Jimin.."
Dedim gülme ile karışık şekilde.
"Sen baya kaşınıyorsun." Diyerek yere ittirdim ve gıdıklamaya başladım.
"Yha dur Yoon-gi hah dur!"
Kıdıklamaya devam ederek gözlerinden yaşlar gelene kadar gıdıkladım.
Durduğumda nefes nefese bana bakıyordu.
"Hemen gıdıklandığımı bildiğin halde."
Gülümsedim.
"Bildiğim halde.."dedim.
Eğilip dudaklarını öpmeye başladım.
Tutku ve özlemin verdiği duygu ile öptüm onu. Dudaklarımdan ayrılıp yüzünü avuçlarımın arasına aldım.
"Bu rüya hiç bitmesin Jimin. Lütfen..""Bu rüya değil Yoongi. Şu an bana dokunuyorsun ve ben burdayım."
"Yani gerçeğim demek bu Yoongi."Sözleri o kadar harikaydı ki.
Sadece üstüne yatıp kalp atışlarını dinlemeye başladım.Gözlerim uyku ile kapanıyordu. Kollarına kıvrılarak uyuya kalmak üzereyken bedenim havalandı. Ve ben çoktan uykuya dığru yol almıştım.
》》》》》》》
Sabah gözlerimi açtığımda bir anda ayağa kalktım. Hafif baş dönmesi ile etrafıma baktım.
Jimin?
Neredeydi?
Yoksa?
Hızla mervidenlere yöneldim.Aşağı inerek heryerde Jimin'i aramaya başladım.
"Jimin?"
"Nerdesin?!"
Çarptığım beden ile kafamı yukarı kaldırdım.
"Ah Yoongi Jimin'de Jimin...Bir kerede arkadaşını arasan hani?"
"Hoseok!"
Sarıldığım an şaşırsada o da sarıldı.
"Bir dakika sen bana satılıyor musun?"
"Hoseok..."
Sıkıca sarılıp gözyaşlarımı gözlerimden defnettim."Bilmiyordum beni de özlediğini.."
"Ama ben hep burdayım şapşal..."Güldüm ve cepaladım..
"Biliyorum şapşal..."
"Siz ne yapıyorsunuz bakiyim burda!"
"Oh Yoongi Bey kalksın lak lak yapsın!"
"Hayat sana güzel Yoongi.."
"Jiminie.. gel buraya elindeki maşayo aldırmadan sarıldım."
Garip gözüküyordu belki. Ama artık herşey normale dönmüştü. Kötü rüyalar sona ermişti. Artık gerçek hayattaydım. Kafama yediğim maşa ile ;
"Ayh çekil krep yandı!"
Koşarak mutfağa koştu.
Gülerek Hoseok ile arkasından gittik.
Kahvaltı sofrasını dışarıya kurmuştu.
Dışarıya geçip kreplerimize yumulduk.
Harika bir kahvaltıdan sonra hep beraber sofrayı topladık.
"Bugün ne yapalım sevgilim?"
Aklıma gelen düşünce ile gülümsemem yüzünden silindi.
Annem ve Babam?
"Ne oldu?"
"Jimin annem ve babamın mezarlığına gidebilir miyiz?"
Bu düşüncenin nereden çıktığını bilmiyordum. Ya da gerçekten 3 gün önce sorsanız asla gitmezdim. Ama şuan..
Yaşadıklarımızı öne sürersek gerçekten ziyaret etmek istiyordum. Onları ben öldürmüştüm. Hem de kendi ellerimle ve hiç acımadan....Nasıl bir evlat bunu yapardı...
Eğer hayatınız yalansa siz ne yaparsınız?
"Tabi ki gideriz Yoongi.."Verdiği cevap ile başımı sallayıp yukarı çıktım. Hoseok ile Jimin bu durumu zerre kadar garip karşılamıştı.. Eminim...
Sonbahar yapraklarının çıtırtıları ayaklarımın altından geliyordu.
Mezarın başına gelip geçirdiğim kızıl gülleri mezara doğru koydum. Kimin bana bakıyor ve üzülüyordu bir yandan."Sadece özür diliyorum."
"Çok özür dilerim. Herşey benim hatam..."Jimin' i kolundan tutup çıkışa doğru götürdüm.
Bu acı hala devam ediyor gibi geliyordu.
Jimin yolda durdurarak bana baktı.
"Yoongi iyi misin?"
Kafamı öne eğdim.
"Onları öldürdüm."
Hafif fısıltım heryerde yankılanmış gibiydi.
"Bunun benim için hiçbir öenmi yok."
"Biliyorsun öyle değil mi?"
Kafamı salladım.
"Artık üzülme.."
"Tamam mı?"
"Tamam."
Gülümsedi ve ellerimizi birleştirdi.
Ve yürümeye başladık.
Daha başıma neler gelecekti. Bilmiyordum.
Belki de herşey gerçekti...▪▪▪
Bu hikaye böyle özel bölümlerle devam edecek gibi duruyor kkk
Olsun ilk hikayem olduğu için hala bırakamadım. Üzgünüm. Ama biraz özel bölümlerle devam edeceğim^^
Görüşürüz!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wintry Nemesis|y∞nmin
FanfictionBeni suçlama tamam mı? Zayıflığımı kimse bilmemeli Jimin... Bize ben zarar verdim Jimin. Kimse gerçek benliğimi bilmemeli. Herşey onlar yüzünden. Benden nefret etme... ^Yoonmin^ -Tüm hakları saklıdır- ~Tamamlandı-