Sıla 'da o anda aynı şeyleri düşünüyordu nasıl olmuştu olanları ailesinden gizlemisti.Aşk bu
muydu bunu yanlız başına mi yaşamak istemişti ki herseyi onlardan saklamıştı.Oysa herşey ne
güzel başlamıştı.Ali Kemal ve Leyla onu biraz değişiklik olsun diye o davete çağırmış,hiç birsey den
kuskulanmamisti.
Sevgili arkadaşları ikisini bir araya getirmek isterken olaylarin buraya geleceğini nereden
bilsin.Davette aynı masaya oturmaları tabiki Leyla 'nın is guzarligiydi.Alaz'in onlara katılması ve
Leyla 'nın ikisini tanistirirken gözlerinde gördüğü ışık dün gibiydi.Sıla o anda ıçinde birseylerin
değiştiğini kalbinin bir çocuk gibi carpisindan anlamıştı. Yıllardan beri beyaz atlı prens ini
beklemişti,Alaz'in yüzüne bakamıyor bacakları onu tasiyamazken
Elleri birbirine karışıyordu ilk kez bu tür duyguları yaşıyor anlam veremiyordu.
Sıla okulundan ,Alaz ise yeni başladığı işinden bahsederken birbirlerini tanımak için bir süreye
gerek olmadığını anlamışlardı. Ilerleyen günlerde ailelerini çocukluklarını birbirlerini iyice
tanımış tanıdıkça aşkları bir çiçek gibi açmış buyumustu.Gözleri dünyayı görmüyor,dunya sadece
ikisinin etrafında dönüyordu.
Işte bu süre içinde kalpleri birlikte çarparken Irmak ve sevgili abisi ile uzaklaşmış tabiki aşk
sarhosluguyla bunun farkına varamamisti.
Aslında bu çok normaldi üç kardeste hayatlarını kurmak geleceklerine belli bir yol çizmekle
meşguldü. Abim Sevgili abim beni herşeye hazirladin her şeyi öğretin güçlü ol dedin.Fakat duygular
öğretilmiyor,aşk başa gelince ne yapacagini anlatmamis ogretmemisti.Bilse onu da öğretirdi .Isiyle
öylesine meşguldi ki henüz aşkı yasamamıştı bilmiyordu.
Keşke en baştan ilişkisini apaçık yaşasaydı. Peki Alaz ona ne olmustu, kendine bir haber bile
vermeden yok olamazdı,onu çok iyi tanıdığını sanıyordu sevdalarina inanmıştı. Olanlarsa bu
düşüncelerini yalanlıyordu .
Alaz en ufak bir haber bırakmadan yok olmuştu,sanki hiç olmamıştı.Kime sorar nerede
arardi.Iliskilerinin ilerlemesini Leyla ve Ali Kemal 'den bile saklamışlardı,daha dogrusu tek basina
yaşamışlardı. Olan ise dogmamis bebeğine olmuştu en acisida canından can kattığı Alaz'in kaçışını
yokluğunu ona unutturan bebegi yok olmuştu.
Alaz 'in yokluğuna alisamamisken bebeğinin acısı daha da beter yikmisti onu , Alaz diye inledi
içinden seni asla affetmiyecegim.
Birden döndü Irmak 'a sarıldı şimdi sarsıla sarsıla ağlıyordu. Agladikca içinden birşeyler akıp
gidiyor asla eskisi gibi olamayacağını düşünüyordu. Içinden geçenleri birilerine anlatmalı bu
nefreti bu kini bu acıyı içinden çıkarıp atmalıydı .Bebegi gibi bu duygularda Alaz 'in sevgisi de yok
olup gitmeliydi.Böylece Alaz 'dan intikamını almış olacak.
Bu acı son bulacaktı.
-Irmak abi mi cagir sizinle konuşmak istiyorum.
Irmak hemen telefona sarıldı. Abisi babası ile balık tutuyordu.Neler olduğunu anlamaya çalışlar
kafasında bin bir şüpheyle kızların yanına geldi.
Sıla olanları en başından beri olması gerektiği gibi anlattı anlattı. Her sözcükle kardeşlerini de
acisiylanyaktigindan habersiz anlattı. Konuşmanın sonunda üç kardeş birbirine sıkı sıkı sarılmış
ağlıyordu.