Ertesi sabah herkes elindeki liste ile yola koyuldu.Selma öğlene kadar üç oteli bitirmişti, liste azaldıkça daha
Kolay olacağını düşünmüştü oysaki ògleden sonraki uğradığı otelin sahibi ters birisi çıktı. Otelin bir yazı dizisinde
çıkacağına sevinecegine sinirlendi tek bir söz söylemeden resmen onu kovaladı.
Tam otelden geri cikacakken otel gorevlilerinden biri yanina yaklaştı.Yarım saat sonra köşedeki kafede buluşmak
üzere sozlestiler.Kafede çocuğu beklerken onları nelerin beklediğini düşünüyordu.
Sıla sı bir umut peşinde erkenden kalkmış ,telas icindeydi ya elleri boş dilerlerse neler olacakti.Bunları düşünmeye
calisirken cantasinda sigara aramaya basladi.Üc aydır sigara paketi cantasindaydi.bir tane bile icmemisti,elleri pakete
uzqndi simdi degilse ne zamqn diye dusündü sigarasini yakti derin bir nefes cekti...
Hadi be oglumcabuk gel.diye kendi kendine söylendi. Birinin masayı tıklama sesi ile kendine geldi,evet bu o
çocuktu .Ne de güzel gülümsüyor diye içinden geçirdi,tıpkı ilk göz ağrım Murat 'ım gibi....Birden Muratla hiç
haberlesmedikleri aklına geldi otele dönünce ilk işi onu aramak olmalıydı. Acaba o ne gibi bilgilere ulaşmıştı ya
da ulasabilmismiydi.
Genç çocuk karşısına oturdu kendini tanıttı, otelde stajyer olarak çalışıyordu Ayşe teyzesi olaydan kısaca
bahsetmişti .Keşke dedi Haydar beyle görüşmenizden önce sizi yakalayabilseydim sma onemi yok ben gelis
nedeninizi bildiğim için önceden otelin kayıt defterini kontrol etmiştim.
Alaz bey 25 haziran için otelde yer ayirtmis fakat nedendir bilmem bir gün önce arayarak Gaziantep'e
Uğrayacağını iki gün sonra otele geleceğini bildirmiş. Üstelik Gaziantep 'te kalacağı otelin otelin adını ve telefonunu
Bırakarak kendini arayan birileri olursa yonlendirmelerini rica etmiş Resepsiyonunda ki arkadaşa sordum arayan
soran olmamış.
Selma 'nın kalbi bu sözleri dinlerken o kadar hızlı çarpmaya basladi ki bur an bayılır yere düşeceğini düşündü.
Genç adam durumu anlamış olmali ki onu sakinleştirmeye çalıştı.Sizin Y azilarinizin hayranıyım ve size yardımcı
olacagima söz veriyorum.dedi.
Geç kalmaması gerektiğini soyleyerek herhangi birşey duyarsa Ayşe teyzeye not bırakırım diyerek otele dogru hizla
uzaklaştı .
Sıla Adana'nın sıcağında ne yapacagini şaşırmış durumdaydı, sabahtan beri o pansiyonda bu pansiyona koşturup
duruyordu.Elindeki liste azaldıkça sevinsin mi uzulsun mü bilemiyordu.Bütün umutları liste ile birlikte azalmaya
başlamıştı .Yeni bir pansiyona doğru gidiyordu lakin bacakları onu zor taşıyordu .Bu sıcak ne zaman bitecek diye
düşündü, neredeyse akşam olmuştu. Pansiyonun küçük bahçe kapısını acti iki adım atmadanyere yığıldı kaldı.
Bir takım sesler duyuyordu ama ne kalkabiliyor ne konuşabiliyor du,henüz kendini toparlayamamisken Alaz 'ın
peşine düşmek hata miydi Acaba...Hayır diye inledi Alaz bir hata olamaz,ona olan kızgınlığı ve kırgınlığı her geçen an
artıyordu. Aman Allahım neler söylüyorum sen bana dayanma gücü ver.
15-20 dakika sonra toparlanmaya başladı, karşısında ufak tefek ,kıvırcık saçlı ,dünyalar güzeli ,simsiyah gözleriyle
gülümseyen genç bir kadın duruyordu. Biraz sonra onun pansiyonda kalan yeni tayini çıkmış bir doktor olduğunu
öğrendi.Tam yerinde bayilmisim dediğinde etrafındakiler gülmeye basladi,hemen buz gibi bir biri bici önüne
koydular.Bunun ne oldugunu bilmediği için önce yemek istemedi ama aldığı ilk kaşıktan sonra serin serin bu bici
biciyi hic unutmayacagini anladı,
Bir süre sonra doktor Zeyneple sanki kırk yıllık arkadaş mış gibi konuşmaya başladılar.Kısaca burada bulunma
sebebini anlattı hem de bir yabancıya. ..Zeynep haziranın başından beri burada olduğunu eğer Alaz bey buraya
gelmişse asla unutmayacagini söyledi,.
Zeynep:
-Sıla ciğim bu adam tanınmak istemiyorsa kendi ismi ile kayıt yapılmamıştır keşke bir resmi olsaydı .dedi.
Sıla telefonundan birlikte çektirdikleri resimlerden birkaçını gösterdi.
Gozü Zeynep'in üstündeydi süratini her ifadesini izliyordu.Zeynep yine o tatlı gulumsemesiyle
-Silacigim tanıdım.Bu adam 25 haziranda buraya geldi saati saatine hatırlıyorum çünkü ilk nöbet günümdü .
Nimetten gelmiştim lobide bir adam vardı ve kolu kırılmıştı. Kolunu göstermek için hastaneye geldik ,alciya aldılar
adını hatırlamıyorum çok yorgundum yoğun bir gündü ama hastane kayıtlarından adını bulabilirim.
Sıla p ansiyondan ayrılıp otele dönerken yürümüyor sevinçten uçuyordu.İçinde taptaze bir umut
yesermisti.Nihayet bir iz bulmuştu.
Otele geldiğinde annesini bahçede çay icerken buldu,Selma harıl harıl birşeyler yazıyordu .Sıla 'yi görünce yüzünde
kocaman bir gülümseme belirdi.Sıla kosarak annesine sarıldı ikisi aynı anda yaklaştık dedi ve gülmeye başladılar.
Bugün olanları birbirlerine anlattiklarinda keyiflerine diyecek yoktu. Yemek için hazırlanmak üzere odaların çıkar
çıkmaz annesi Murat'ı aradı.
-Ze