Arkadaşlar kısa oldu ama özür dilerim, sınavlara çalışmam gerek yine de en kısa zamanda yeni bölüm yayınlayacağım :) Multimedya'da Mert var :)
İyi okumalar :)
Ben daha ne olduğunu anlamadan,Berke beni iktirdi ve içeri girdi, Mert’se önce bana bakıp gülümsedi ve içeri girdi. Bu gülümseme o kadar buruk bir gülümsemeydi ki, her şeyin bittiğini o da biliyordu.
Berke’ye baktığımda, bir Asya’ya bakıyordu birde Mert’e ama Mert’e baktığımda yumruklarını sıkıyordu ve ağzından garip sesler çıkarıyordu, belli ki öfkeliydi. İkisinin üzerinde de azıcık kan vardı, çok yoktu demek ki çok kötü kavga etmemişlerdi.
İkiside aşık gözlerle Asya’ya bakıyordu. Bu saatte ilk defa böyle bir şey yaşıyordum, aslında biliyorum saçma ama Asya’nın Mert’i sevmesini istemiyordum, sanki kıskanıyordum ama bu o bildiğiniz aşık kıskanışlar değil, sadece bir arkadaşınızı korumak istersiniz ya aynen öyle bir kıskanmaydı benim ki. Asya'nın ona hakkettiği değeri verecceğine inanmıyordum.
Berke ayakta bir iki defa kıpırdandı ve hızlıca Asya’nın elini tuttu. Mert’te sıktığı yumruğunu o an Berke’nin yüzüne geçirdi, neyse ki sert vurmamıştı. Berke bir iki adım savruldu ve çenesini tutarak eski pozisyonunu aldı. Şaşkındım çünkü Berke böyle bir şeye asla tepkisiz kalmazdı.
"Asya, sana sadece bir soru soracağım, dürüst ol. Kimi seviyorsun? Bu işi artık burada bitirelim." Dedi Berke sesinden kendinden emin olduğu belliydi.
"Asya iyi düşün, seni çok sevdiğimi biliyorsun." Dedi Mert. Şuan o kadar çaresizdi ki acımadan edemedim.
" Biliyorum Mert." Dedi ve kafasını yere eğdi."
"Kiminle güldün bu kadar zaman kiminle eğlendin !" Dedi Berke. hafiften bağırmıştı ve bu ses Asya'nın irkilmesine neden olmuştu.
" İkinizle de, Ben ikinizden de vazgeçmek istemiyorum."
Asya’nın gözleri dolmuştu.
"Bir karar ver, daha fazla acı çektirme bize." Dedi. Sesi çok sakindi ve umursamaz bir tavırla söylemişti bunu.
"Siz mi acı çekiyorsunuz ha?! Burada canı yanan benim. Hayatımdan da çıkarmak istemediğim iki insansınız. Ama siz o kadar ukala ve bencil insanlarsınız ki sadece biri kazanabilir diye düşünüyorsunuz." Gözlerini Berke'ye odaklamıştı.
Sadece kafamı evet anlamında sallamakla yetindim.
"Kalbim birine ait evet, ama diğer kişiyi kaybetmek istemiyorum." Ayağıyla halıda daireler çiziyordu. Masum bir çocuk gibiydi.
Kimse konuşmadı.
"Ben, Berke’yi seviyorum." Dedi ve Mert'e baktı.
Berke hızlıca Asya’yı kucağına aldı ve döndürmeye başladı. Onu öpücük yağmuruna boğuyordu. Mert’e yan gözle baktığımda yıkılmıştı, dişlerini gıcırdatıyordu. Herhalde üzgün olduğunda bunu yapıyor diye düşündüm. Bir anda Mert simsiyah koridorda yok oldu, ama açtığı ışıktan odama girdiğini anladım. Sanki şimdi olanlar 1 dakikada gerçekleşmişti.
"Seni bekliyorum miniğim, eşyalarını al, bunu kutlayalım. Artık benimsin." Berke'nin gözünden bir şeyler çevireceğini düşünüyordum aslında ben Mert'in hep kötü şeyler düşünüdüğünü düşünüyordum.
"Hemen geliyorum sevgilim."
Asya yanımdan geçerken bana göz kırptı ve gülümsedi. Mutluydu. İstediği şey olmuştu ama bir yandan da buruktu, canı yanıyordu.
"Sinem , ne haber?"
Bir an duraksadım.
"Merak etme bugün senle daha fazla uğraşmayacağım." Dedi ve yandan gülümsemesini yüzüne yerleştirdi.
Kulaklarıma kadar yanmaya başlamıştım, sinirlenmiştim.
"Defol git evimden."
"Söylediklerimi aynen Mert’e ilet, Benle yarışamayacağını anlasın. Her zaman ben kazanırım."
Tam ağzımı açıcakken içeri Asya girdi, yüzü biraz asılmıştı ama mutlu görünüyordu, en azından çabalıyordu.
"Her şey için teşekkür ederim Sinem." Dedi ve sımsıkı sarıldı.
Artık gitmişlerdi ve bir misafirim vardı. Saat’te sabahın 8’ydi. Ama bugün Cumartesiydi o yüzden sorun değildi annemde 12’ye kadar uyurdu herhalde diye düşündüm.
Odama doğru ilerledim, birazda düşünceliydim, acaba şuan Demir ne yapıyordu? Mutlu muydu? Odamın kapısını açtığımda şaşkınlığımı gizleyemedim. Ağzım açık kalmıştı.
Mert yoktu!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çünkü Canım Öyle Istedi
RomanceMutluydu,muhteşem bir ailesi, yakışıklı bir sevgilisi vardı ayrıca vazgeçemeyeceği bir de dostu vardı. Derler ya her şeyin bir sonu vardır diye, onun sonu hepimizinkinden farklı.Aşk onu yüzüstü bırakıp giderken, dostuysa yavaş yavaş kuytu bir yere...