"Yeni Biri."

436 15 0
                                    

Arkadaşlar , yeni bölüm geç geldi özür dilerim, ama ödevlerim vardı ve vaktim yoktu. Neyse bu bölümü diğerlerine göre uzun yazdım. Herkese iyi okumalaarr :)) Bu arada Multimedya'da Sinem var :)

    Gözlerimi kırpıştırdım, ve tekrar yüzüne baktım, şuan daha bir kusursuzdu.Bana gülümsedi ve yola döndü , bense gözlerimi tekrar kapatmıştım, çok yorgundum, ayrıca bütün okula rezil olmuştum, tekrar ezik Sinem olmuştum.Gözlerimi bir süre sonra açtığımda, Şöför koltuğunda yoktu Mert, evet beni okulun en popüler çocuğu kurtarmıştı, neyse. Camdan dışarı baktım, eve de gelmemiştik, bir kafenin önünde durmuştuk. Gözlerim Mert’i arıyordu, ama onu hiçbir yerde göremiyordum. Korkmaya başlamıştım. Ellerimi göğsüme koydum, ve bacaklarımı kendime çektim, Koltukta duran ceketi de bacaklarıma örttüm, istemsizce titriyordum. Bir an kapı açıldı ve yerimden sıçradım.

"Sakin."

"Nereye gittin sen ya?"

"Korktun mu?"

"Yok canım ne korkucam."

"Yüzün ve bedenin öyle demiyor." Dedi ve bana yaklaştı, nefesi yüzüme çarpıyordu, ellerimi tuttu ve “titriyorsun” dedi. Sonra da elini alnıma götürdü.

"Ateşin var."

"Beni eve götürür müsün?"

"Zaten demesen de öyle yapacaktım.Evin nerde?"

Yolu uzunca tarif ettim, 3 defa falan tekrar ettim ama salak olsa gerek 3.’sünde anca anladı.

Yolda uzun bir sessizlik vardı, bir şeylerin eksik olduğunu hissediyordum ama neydi, hiçbir zaman yanımdan ayırmadığım bir şey,  Olamaz , cüzdanım ve telefonum!

"Bara dönmeliyiz." Dedim, sessizliği bozarak.

"Saçmalama istersen."Dedi. Yüzünü bana doğru çevirmişti. Gözlerini gözlerime endeksleyip kaşlarını soru sorarcasına havaya kaldırmıştı.

"Eşyalarımı orda unutmuşum. Çabuk geri dön."

"Yarın birilerine aldırtırsın."Dedi. Sesi buz gibi çıkmıştı. Yola odaklıydı.

"Tanıdığım öyle biri yok."

"Nasıl yani?"

"O bara gidecek kadar aptal olan birisini tanımıyorum."Dedim, sesimin titremesine engel olamamıştım.

"Yarın sen gider alırsın o zaman."

"Ben hayatta gitmem, ya nasıl giderim, tekrar karşılaşırsam onla, ya dalga geçerse, ya cüzdanım elindeyse, telefonumu kurcalayıp herkese okuyorsa…."

"Tamam kes, ben alırım yeter ki sus."

"Ciddi misin?" Dedim büyük bir mutlulukla.

"Teşekkür ederim." dedim, yandan gülümsememi suratıma yerleştirerek.

Cevap vermedi bu sözüme. O yola  bakarken ona iyice bakma fırsatı bulmuştum, kahverengi saçları uzamıştı, ve cildi bir bebeğinki gibi pürüzsüzdü, yanlış anlamayın, ona dokunmadım. Gözleri maviydi ve ben o maviliklerde boğulmak istiyordum. Belki şuan aldatıldığımdandır bilmiyorum ama onun kollarında uyumak istiyordum. Korna sesiyle kendime gelmiştim.

"Eve geldik."

"İçeri gelmek ister misin?" Çok güzel soru aferin Sinem.

"Niye?"

"Kahve falan içeriz."

"Bar’a dönmem gerek."

"Niye?"

Çünkü Canım Öyle IstediHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin