Kalktığım da bugün parti vereceğimiz aklıma gelmişti. Acaba parti verme teklifini kabul etmese miydim? Hayır,o çocuğu görmek için iyi bir fikirdi. Lavabodan çıktıktan sonra saçımı taramak için aynanın karşısına geçmiştim ki aşağıdan konuşma sesleri duydum. Saçımı hızlıca taradım ve aşağıya indim. Evin kapısı açıktı ve birkaç kişi elinde kolilerle içeri giriyordu. Jack beni görünce yanıma geldi ve gülümsedi.
"Günaydın."
"Günaydın Jack. Bunlar da ne?" dediğim de gülümseyerek bakmaya devam etti.
"İçki..Bu akşam parti vardı unuttun mu?"
"Ama sarhoş olmayacağına söz vermiştin." Dediğim de güldü.
"İçki içmeyeceğime söz verdiğimi hatırlamıyorum." Dediğin de yanımıza Nash'in geldiğini fark edip gözlerimi devirdim.
"Selam!" dediğin de tek elini kaldırmış bana bakıyordu.
"Merhaba Nash! Sen de mi buradaydın?" dediğim de Jack koluma dirsek geçirmişti. Acıyla kolumu tutarken Nash'in suratının düştüğünü fark etmiştim. Nash 1 senedir benden hoşlanıyordu ama ben ondan hoşlanmıyordum. İyi biriydi, hatta okuldaki kızların yarısı onun peşindeydi ama ben hoşlanmıyordum işte.
"Ella,sen birilerini çağırdın mı? Diye sorduğun da Jack'e döndüm.
"Evet, Andrea gelecek." Dediğim de kapıdan tanımadığım biri daha girmişti ve Jack'e poşetleri nereye bırakacağını soruyordu. Jack "geliyorum" diyerek yanımızdan ayrıldığın da Nash ile yalnız kalmıştık. Bana bakıp duruyordu.
"Nash,bir şey sorabilir miyim?"
"Tabii ki."
"Şu şarkı söyleyen çocuğu tanıyor musun?" dediğim de biraz düşündü.
"Shawn mı?"
"Adını bilmiyorum,Jack bu akşam partiye onun da geleceğini söyledi."
"Benim tanıdığım Shawn var. Eğer ondan bahsediyorsan..?" dediği sırada Jack tekrardan yanımıza geldi.
"Dostum tüm siparişler geldi. Son bir kez herkesi arayalım akşam için."
"Tamam, ben bizim çocukları ararım."-Parti Zamanı-
Evin içi tamamıyla dolmuştu ve oturacak bir yer bulamamıştım. Jack ciddi anlamda aptalın tekiydi. Sadece kendi arkadaşlarını çağıracağını söylemesine rağmen okulun yarısı gelmişti. Ben Jack'e küfürler ederken Andrea'nın geldiğini ve etrafa bakındığını görmüştüm. Andrea'yı görür görmez rahatlamıştım,yoksa kafayı yiyebilirdim. Hemen yanına gittim ve kocaman sarıldım.
"Nerede kaldın? Kafayı yemek üzereydim."
"Partiyi kabul eden sendin."
"Böyle olacağını bilseydim asla etmezdim." Dediğim de gülmüştüm.
"Okulun yarısı gelmiş,inanmıyorum! Jennifer mı o?" dediğin de gösterdiği yere baktım. Bakmamla o çocukla göz göze gelmiştim ve kalbim yerinden çıkacak gibi olmuştu. 2 saniye bakıştıktan sonra başka yere bakmaya başlamıştı. Andrea bunu fark etmiş olacak ki kolumdan tutup beni kendine çevirdi.
"O kim?" diye sorduğun da utanmıştım.
"Bilmiyorum."
"Hoş çocukmuş." Dediğin de Andrea'ya baktım. Ona bakmamla birlikte hemen gülmeye başlamıştı.
"Ondan hoşlanıyorsun."
"Hayır,onu tanımıyorum bile."
"Gözlerin öyle söylemiyor ama." Dediğin de hemen gözlerimi ondan kaçırmıştım. Biz şu "hoşlandığım" çocuktan konuşurken yanımıza Gilinsky geldi.
"Birileri kuzenini hatırladı." Dediğim de bana sarıldı.
"Hadi ama,ne unutması? Hem siz neden bu köşede duruyorsunuz? Yanımıza gelsenize. Shawn birazdan şarkı da söyleyecek." Dediğin de nefesim kesilecek gibi olmuştu. Adı gerçekten Shawn'dı.
"Aaa o çocuk şarkı mı söylüyormuş?" diye sordu Andrea. Jack kafasını sallayıp,bizi sürüklemeye başlamıştı. Şu anda onun yanına gidiyorduk. Yani orada sadece o yoktu birçok kişi daha vardı ama ben tek onu görüyordum ve bu şey gibiydi garip. Ciddi anlamda hoşlanıyordum ondan.
"Hey millet! Kuzenim Ella'yı tanıyorsunuz değil mi?" diye sorduğun da herkes bize bakmıştı. Okulda popüler biri değildim ve çoğu kişi beni Jack sayesinde tanıyordu. Bir ara o da bakıyor mu diye bakışlarımı ona çevirdiğim de bakmıyordu. Sadece gitarıyla oynuyordu. Ben hala ona bakmaya devam ederken bir anda bakışlarını gitarından çekip bana baktı. Yine göz göze gelmiştik ve bu garip hissettiriyordu. Biz hala bakışırken kalabalıktan "onu tanıyoruz" gibisinden sesler gelmeye başlamıştı bile. En sonunda bize oturmak için yer açtıklarında Andrea ile birlikte oturduk.
"Shawn bugün hangi şarkıyı söyleyeceksin?" diye sordu Jennifer. Bu kıza daha da gıcık olmaya başlamıştım.
"Bilmiyorum,uhm sen seçer misin?" dediğin de parmağıyla beni gösteriyordu. 1 DAKİKA BEN? BEN Mİ? NE!!!
"Ben mi?"
"Evet, sen seçer misin?"
"Ş-şey peki." Dediğim de sesim kısık çıkmıştı ve muhtemelen utançtan kızarmıştım. Herkesin bana baktığını fark edebiliyordum.
"Ee söylesene bir şey?"
"Uhm, Ed Sheeran – Thinking Out Loud." Dediğim de gülümseyerek bana baktı.
"Harika bir seçim!" dediğin de gülümsemiştim. Daha sonra gitarını aldı ve şarkıyı söylemeye başladı. O başlar başlamaz herkes etrafımıza toplanmıştı.
"When your legs don't work like they used to before
Ayakların daha önceki gibi çalışmadığı zaman
And i can't sweep you off of your feet
Ve seni ayaklarından sürükleyemediğimde
Will your mouth still remember the taste of my love
Ağzın hala aşkımın tadını hatırlayacak mı?
Will your eyes still smile from your cheeks
Gözlerin hala yanaklarından gülecek mi? "
sesi gerçekten harikaydı ve ben sabahtan akşama kadar onu dinleyebilirdim. O şarkıya devam ederken toplulukta eşlik etmeye başlamıştı.
Şarkı bittiğin de herkes alkışlamaya başlamıştı. Bende alkışlamaya başladığım da herkese teşekkür ediyordu. Sonra gözlerimiz tekrardan buluştu. Sanırım bu gece en harika gecelerden biriydi.
"Sana da teşekkür ederim. Şarkı seçimi için." Dediğin de gülümsedim.
"Tamam bu kadar teşekkür yeter hadi partiye devam."deyip yerinden kalkan Nash'e baktım. Sanırım birileri kıskanmıştı.Birkaç kişi de Nash'e katılınca herkes oturduğu yerden kalkıp dans etmeye başlamıştı. Ben ise hala oturuyordum ve etrafı izliyordum. O sırada bir ses duydum.
"Jack'in kuzenisin demek ki."
"E-evet." Dediğim de kekelemiştim. Utançla Shawn'a bakarken o sadece gülümsüyordu.
"Hiç benzemiyorsunuz. Yani o parti çocuğu,sense..Pek hoşlanmıyor gibisin?"
"Evet, partileri sevmem. Çünkü sonunda ortalığı toplayan ben oluyorum." Dediğim de güldüğünü gördüm ama ona baktığımı fark edince hemen kendini toparladı.
"Benim de pek hoşlandığım sayılmaz. Arada gidiyorum partilere. " dediğin de gitarını gösterdi ve devam etti. "Şarkı söylemek için"
"Evet, bu seni 2. Görüşüm. Daha önce görmemiştim." Dediğim de kaşlarını kaldırıp bana baktı.
"Nasıl yani?"
"Şey yani genelde Jack parti verir ve seni hiç görmedim, geçen ki partide gördüm. Orada da şarkı söylüyordun.""Ha evet. Aslında ben de seni-" cümlesini tamamlayamadan yanımıza Andrea gelmişti. Şu anda sinirden kudurmak üzereydim. Çünkü ne diyeceğini merak ediyorum.
"Ella, benimle bahçeye gelir misin?" dediğin de dibime kadar girmişti.Fısıldayarak konuştum;
"Başka zaman gelsen olmaz mıydı? Ayrıca neden bahçeye gidiyoruz?" dediğin de cevap vermeden kolumdan tuttu ve beni çekiştirmeye başladı. Shawn' da "Neler oluyor?" bakışlarıyla beni süzüyordu. Zoraki olsa da ona gülümsedim ve bahçeye çıktık.
"Beni buraya neden getirdin? Eğer saçma birşeyse seni döve-" diyemeden Andrea sus işareti yaptı ve konuşmaya başladı.
"Şu çocuk..O kim?" dediğin de Jack'in yanında ki Aaron'ı gösteriyordu.
"Aaron."
"Sanırım ondan h-hoşlandım." Dediğin de sesindeki utangaçlığı fark edebiliyordum.
"Ciddi misin?"
"Hiç bu kadar ciddi olmamıştım." Dediğin de gülmeye başlamıştı. Bende gülerken ona eşlik ediyordum. Andrea şu ana kadar sadece bir kişiden hoşlanmıştı o çocukta okulun 2. Haftasında okuldan ayrılmıştı."Ee,onunla konuşacak mısın?"
"Hayır,hayır. Sakın sende bir şey söyleme. Henüz buna cesaretim yok."
"Peki." Dediğim de bahçeye Shawn'ın geldiğini gördüm. Onu görür görmez yine garip duygular içerisine girmiştim. Bizi fark edince gülümsedi. Tam yanımıza gelecekken, bir kızın onu kolundan tutup içeriye doğru sürüklediğini gördüm..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Party Friend" - Mendes
Hayran Kurgu"Prenses,kurbağayı öper ama her kurbağa Prense dönüşmez.."