Joy🗝

105 18 5
                                    

9 Ağustos

Bugün dün içine defalarca baktığım kutunun ve oyuncakların yanında uyandım. Gece boyu düşündüm ama anahtar için tekrar Danny'nin evine gitmekten başka bir yolumun olmadığını anladım. Mutfağa geçip buzdolabını açtım, sütün kokup kokmadığını kontrol ettikten sonra hızlıca kahvaltımı yapıp üstümü değiştim. Danny'nin evine gitmek için hazırdım. Dışarı çıktım ve hızlı adımlarla ilerlemeye başladım tam bu anda alt sokakta yabancı bir araba dikkatimi çekti.

Araba durdu ve içinden bir adamı yola attılar ve yollarına devam ettiler. Ben yardım için adamın yanına koştum. Yanına geldiğimde adamın perişan bir halde olduğunu gördüm ve hemen adama doğru yaklaştım, yüzünü kendime çevirdim ve yüzünü gördüm, evet bu Danny'di.

Onu hemen sokağın kenarına çektim. Ona sakin olmasını ve kendini yormamasını söyledim ama o son gücüyle kolumu tuttu ve 'anahtar' dedi, 'anahtar onların eline geçmemeli!' Hızlıca "Anahtar nerde Danny?" diye sordum ama tek bi kelime edemeden gözlerini kapattı.

🕑

Polisler Danny'nin ölümü için beni sorguladıktan sonra evime geçtim ama saatler geçmek bilmiyordu ne yapıp edip olup bitenleri anlamalıydım Belkide küçük Melanie bu sayede kurtulabilirdi. Polislere sırf Danny anahtarı gizli tutmak istedi diye kilitli kapıdan bahsedemedim.

Çöpleri dışarı çıkarmak için çıktığımda küçük bir erkek çocuğu yanıma geldi. "Hey sen kimsin küçük,diye sordum."

Küçük çocuk beni takip etmelisin dedi ve yürümeye başladı. Hey çocuk nereye diye arkasından bağırdım. Başta ne olduğunu anlamamıştım ama sonra bu küçüğü birinin benim için gönderdiğini anladım. Küçük çocuk beni dar bir sokağa götürdü, getirdiği son yerde ne bir kapı nede bir insan vardı.

Küçük çocuğun elinden tuttum ve "Beni neden buraya getirdin?" diye sordum ama birşey demeden koşarak uzaklaştı.Hiçbir şey anlamıyordum, tam o sırada eski bir çöp kovasının hareket ettiğini gördüm ve önünü kapattığı kapıdan biri çıktı ve bana bakarak,"Haydi gel." dedi.

Siyah kıyafetiyle daha da gizemli görünen bu adam hiç bir sorumu cevaplamıyordu. Yürüyorduk ve ona nerdeyiz, niye beni buraya getirttin gibi birçok şey sordum ama beni sanki duymuyordu.

Uzun bir yürüyüşten sonra bana baktı ve otur sorularının hepsini cevaplıyacağım dedi. Ben direk "Anahtar meselesi nedir?" diye sordum. Bana baktı, yüzünde her türlü duyguyu görebiliyordum ve bana 'Yaşamamız için elimizdeki tek şans' dedi.

Anlamıyordum, daha açık konuşur musun dedim. İlk önce sana sormam gereken şeyler var, dedi. Danny' i sadece komşun olarak mı tanıyorsun, dedi. Bende evet o çok iyi bir adam ve komşuydu, dedim.

Sana garipseyeceğin şeylerden bahsetti mi diye sorarken gözlerime dik dik bakıyordu. Bana, "Bugün bu kadar gerçeği bir anda kaldırabilecek gücü kendinde görüyor musun" diye sordu ve bende ona 'evet' dedim.

İnsanları sever misin diye sordu bana. ben çok iyi bir insan olmasam da iyi bir insanım bence, insanların kötülüğünü isteyen bir insan olmadım en azından ve evet ben bir insanı herkesten çok sevmiştim de...

Ona "evet" dedim. Bana "İnsanları zannettiğinden de çok seviyorsun." dedi. Ne demek istediğini anlamıyordum lütfen bana ismini söyler misin, dedim çünkü hiçbir şey anlayamıyorum, "Tamam,bana Joy derler ve sen de beni aslında tanıyorsun." dedi. "Hayır." dedim Joy:
~Evinin  önüne sadece salı günleri gelen o gazeteleri kim koyuyordu zannediyorsun Danny'e olanlarla hiçbir alakanın olmadığını mı düşünüyorsun? Sen başından beri bu işin içindesin,sadece zamanın gelmemişti ama artık zaman senin zamanın.

O anahtar burada ve seni bekliyor anahtarı götür ve seni uzun zamandır bekleyen gerçeklerle karşılaş. Bizi ve geleceğimizi kurtar.

Sinirli bir bakışla ona:

~Benle dalga mı geçiyorsun sen? Bu klişe sözler tam da saçma bir filminden çıkmış gibi, ben kimim ki, ben kimim ki geleceğimizi kurtarabileyim? Derin bir nefes aldım ve Joy'a baktım "Joy ben bu işe giremem kusura bakma, aradığın insan ben değilim." dedim. Joy gülümsedi ve ardından:

~Çoktan girdin bile, dedi.

GİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin