\\8.bölüm.//

583 44 3
                                    

"Ardıç?"

"Hasan beyin kızı sen misin?, çok tatlı bir adam baban."

Şimdi dediği iyi birşey mi yok kötü birşey mi?

"Sağol, şu iş meselesi ne?"

Diye sordum.

"Bir ortaklık konusu varda"

Demek benim babam onlarla ortak olacaktı.

Ama onlar çok zengin.

"Anlıyorum,neyse içeri geçelim"

Deyip salona ilerledim.

Babam bizi görünce tebessüm etti.

"Evet, o da benim kızım damla"
Diyerek beni gösterdi babam.

"Ne kadar güzel bir kızınız var maşAllah."

Dedi ardıçın babası olduğunu düşündüğüm kişi.

"Sağolun" deyip mutfağa geçtim anneme yardım etmek için.

"Kızım kahveleri götür misafirlere"

Diyerek annem elime tutuşturdu tepsiyi.

Tuz mu koysam?
Bi mesaj filan.

Kendi kendime güldüm.

Elimde tepsiyle salona girdim.

Herkese verdim ve son olarak ardıç kalmıştı.

Bu kahvenin ardıçın elinde olması gerekmiyor muydu?

Ama konu ben olunca kahvenin üzerine dökülmüş olması daha mantıklı gelir.

"Ayy ben çok özür dilerim Tuttun zannettim."

Ardıç acı içinde bağırıyordu.

.

Annem ise bana söyleniyordu.

Sakar olmam benim suçum mu?
(+9 sakarların savunma itemi)

5 dakika sonra ardıç babamın giysileriyle salona geldi.

Istemsizce güldüm.

Ağzımı oynatarak ardıça "yakışmış" dedim.

Kaşlarını çatarak bana "gebertirim seni damla"dedi. Herkesin derdi başka olduğundan kimse duymamıştı.

Hala gülüyordum.

Evet ardıçlar gittikten sonra annemler beni iyi bir azarlamıştı.

Haketmiş miydim?
Belki.

Ama çok komikti o an ki hali.

Açelyadan;

"Ne istiyorsun benden anne?" dedim ağlamaklı sesimle.

"Ya birkaç aya evlenirsin yada ben seni zorla biriyle evlendirmesini bilirim."

Demişti bana annem.

Babam yoktu benim.

Annem ise
Pek anne olduğu söylenemez.
Her gün bir sevgilisiyle gezen kadına anne denir miydi cidden?

"Anne yapma lütfen, yapma..."

Dedim tekrar sesimin çaresizliğiyle.

"Açelya yeter! Ağlama. Banada anne demeyi kes, ben senin annen filan değilim. Artık evlende kurtulayım."

Dedi ve telefonu kapattı yüzüme.

Ağlıyordum...
Saatlerdir çarezisce ağlıyordum.

Annemin zoruyla evlenecektim.

Annem beni sevmiyordu.

Sevmeyecekti.

"Kimsin ya kimsin gönül rahatlığıyla deprosyona giremiyoruz."
Bağırırken bile boğuk çıkmıştı sesim.

Gidip 1 saattir israrla çalan kapıyı açtım.

Karşımda Arif i gördüm.

Şu ankim olduğu umrumda değildi.

Birilerine ihtiyacım vardı.

Düşünmeden sarıldım,arif'e.

Arif biraz afalladıysada bir şey demedi.

"Arif... annem beni istemediğim biriyle evlendirecek." Diyip tekrar bıraktım gözyaşlarımı.

Beni sakinleştirmeye çalıştı.
"Tamam açelya sakin içeride anlat istersen."

Dediğinde "tamam." Dedim. Içeri geçtiğinde bende peşinden geçtim.

"Annem beni aradı...
Ya birkaç aya birisiyle evlenirsin dedi, yada kendisi biriyle evlendirirmiş."

Diyip hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.

"İyi de bunu neden yapıyor? Hangi anne yapar bunu. Bence sen yanlış filan anlamışsındır."

Dedi.

"Annemi tanımıyorsun, annem hergün bir sevgilisi olan bir kadındır. Babam öldü benim.
Oda tabi bir önce benimde evlenip gitmemi istiyor."
Dedim tekrar ağlamaklı sesimle.

"Hiç mi vazgeçmez?" Dedi.

"O kadın beni zaten sevmiyordu.
Tabikide vazgeçmez. Buna adım gibi eminim.
"Açelya sana birşey diyeceğim."

Dedi bana bakıp.

"Efendim?"

"Eğer istersen...."

Safa Kız LisesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin